*Merhaba çaklıtlar xd ♥ Yeni bölüm ile karşınızdayım. xx Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Önümüzdeki iki hafta boyunca hep sınav var ve hafta içi bölüm yazamayacağım :( Yazabilirsem hafta sonu yazacağım. Büyük ihtimal benim sınavlarımdan ayrıca, herkesin sınavlarıda yaklaşıyordur. Umarım herkes istediği notu alır. Başarılar!! Ayrıca External Linkte "Revenge And Love" adlı hikayem var. Her neyse. Bölümü umarım beğenirsiniz. xx Sizi seviyorum çaklıtlarım ♥ İyi Okumalar! :)*
(Şarkı: Avril Lavigne: I Miss You)
✾♫✾
"Ne? Ne demek Paris'te?"
"Sinyal oradan geliyor. Paris'te ki ekiple irtibata geçeceğim." Paris? Londra dışı? Benden uzak? Onu özlüyorum. Benim saçının teline zarar vermeye korktuğum meleğim tek başına nasıl gidebilmişti? Hafızası gitmiş bile olsa bu bana çok koyuyordu. Ama yine de sabırlı olmalıydım. Çünkü bana güçlü kalmayı o öğretmişti. Küçüklüğümde yediğim bir iftirada güçlü kalmamı söylemişti. Benim hep yanımda olup bana destek vermişti. Bana "Sana iftira atanları takma. Sen güçlü gözük ki, seni yıldıramayacaklarını anlasınlar. Baktın çok ileri gidiyorlar. Çağır beni ve ikimiz onları dövüp kaçalım." demişti. Less'in çok farklı bir kişiliği vardı. Küçüklükten ona alıştırdığım çoğu şey vardı. Mesela maç izlemek. Less, diğer kızların aksine maç izlemeyi seven bir kızdı. Spor ile ilgilenen, dans eden, enerjik biriydi. Spor ile ilgilenen, maç izleyen. Dedim işte size. Salgın hastalık gibi yaydım. İlk kurbanım Less olmuştu. Aslına bakarsanız, böyle olmasını seviyordum.
"İyi ki bu salgın hastalığı ona bulaştırmışsın Niall." İç sesime hak verip onu onayladım. "Kıza özelliklerini bulaştırabilirsin. Fakat onun özelliklerini tamamen silemezsin. Öyle bir şey için evrim geçirmesi gerek." Ne ötüyor bu iç ses?
"Haklı olduğumu biliyorsun dostum. O kız çatlak ama onu sevimli yapan da bu. Çatlak ve seksi."Çatlak mı?
"Evet. Çatlak!" Çeneni kapar mısın iç ses? Less çatlak değil bir kere. Kesinlikle kafayı yiyorum. Kaşlarımı çatmış iç sesimle savaş yaparken, birinin beni sarması ile irkilmiştim. Beni sarsan ellerin bir çift yeşil göze ait olduğunu görünce iç çektim. Kollarımı kendime dolayıp Benjamin'e boş boş bakındım.
"Paris'e gideceğim." dedi Dicle. Başımı sallayıp ona katılınca diğerleri de başlarını sallamıştı. Gözlerim yaşlıyken içeri akın eden Austin dikkatimi çekmişti.
"Less nerede? Göreniniz varmı?" dedi elleri cebindeyken. Dostum, olanlardan bir haberin olsa şaşırırdın.
"Dostum, olanlardan bir haberin olsa şaşırırdın." dedi Louis ellerini yüzüne koyarken. Hey, Louis! İçimi mi okuyorsun? Kesinlikle okuyorsun.
Çocukların hepsi endişeliydi. Austin meraklı gözlerle bize bakıyordu.
"Dostum, Less kayıp. Telefon sinyalinden yerini bulmaya çalışıyoruz. Şu anlık Paris'te. Detaylı bilgi için bekliyoruz." dedi Harry Lou'nun sırtını sıvazlarken. Lou dediğim Teasdale değil. Tomlinson olanından. Austin'in gözleri fal taşı gibi açılırken, içeri 5 Seconds of Summer grubu girmişti. Luke, Michael, Ashton ve Calum hızlıca yanımıza gelip kendilerini koltuğa atmışlardı.
"Tanrım! Benim mavişim yok." dedi Ashton üzgünce. Dördü birden dudak büzmüştü. Calum ayaklanıp gezinmeye başlamıştı. Luke ve Michael bir şeyler konuşuyorlardı. Konuşmayı kesip bana baktıklarında irkilmiştim. Ashton ve Calum da bana bakarken, onların hiçbir şeyden haberi olmadıklarını biliyorduk. Konuşmaya gücüm yoktu. Fakat toparlanıp hafifçe öksürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Calf Love (Niall Horan)
Fanfic«İliklerime kadar hissettiğim aşkın en güzel yanı da onunla olmasıydı.» ©Tüm Hakları Saklıdır.