♛MERHABA! GELDİK 30. BÖLÜME. DÜN KIVIRCIĞIMIZIN (1 ŞUBAT) DOĞUM GÜNÜYDÜ. 31 OCAK'TA DA MIDNIGHT MEMORIES ÇIKMIŞTI. ÇOOOK GÜZELDİİ ♡ KLİBİ ABİME BİLE İZLETTİRDİM. SİZİ FAZLA OYALAMADAN BÖLÜMÜ OKUMAYA GİDEBİLİRSİNİZ. SİZİ ÇOOOOK SEVİYORUM. ♡ İYİ OKUMALAR! ♡♛
[Bölümde HAMAK diye bir şey geçiyor. Bilmeyenler için açıklama yapayım: İki ağaç veya direk arasına asılarak içine yatılan ve sallanabilen, ağ, bez vb.nden yapılmış yatak, ağ yatak]
(Şarkı: One Direction - Midnight Memories)
✾♫✾
Bu sözleri söyledikten sonra paytak paytak yürüyüp koşarcasına Harry'nin yanından uzaklaşıp bir taksiye atladım. Arkamdan bağırmasını es geçip taksiciye evin adresini söyleyip kafamı cama yasladım. Nereye gittiğimi iyi biliyordum. Tabii ki de eve gidiyordum ve odama çıkıp yastığa kapanarak ağlayacaktım. Bunu yapacaktım. Kafamı yasladığım camdan dışarı izliyordum. Kafamı, yasladığım camdan kaldırıp taksiciye döndüm.
"Biraz daha hızlı olur musunuz beyefendi?"
"Bundan daha hızlı gidemem hanımefendi. Hız sınırı var." demişti bana somurtarak. Suratsız bir taksici olduğu halinden belliydi. Buradan anlaşılacağı kadarıyla müşterileri ile konuşmazdı ve asabi bir tipi vardı. Eve geldiğimizde ona uzattığım paranın üstünü bile almadan kendimi arabadan atmıştım.
"Hanımefendi, para üstünüz?"
Taksiciyi alacak kafam yoktu. Anahtarı deliğe sokmaya çalışmak ise cabasıydı. Deliğe bile konsantre olamıyordum ve bu benim sinirlerimi fazlasıyla bozuyordu. Kafamı kapıya yaslamış beklerken arkamdan yine taksici seslenmişti.
"Yardım etmemi ister misiniz hanımefendi?"
"Hayır, teşekkür ederim. Rica etsem buradan defolur musunuz?" dediğim anda taksici gazlayıp gitmişti. O asabi yüzünün altında iyi birisi mi vardı ne? Yakışıklı mıydı ne? Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi? Konu neden buraya geldi? Taksiciden banane. Kapıyı açmayı bırakıp bahçeye yavaş adımlarla ilerledim. Çitten yapılmış kapıyı açıp bahçeye girdim. İlerideki hamağa ilerleyip önünde durdum. Ayakkabılarımı çıkartmadan hamağa yatıp gözlerimi yumdum. Uyuyamıyordum. Gözlerimi yeniden açıp etrafa bakındım. Gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum. Alkollüydüm ve üzgündüm. Daha berbat ne olabilirdi ki? Aşk acısı diye sanırım buna diyorlardı. Aşk acısından içmek. Gözlerimden akan yaşlar birer birer düşerken ellerimle gözyaşlarımı silmeye çalışıyordum. Aşık olmamam gereken bir kişiye aşık olmuştum. O'na. Onu unutmak bana kalmış bir şeydi. Ama duygularım beynimin önüne geçiyordu. Yapamıyordum. Güçsüzdüm. Şu anda tek ihtiyacım olan bir sarılmaydı. Tek bir sarılma. Gözlerimi bir anlığına kapatıp içimden dua ederken üstümdeki eller ile inleyip geri çekildim.
"Hey, sakin ol." dedi Less kollarımdan beni tutarken. "Bu halin ne senin?" dedi gözlerimden akan yaşlara bakarak. "Çocuk sana sevdiğini söylüyor ve sen ağlıyor musun salak? Sende onu seviyorsun işte, daha ne istiyorsun?"
"Acı çekmekten korkuyorum Less. Tekrardan aynı acıları çekmek istemiyorum."
"Aşktan kaçamazsın Dicle. Kime aşık olacağını da seçemezsin. Bir anda karşına çıkar ve tutulursun. Dene." dedi gözyaşlarımı silerken. "Bir ziyaretçin var." deyip geri çekildi. Less evin içine giderken ziyaretçimin kim olduğunu düşünüyordum. Gözümün önünde beliren bir adet Kıvırcık , bütün konsantrasyonumu bozmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Calf Love (Niall Horan)
Fanfiction«İliklerime kadar hissettiğim aşkın en güzel yanı da onunla olmasıydı.» ©Tüm Hakları Saklıdır.