Bu gece yine Sudelerde kaldım. Aynı saatte pencerenin başına geçtim. Bu sefer bir gölge görmedim. Tam gidiyordum, bir anda hastanenin ışığı iki kere yandı ve söndü. O an ki korkumu asla anlatamam. Hemen yatağıma gittim. Sude'yi kaldırmak istedim ama korkutmamak için ellemedim. Bu gece hiç uyuyamadım. Kızlara anlatsam korkacaklarını biliyorum. Yine sustum.
Bugün kızlarla cafede kahvaltı yapmak için buluştuk. Kahvaltı boyunca akşam aklımdan çıkmadım. Suratım asıktı. Betül farketti ve bana sordu;
- Esra neyin var? Neden suratın asık?
- Yok bir şey.
- O zaman neden suratın asık?
- Aklımda bir şey var da.
- Neymiş peki o aklındaki?
- Hastanede hiç kimse veya hiçbir şey yok değil mi?
- Hayır. Bildiğime göre her şeyi götürdüler. Zaten neden bıraksınlar ki!
- Değil mi yani niye bıraksınlar!
- Niye sordun, yoksa bir şey mi gördün?
- Yooo! Sadece merak ettim.
İçimdeki korku git gide büyüyordu. Çok korkuyorum ama kızlara söylememeliydim. Belki evi olmayan birisi camdan girdi ve orada kalıyor. Yani olabilir böyle şeyler. Hiçbir şeyden emin olmadan bu mahalleden gitmeyeceğim. Biraz emin olayım, kızlara da anlatacağım.