*Merhaba xd Umarım bölümü beğenirsiniz. Sizi seviyorum çaklıtlar ♥ Ayrıca Story of My Life çıktı ve gerçekten süper!! ♥ İyi Okumalar!*
(Şarkı: One Direction - Story of My Life)
✾♫✾
"Ne?"
"Duydun işte. Paris."
"Neden?"
"Nedenini sorma Less."
"Sana neden diye sordum!" diye cırladım yüzüne doğru. İç çekip beni duvar ile arasına aldı. Ne yaptığını anlamaya çalışırken, vücudunu vücuduma bastırmıştı. Kulağıma eğilip vücudunu bana daha da bastırdı. Şu anda tamamen üstüme çullanmıştı. Jackson ne kadar da ağırmış. "Bana güvenmiyor musun sevgilim? Seni bir gün bile görmediğim de seni çok özlüyorum. Sanki bir gün ayrı değil, bir asır ayrı kalmışız gibi hissediyorum. Sen özelsin. Sen farklısın. Ben, seni seviyorum." Söyledikleri karşısında duygulanmıştım. Yeşil gözleri ile etkilemeyi iyi biliyordu. "Pekala." dedim yanağına öpücük kondururken. Beni kolumdan çekiştirip arabaya yönlendirdi. Niall'ın kıyafetleri ile dışarıdaydım. Jackson beni yan koltuğa tıkıştırırken, Niall'a haber verme gereği duymuştum. Jackson sürücü koltuğuna geçince kollarımı kendime doladım. "Niall'a haber vermeliyim." "O zaten biliyor." Derin nefes alıp ona baktım. Başımı sallayıp onu onayladım. "Hazır mısın?" Başımı sallayıp gülümsedim. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Camdan dışarı bakarken, Londra'nın gece de şahane olduğuna şahit olmuştum. İç çekip dışarıyı izlemeye devam ettim. Bir süre sonra durduğumuzu anlayınca ona döndüm. Burası havaalanı.
"Hadi. Uçağı kaçırmayalım." dedi elimi kavrarken. Elimi elinden çekince morali bozulmuştu.
"Hadi."
Havaalanına girip işlemleri yaptıktan sonra uçağa binmiştik. "Ben yanıma hiçbir şey almadım." dedim kaşlarımı çatarak. "Sorun değil. Orada alırız." dedi yeşil gözlerini bana dikerken. Şu anda yeşil gözleri ile beni etkisi altına almıştı. Yeşil gözleri beni etkisi altına almıştı fakat Niall. Bana neden o kadar iyi davranıyordu? Yoksa o? Kafam çok karışmıştı. Ama Jackson'a güveniyordum. Ama Niall da kafamı karıştırıyordu. Şu anda uçaktaydık. Uçak kalkacaktı ve kemerlerimizi bağlamıştık. Uçak kalkarken, sarsılmıştım. Kendimi uykuya teslim ederken, son gördüğüm bir hostesti.
Uyanmamı sağlayan beni sarsan bir çift eldi. Gözlerimi ovuşturup karşımdaki bir çift yeşil göze baktım. "Uyan Less. Geldik." Uçak inmişti. Gözlerimi yeniden ovuşturup camdan dışarı baktım. Kemerimi çıkarıp esnedim. Esnediğim için gözlerim yaşarmıştı. Yerimden kalkıp birlikte uçaktan inmiştik. Havaalanından çıkıp bir taksi çevirmiştik. Taksiye binmiştik ve Jackson taksiciye bir yer söylemişti. Camdan dışarı bakarken, Paris'in gece büyüleyici olduğunu farkettim. Eyfel Kulesi insanları etkisi altına alıyordu. Bende dahil. Paris, gece yanan tüm ışıklar ile gökkuşağı gibiydi. Her yer ayrı renkler ile kaplıydı. Elimi yanağıma koymuştum. Jackson beni dürtünce geldiğimizi anlamıştım. Arabadan inip önümüzdeki apartmana baktım. Jackson elimden tutup beni apartmana sokmuştu. Asansöre binip yukarı çıkarken, bu asansör daralmamı sağlıyordu. İyi ki çabuk gelmiştik. Eve girince içeri göz attım. Ne ara almıştı bu evi? güzel bir evdi.
"Gel." dedi kolumdan çekiştirirken. Bir odaya girince duraksadım. "Burası?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Burası odamız." dedi odada gezinirken.
"Odamız?"
"Evet sevgilim." dedi en içten gülümsemesiyle. Gülümsemesine karşılık verip ellerimi cebime koydum. Odaya bakarken, gözüm yatağa takıldı. Çift Kişilik. Saat gecenin dördü ve benim hala uykum var. Jackson odadan çıkarken, üstümü değiştirmeden yatağa yattım. Üstümde hala Niall'ın kıyafetleri vardı. Kıyafetlerin üstüne kokusu sinmişti ve çok güzel kokuyordu. Kokusunu içime çeke çeke kendimi uykuya teslim etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Calf Love (Niall Horan)
Fiksi Penggemar«İliklerime kadar hissettiğim aşkın en güzel yanı da onunla olmasıydı.» ©Tüm Hakları Saklıdır.