"Küçük bir tesadüf"

10.7K 460 7
                                    

Şarkı bittiğinde dövmeli çocukla sarılmıştı.Acaba sevgilisimiydi,böyle güzel bir kızı kim yanlız bırakırdı ki?

Şu anda onu tam gamzesindem öpmüştü.Farketmeden yumruk yaptığım elimi gevşetip içkiyi kafama diktim.Bana ne olmuştu?19 yaşında bir kızı bu denli kıskanıcak ne olmuştu?

Sahneden inip uzun koridora doğru ilerlemeye başladı.Masadan telefonu alıp koşar adım insanları aşarak peşine takıldım.Tuvalete girmişti.Kapının yanına yaslanıp çıkmasını bekledim.Kalbim deli gibi çarpıyordu.

Hiç dakikalar bu kadar yavaş ilerlememişti.

Kapının kulubu inmişti,ve işte karşımda.Gözleri yine bana bakıyor.Dudakları yana kıvrıldı.İlk gülümsemesini armağan etti bana.
Şu an konuşuyor ama onu duyamicak kadar daldım ona.

"Burası bayanlar tuvaleti,erkekler tuvaleti ileride."

Sanırım böyle diyordu.Şu an kolayını bulsam onu öperdim.Elimi havaya kaldırıp telefonunu ona uzattım.

"Te..telefonun."

Kekelemiştim,anlamaz şekilde bana baktı.

"Anlamadım?"

Dedi,oturup kendimi sana saatlerce anlatsam o zaman anlar misin beni?

"Bu gün,sanırım takside düşürmüşsünüz.Bende pesinizden binince ee telefonlar aynı olunca taksici de benim sandı.Bende kendimin sandım."

Şu an o kadar mutlu olmuştu ki nasıl gülümsüyordu.

"Ben çok teşekkür ederim gerçekten.Başka birisi olsa belki de...ama siz onu yapabilecek birisine benzemiyorsunuz."

"Hırsızlık yapacak birisine mi?"

"Evet,sizin için ne yapabilirim?"

Şöyle saatlerce karşımda dursan bende seni izlesem.Olmaz mı?

"Benim için bir şarkı söylersen çok memnun kalırım.Emin ol bundan sonra çok sık gelicem."

Tekrar gülümsedi ve dudaklarını yaladı.Kalbim durdu.

"Memnuniyetle söylerim,her zaman bekleriz."

Koridorun sonuna doğru yürümeye başladık.Çok ses gelmeye başladığı için kulağına eğilmek zorunda kaldım.Kokusu aklımı başımdan almıştı.Burda uyumanın bir yolu yokmuydu.

"Adım Kuzey,Kuzey Boraçamlar"

Bana doğru dönüp güldü şu an yakındık.Hemen kafasını önüne çevirdi.Sahneye doğru gideceği sırada tekrar geri döndü.Boyu benden kısa olduğu için uzanmak zorunda kaldı kulağıma yanaşıp.

"Söylememi istediğiniz özel bir şey var mı?"

"Sezen Aksu-Eller Günahkar"

Sahneye gidip dövmelinin kulağına bir şeyler fısıldadı.Mikrofonun başına geçip konuştu.

"Bu şarkı bu gece bana hala iyi insanların olduğunu kanıtlayan birisine gelsin.O kendini biliyor."

Son cümleyi söylerken bana göz kırptı.Gelen içkiyi bana doğru kaldırıp içti ve söylemeye başladı.

Şarkının sonuna kadar bir kez olsun ondan ayirmamistim gözlerimi.
Oda arada bana bakıyor ve şarkıyı söylüyordu.Onu ağlatmıştım,ağlıyordu.Şarkı boyunca hep yaşlar aktı gözlerinden.Gelen peçeteyle gözlerini silip indi sahneden.Herkes onu alkışlıyordu ben ise onu ağlattığım için kendime kızıyordum.

Bana doğru geliyordu.Ayakta dikildiğim için başı göğüsümün biraz üstüne geliyordu.

"Benim yüzümden mi ağlıyorsun.Ben özür dilerim."

"Hayır hayır şarkı çok iyiydi birde içki filan ondan olsa gerek.Sizinle bir ilgisi yok."

Gülümsedim.Barın arkasına geçip yeniden önlüğünü taktı.
Önümüzdeki bardakları alıp yeni içki koydu ellerini göğsünde birleştirip masaya yaslandı."Ben gerçekten çok teşekkür ederim."

Barış anlamaz şekilde bizi izliyordu.

"Ben de gerçekten önemsiz olduğunu söylüyorum."

Arkasını dönüp bir bardak daha içki doldurdu bir dikişte bitirdiğinde içimden ona kızmıştım.

"Biraz fazla içmiyormusun?"

"Alışkınım ben sorun yok,asıl siz biraz yavaş içiyorsunuz."

Deliydi bu kız,tam anlamıyla deli.

Barış durumu anlamış olucak ki güldü ve Mersayla konuşmaya başladı.

"Biraz oturmak istemezmisin?"

Mersa bardaklara bakıp bir sandalye çekti o Barın diğer tarafında oturuyor bizde diğer tarafında.

"Kaç yaşındasın?Ayrıca sesin çok iyi"

Dedi Barış.

"19 yaşındayım.Teşekkür ederim.Siz kaç yaşındasınız?"

Diye sordu,çok tatlıydı.Küçüktü çok küçüktü ve burası için fazla temizdi.

"Kuzey 28 yaşında,bende 29"dedi Barış.Ardından elini ona uzatıp"Barış bu arada"dedi.

Elini sıkıp"Ben de Mersa."
Dedi.

"İsminin anlamı ne?"
Diye sordum

"Liman demek,babam hep bir kız çocuğu olsun istermiş.Evlendikleri zaman aileler onlara karşı çıkmış.İkisi de ailesine çok düşkünlermiş.Sığındıkları liman aslında aşklarıyken ben dünyaya gelmişim.Ve babam da benim Liman ım kızım deyip bu ismi vermiş bana."

Dünyaya gelişi bile mutlukuk saçmış küçüğümün.

"Ne okuyorsun?"

"Üniversite birinci sınıf psikolojik danışmanlık.Siz ne iş yapıyorsunuz?Böyle takım elbise filan olduğuna göre."

Güzel olduğu kadar zekiydi de.Psikoloji okuyordu demek.

"Şirketimiz var bizim.Kuzey iç mimar da.Çok başarılıdır kendisi bir sürü rakibi var.Ben ise normal mimarım yani dış cephe ile ilgileniyorum."

"Babam da iç mimar biliyor musunuz?Sizinle karşılaşırsa emin olun saatlerce şimdiki bu yeni binaların ne kadar göz yorucu olduğundan söz eder."

Sözünü bitirince kikirdamisti.Yavaş yavaş insanlar dağılmaya başlamıştı.Oda etrafı toplamak için izin istemiş ve kalkmıştı.Bizde hesabı ödeyip ayakalanmıştık.Yanımıza gelip yine beklediğini bana mahcup olduğunu ve çok teşekkür ettiğini söylemişti.

Barışla arabaya bindiğimizde Barış'ın söylediği tek bir şey olmuştu.

"Sen o kızdan deli gibi hoşlandın."

KÜÇÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin