Şarkıya öldüm,bittim geberdim.Ne düşünürsünüz bilemem ama ben çoktan benimsedim.
Umarım bölümü beğenirsiniz.En azından yorum yapmayanlar oy atarsanız bende sevinirim.
Sizi seviyorum.
İyi okumalar...
Annemin uzaktan gelen sesiyle onu omuzlarından itip hızla odadan çıktım.Saçımı başımı düzeltip koşar adım merdivenleri indim.Annemin"yavaş kızım düşüceksin şimdi."uyarısını dikkatte almadan mutfağa koştum.Sanki vücudumda ki bütün kan beynime hücum etmiş.Kalbim kan pompalamaktan vazgeçmişti.
Dolabı açıp koca bir bardağa buz gibi suyu boşalttım.Kafama diktiğimde annemin ciyaklaması suyun boğazıma kaçmasına sebep olmuştu."Kız geberticem seni bu havada içilir mi o su.Hasta olacaksın valla bakmicam bu kez sana."yukarı da olanları bilse değil bana kızmak Kuzeyi buz gibi suyla boğardı.
Yanıyordum resmen,onun ateşinden mi yoksa utançtan mı bilemiyordum.Önce bana "ufaklık"deyip ardından beni bu hale getirmesi hiç adil değildi.Bir kere eşit savaşmıyordu.
Ama bilirdim ben ona ne yapacağımı.Madem ben küçüğüm o da çok büyük olmayı hak etmişti.Aramızdaki 9 yaşı göz ardı edip birde yetmiyor gibi 2 gündür tanıdığı ortaklık yapacağı adamın kızına bu denli yakın davranmanın hesabını ödemeliydi.
O beni çok hafife alıyordu ama haberin de yoktu ben onun yaptığının aksine ona dokunmadan bile canını yakardım.
Önce benim diğerleri gibi olmadığımı hafife alınmiyacak kadar güçlü olduğumu aklına yerleştirmek zorundaydı.
O bana benim küçüğüm mü demişti?
Bir yavaş lan sen kimsin?Off hoşuma gitmişti kabul ediyorum.Ama bu kadar kolay lokma olmak benim lügatımda yazmıyordu.Aynı zaman da bu lokma olacağım anlamına da gelmiyordu.
Ben hiç bir zaman,hani şu "seni seviyorum"denince yelkenleri suya indiren o kızlardan olmamıştım.Yada beni o konuma getirecek birisiyle karşılaşmamıştım.Erkek arkadaşım olmuş,hatta belli bir derecede ileri bile gitmiştim.Fakat ben ne gösterip te vermeyenlerden nede hiç göstermeyenlerden olmuştum.Güveniyorsam sevmenin pekte bir anlamı yoktu benim için.Yada huzurluysam aklımda"acabalar,keşkeler"yoksa aşk pekte kaçınılmaz kılınmıyordu elbette.
Dış görünüş kimilerinin yalan söyleyip"benim için önemli değil"diyebildikleri kadar basit bir unsur olsa da benim için öyle değildi.Çünkü kimse kimseyi ilk gördüğünde kalbinin yada beyninin ne kadar temiz olduğuna önem vermezdi.Veremezdi.
Çünkü düşünceler şeffaf değildi.Çünkü benliği kirli olan çok insan vardı.
Hayatta sağlam kalabilmek benim için hayat felsefem denilebilecek "ayakta kalmak" durumunu uygulamak için ya beyaz olucaksın ya da siyah.Bu acımasız hayatta grilere yer yoktu çünkü.
Ben ilk defa birisinin gözlerine baktığım da gri olmak istedim.Çünkü,onun ne siyah ne de beyaz olduğundan emin değildim.
Nerde olduğunu bilmeden yanından olmak istedim.Gri bile olsa,kabullenilmemeyi tercih edicek kadar cesur olmayı göze alabilirmisim gibi geliyordu.
Adını koyamadığım tuhaf duygular,yanlış olduğunu bile bile dışa vurmayı tercih ediyordu.
İleride canımın çok yanacağını bile bile neyin inadıydı bu?
İnsan yanlış olduğunu bildiği bir şeye tereddüt etmeden gözü kapalı yürürmüydü?
Kendimi frenlemeliydim.İkimiz de farkındaydık ileride bir şeylerin olacağını.Çünkü böyle bir durum olmicak olsaydı ne o iki günlük tanıdığı birisine kendini affettirmeye çalışırdı nede ben iki günlük bir adama numaramı verirdim.
Belki aşk yoktu,sevgi yoktu,güven yoktu,ama istekler ve arzular vardı.Tehlikeli olan da bu değil miydi zaten?
Şu an masada oturmuş onlar iş ile konuşurken ona bakarak bunları düşünmem ne kadar doğruydu bilemiyordum ama tek istediğim bu gecenin biran önce bitmesiydi
"Sen iyimisin Mersa?"
Diye soran Kuzey e ilk benden Uzak durması için vermem gereken sinyalin tam zamanıydı.
"İyiyim Kuzey Bey."
Dediğim zaman elindeki çorba kaşığı tabağa düşmüştü.
Gözleri resmen sadece benim görebildiğim ateşler saçıyordu."Bana bey demek zorunda değilsin babanla işten daha da öte bir yakınlığım var."
Söylediğin e karşıt güldüm.
Babam söze katılınca ona da kızmıştım zaten ben mi onun çocuğuydum Kuzey mi belli değildi.Kızın var senin burda niye elin adamının bu samimiyetine izin veriyorsun ki."Evet kızım Kuzey benim oğlum sayılır.O ne istiyorsa o şekil seslen ona.Değil mi Kuzeycim?"
Kuzey babama tebessüm edip bana baktı.
"Kuzey diyebilirsin canım,sorun yok benim için."Heh,Kuzeymiş çok bekle sen daha.
"Aa olur mu öyle,benden yaşça büyüksünüz sonuçta.En azından Abi demeliyim her ne kadar küçük olmasam da sizden küçüğüm sonuçta abi demek en uygunu olur."
Kaşığı sıkan eli beyazlamıştı.Yalandan da olsa bana gülümsemiş ve cevap vermemişti.Kendi aralarında konuşuyorlardı Kuzey annemin sorularını cevaplıyor gözlerini üzerimde gezdiriyordu.
Annem yemekleri koymak için tabakları mutfağa götürmüştü.O sırada babamın Kuzey e sorduğu soru tüm dünyada sorulabilecek sorulara verilecek cevaplardan benim için daha önemli olmuştu.
"Ee yokmu babanla bana getirebileceğin şöyle eli ayağı düzgün güzel bir gelin.?"
O an Kuzeyle gözlerimiz çakışmıştı.
Hem benden uzak durmasını isterken hemde "hayatım da kimse yok" demesini istemek bencillikten başka neydi?Gözleri hala benim üzerimdeydi.Bana bakarak konuştu.Sağolsun buda kafamı iyice allak bullak etmeye yetmişti.
"Hayatım da kimse yok....ama olmasını istediğim birisi var."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜĞÜM
Romance©08.11.2015 tarihinde kurgulanmıştır. Şimdi bak yine yalnızım. Yine bir saflık yaptım ve inandım bir aptal gibi sana.Bilemezdim değil mi sonun böyle olacağını? Dışardan bakıldığında kim ne der diye düşünüp göz yaşlarını saklayan ben şimdi her yerde...