Merhabalar! Bugün, Sahra, Zorla Güzellik ve Gel de Sil İzlerini adlı kitaplarının biricik yazarı Merve Albayrak ile röportajımızı sizlerle paylaşacağım. Umarım size bir şeyler katabilirim.
Teklifimi kabul eden, hoş sohbetli, güzel kalpli yazarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Röportajı okurken Sahra'nın amacını öğrendiğinizde bir kez daha hayran kalmaya hazır olun!
Başlıyoruz....
Yazmak senin için ne ifade ediyor?
Nasıl açıklanır bilmiyorum ki. Bazen yazarken yorulduğumu hissediyorum. Kelimelerin ağır geldiği ve tıkandığım noktalar oluyor. Yazmak insanın kendisine yaptığı bir yolculuk. Hiç tanımaya fırsatın olmadığı, içeride bir yerlerde kelimelerle beslenen yeni karakterlerini tanıyorsun. Kendinde yeni şeyler keşfediyorsun.
Peki sana ilham veren şeyler var mı yoksa sadece hayal dünyan mı?
Hiç bilmiyorum. İlham aldığım bir şeyler varsa da farkında değilim. Hayal gücü belki de... Ama hayal gücünden öteye gidip hayatın gerçeklerine değinmeyi seviyorum. Belki de gerçeklerden ilham alıyorumdur.
İlk nasıl yazmaya başladın?
İlk yazmaya başladığımda ne kelimeler ne harfler vardı. Her şey kafamın içinde dönerdi. Ama "ilk kez" ne zaman yazdım? Yazdığım her gün ilk kez yazdım aslında. Çünkü kelimlere dökülen her harf bir öncekinden daha yakın geldi bana. Neyse, edebiyat yapmıyorum. 6. Sınıfa giderken ^_^
6. Sınıfa dönüm noktası mı demeli miyiz? Peki, bu kadar başarılı olmanın bir sırrı var mı?
Tabii ki demeyelim öyle. Küçük bir çoçuktum ve kendi çapımda bir şeyler karalıyordum. Dönüm noktan Sahra gibi hissediyorum. İlk defa yazdığım bir hikayeye böyle bağlandım. Olay olayı doğuruyor. Kafamda ki Sahra'yı bitiremiyorum, uzayıp gidiyor. Oysa ilk başlarda en fazla 50 bölüm yazarım diye düşünmüştüm.Başarının sırrına gelince bu tamamen kendini tanımak. Karakterlerin hepsi benden bir şeyler çalıyor. Bu yüzden bazen kendimle çelişiyorum. Onları fazlasıyla tanıdığım içinde olaylar hep akıp gidiyor, sıkmıyor.
Geleceğin yazarlarına nasıl bir tavsiye vermek istersin? Yazmaya çekinen o kadar kişi var ki..
Yazsınlar. Ne kaybederler ki? Birileri okusun, beğensin diye değil, kendileri için yazsınlar. Kendilerini katarak. Eğer böyle yaparlarsa bu okuyan tarafa da yansıyor. Emin olabilirler. Kuralları boş versinler. Sayfalarca betimlemeler, süslü kelimeler. Önemli olan kelimeleri süslemek değil, onları sana ait kılmak.
Umarım bu cümleler bir kişinin bile olsa harekete geçmesine neden olur...Peki başarın günlük hayatını etkiliyor mu? Yoksa hala her şey aynı rutin ile devam mı ediyor?
Etkilediğini söyleyemem. Aynı rutin ile devam :)
Zorla Güzellik, Sahra ve Gel de Sil İzlerini kitaplarından herhangi birisinin basılma gibi bir durumu var mı? Ya da hiç gözlerini kapatıp kitaplarını raflarda hayal edip, imzaladığını düşündün mü?
Piyasa da fazlasıyla yeri olan birkaç yayınevinden teklif aldım ama açıkçası burada ticari bir amaç güderek yazmıyorum. Okuyucularımın yorumları yayınevlerinin ticaret politikalarından daha çok mutlu ediyor beni ama Sahra'yı raflarda düşünmeden edemiyorum. Sahra hak ediyor. Eğer okuyucularda bunu isterlerse bastırırım. Sahra benim olduğu kadar artık onlarında. Bir kitap yazarın yazdıklarıyla beslendiği kadar okuyanın duygularıyla güçlenir. Onlar beni ve hikayemi güçlendiriyor. Her ne kadar istersem isteyeyim onlarda bunu gerçekten istemeden bastırmayı düşünmüyorum.
Peki hangi tarz kitaplar okursun?
Genelde her tarz kitap okumayı severim. Benim için önemli olan kendimi o kitabın içinde hissetmek. Bittiğinde öylece etkisinde çıkmamalıyım. Duyguları hissetmeliyim. Polisiye, macera, genç kurgu, romantik, mizah, gerilim, tarihi... Açıkçası hepsini okumayı seviyorum.Ayrıca ben karmaya inanırım. Ne verirsem onu alacağımı da biliyorum. Sizi, okuyucuları, öylesine benimsemiş durumdayım ki sizinde aynı şekilde bana yaklaştğınızı umuyorum.
Hikayelerini tetikleyen ne oldu? Nasıl ortaya çıktılar?
Diğerleri üzerinde çok fazla düşünmeden yazdığım hikayelerdi ama Sahra'yı neden yazdığımı açıklayabilirim. Yaşadığımız coğrafyada ve daha doğrusu bütün dünyada kadının gerekli değeri göremediğini düşündüm. Namus kavramının sadece kadınların omuzlarına yüklenmesinden çok sıkıldım. Tecavüz haberleri ve öldürülen kadınlar... her yerdeydiler... Bende bir sürü kadından bahsetmek istedim. Hırpalanmış bir sürü hayat... Şu ana kadar yazdığım kısmında pek bahsedemedim onlardan. Ama hepsinin hayat hikayesine küçük küçükte olsa yer vereceğim. Ve buna rağmen ayakta duruşlarına, umutlarına ben bile bağlandım. Onların gecelerinden sonra gökyüzünün aydınlanmasını onlar kadar bizde umutla bekleyeceğiz. Hayat her zaman hırpalamaz. Bazen mutluluk geldiğinde onun kıymetini bilmemiz için üzer bizi.
O kadar anlamlı ki... Sanırım bu kitabı özel kılan şeyin odak noktası bu olsa gerek. Amacın gerçekten göz yaşartıcı derecede anlamlı ve yerinde. Haklısın, yaşadığımız şeylere bakarsak kadınlar hiç bir zaman değer görmüyor. Erkekler kadınları bir eşya, cinsel bir obje olarak görmekten çekinmiyorlar. Gelişmek yerine daha da çok batıyormuşuz gibi...
Bize biraz da kendinden bahseder misin?
Ben bu kitabı sadece bu amaçla yazdığım için daha fazla insan okusun istiyorum. Belki de erkek egemenliği altında kendini yalnız hissediyorlardır. Yalnız hissetmesinler diye yazıyorum. Ve birilerine yardım edeceksem bunu para için yapmamalıyım, onlarda para vererek bana ulaşmamalı. Ama yine de okuyucularım isterse, ''Bizim artık elimizde somut tutabileceğimiz bir Sahra istiyoruz,'' derlerse bastıracağım.Aslında işte ben sadece buyum. Aslında farkındaysan her an kendimden bahsediyorum.Çok konuşuyorum :/
Bu arada sohbetimizin sonuna geldik. Son olarak okuyucularına bir şey demek ister misin?
Onlar benim her an onlara bir şeyler dediğimi artık farkında olmalılar. Şimdi ben bir şeyler demeye çalışsam yine hızımı alamayacağım. Onları ne kadar sevdiğimi bilsinler. Ben yazmaya devam edip onlara ulaşmayı sürdürdükçe de yalnız hissetmelerine hep engel olacağım.Sanırım Watty'nin en en yakışıklı ve müko okuyucularına sahip oldum. Ve bırakmaya da pek niyetli değilim.Seviyorum hepinizi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazarlarla Röportaj
RandomHerkesin hayran olduğu bir yazar, bir oyuncu, şarkıcı, manken vardır. Ben sadece yazarlar'ı yazıyorum, sizde bilmediklerinizi belki öğreniyorsunuz. Var mısınız? O halde durmayın...