BÖLÜM 18

58 5 0
                                    

Bu sefer hastaneden uzak olabilmek için İdillere gittik. Çünkü aramızda evi en uzak olan oydu. Hepimiz tir tir titriyorduk. Özellikle ben çok korktum. Girerken biraz cesaretim vardı. Hatta kızlar arasında en cesaretli bendim ama o suratla karşılaşınca oradan kaçmaktan başka bir şey düşünmedim. Kaçalım demek istiyordum ama onların da korkmasını istemiyordum. Kızlardan birisi tekrar girelim dese, hayır bile diğebilirim. Şimdi karar vermeyeceğim. Çünkü yarın sakinleşmiş kafayla düşüneceğim. Kızlar tekrar gidelim derse şimdilik cevap vermeyi düşünmüyorum. Girsek mi? Girmesek mi? Diye düşünürken o kadar dalmışım ki, Kızlar o beyaz suratlı şey bana bir şey yaptı diye korktular. Zahide;
- Esra iyi misin?
- Hı! Şey dalmışım. O surat aklımdan çıkmıyor.
Zeynep;
- Bizim de çıkmıyor. O bembeyaz surat... Iyyy!
Cemile;
- Kızlar farkettiniz mi? Gözleri arkaya dönüktü.
Sıla;
- Ay evet farkettim. Korkudan bayılmamak için zor tuttum kendimi.
Betül;
- Şimdi ne yapacağız?
Geldik işte o korkulu soruya.
Sude;
- Bence oraya bir daha gitmeyelim diyeceğim ama o yok olmadan pes etmeyeceğiz.
Zeynep;
- Bir dakika, bir dakika! Biz onun üstüne o kimyasal şeyleri döktük ve o da ortadan yok oldu. Ya tamamen yok olduysa...
İdil;
- Evet, olabilir ama fazla sevinmeyin. Ya daha sinirli halde geri dönerse...
- Aaa! Evet, o da olabilir.
Zahide;
- Off! Nereden açtık biz bu belayı başımıza?
Sıla;
- Bilmiyorum ama öğrenmemiz gerek!
Betül;
- Peki ya Zeynep'in dediği doğruysa...
Cemile;
- Nasıl yani?
Betül;
- Demek istiyorum ki! O ortadan kaybolduysa biz ona ne yaptığımızı nereden bileceğiz?
- Anladım.
Sude;
- O zaman yarın akşam yine mi gideceğiz?
- Kızlar yarın sakin ve korkusuz kafayla düşünelim.
Sıla;
- Bence de.
İdil;
- Benim aklıma bir şey takıldı. Bu şey ne? Yani 3 harfli falan mı?
Cemile;
- Galiba. Çünkü canavar falan olamaz. Ya birinin ruhuysa...
- Şimdi konuşmayalım bunları. Gerçekten kafam kaldırmıyor. Hadi yatalım artık. Çok yoruldum.
Zeynep;
- Esra sen iyi misin? Yani sen gece hiç uyumaz onun ne olduğunu falan düşünürsün. Sana oradaken bir şey falan yapmadı değil mi?
Tam cevap veriyordum, kızlar ardı ardına sorular sormaya başladı. Sıla;
- Zaten ne ses var ne seda? Korkutma bizi.
Cemile;
- Esra bak işaret ver. Anlarız biz.
- Ay! Kızlar saçmalamayın. İyiyim ben. Sadece o surat aklımdan çıkmıyor. Çok korktum. O yüzden biraz uyumak istiyorum.
Zahide;
- Tamam yatalım dinlenelim hadi.
Kızlarla uyumaya gittik. Gerçekten çok korktum ve hemen uyudum. Keşke sabah hemen olsaydı. Çünkü o gece kabus gördüm. Zaten çok korktuğumda hep korktuğum şeyi rüyamda görürüm. Öyle de oldu. Gecenin köründe bağırarak uyandım. Kızlar da sesime uyandı. Zeynep;
- Esra iyi misin? Ne oldu?
- Su getirir misiniz?
Betül;
- Tamam ben getiriyorum.
Sıla;
- Ne oldu?
- Kabus gördüm. Gece gelip beni öldürüyordu. Çok korktum.
Cemile bana sarılarak.
- Tamam korkma biz buradayız.
Sude;
- Nasıl hatırlayamadım? Esra çok korkunca gece kabus olarak görür onu.
İdil;
- Doğru. Küçükken de öyle oluyordu. Nasıl unuttuk?
- Ya zaten unutmasanız da ne yapacakdınız ki?
Zahide;
- Hiç değilse aklına iyi şeyler yerleştirmeye çalışırdık. Bir şeyler yapardık.
- Neyse geçti artık. Hadi uyuyalım.
Betül;
- Al suyunu getirdim. Sen uyuyabilecek misin?
- Uyumaya çalışacağım.
Suyumu içtim ve uyumak için yatağıma yattım. Biraz gözüm açık kaldıktan sonra uyuyakaldım. Sabah olunca yatağımın içinde uyanık ne yapsak diye düşündüm. Sabah kahvaltıda kızlarla kararlaştırmak için konu açıldı. Zeynep;
- Bence girelim.
- Bence girmeyelim.
Zeynep;
- Hep girmek isteye sendin. Neden fikrini değiştirdin?
- Bilmiyorum Zeynep. İçimde bir şey var. Bence birgün daha lazım düşünmemiz için. Bir gün daha verin.
Sıla;
- Peki öyle yapalım. Bir bildiğin vardır diyorum.
Cemile;
- Madem bugün hiç hastaneye gitmeyeceğiz. O zaman biraz kafamızı dağıtmak için bir şeyler yapalım. Sonuçta kaç gündür şu şeyle uğraşıyoruz.
İdil;
- Bence de.
Sude;
- Tamam, ne yapalım o zaman?
Zahide;
- Bence lunaparka gidelim. Çocukken para biriktirip oraya giderdik.
Betül;
- Tamam, gidelim. Sofrayı toplayalım ve hazırlanıp evden çıkalım.
Zeynep;
- Tamam.
Bana kalsa bütün gün evden çıkmayıp uyuyasım var. Kızlara ayak uydurmaya çalışıyorum. Benim yüzümden eğlencelerini bozmasınlar. Neden içimde böyle bir şey var, bilmiyorum. Sanki bir şeyi hatırlamam gerek ama hatırlayamıyorum. Bu hatırlamam gereken şey aklıma takılınca uykum geliyor. Belki de uyuyunca aklıma takılan şeyi göreceğim. Akşam olmasını bekleyeyim.
Kızlarla evden lunaparka doğru gitmeye başladık. Yolda resmen kaldırım taşlarını sayarak gidiyordum. İdil;
- Eee Esra! Kaç taneymiş?
- Ne?
İdil;
- Kaldırım taşları diyorum. Kaç taneymiş?
- Haaa! Şey, dalmışım.
Zeynep;
- Neyin var senin?
- Yok bir şeyim. Hadi gidelim.
Sıla;
- Bana sanki geçiştiriyormuş gibi geldin ama...
- Hayır. Gerçekten, gidelim hadi.
Sıla;
- Peki.
Lunaparka gittiğimizde biraz başım döndü. Kızlara belli etmedim. Lunapark sanki çocukluğum kokuyordu. Sanki o hatırlamam gereken şeyi en baştan hatırlayacak gibi oldum. Bir başı varda ilk önce onu hatırlamam gerek. Çok korkuyorum. Bu sefer sebepsizce korkuyorum. Hastaneye girerken bile korkmayan ben, şimdi unuttuğum belki de olmayan, sadece bir kuşku için bu kadar tedirgin ve korkuyorum. Şimdi bunları düşünme zamanı değildi.
Kızlarla önce dönme dolaba bindik. Sonra da çarpışan arabalara. Aynı çocukluğumuzdaki gibi. Onun bile sırasını yapmıştık. Sıra şimdi pamuk şekerdeydi. Sıla;
- Kızlar hatırlıyor musunuz? Çocukken hem çarpışan araba ve dönme dolaba binmek isterdik hem de pamuk şeker yemek isterdik ama paramız yetmezdi. Bu yüzden iki kişi bir pamuk şeker yerdi. Şimdi bence hepimiz iki tane yiyelim. Çünkü küçükken çok yemek isterdim ama yiyemezdim.
Cemile;
- Şimdi acısını çıkaralım diyorsun.
Sıla;
- Evet.
- İsterseniz üç tane bile alabiliriz.
Betül;
- Abartmayalım iki tane yeterli.
İdil;
- Evet, şeker komasına girmeyelim.
Pamuk şekerciye giderken yine başım döndü ama bu sefer çok kötü oldum. Tam kızlara seslenecektim, bir anda yere yığıldım. Zahide;
- Esra bayıldı. Yardım edin!
Sıla;
- Çabuk ambulansı arayın! Hadi.
Ve işte o hatırlamam gereken yere gidiyordum. Çocukluğuma... Demek ki hatırlayabilmem için böyle olması gerekiyormuş. Kızlara yardım edin diye bağırmak istiyorum ama olmuyor. Boşuna korkmamışım. Acaba neyle karşılaşacağım.

Eski HastaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin