Sıla;
- Kızlar diğer tarafta da bir şey yazıyor.
Zeynep;
- Boşuna beklemeyin ben sadece o saatte çıkıyorum. Bence hemen kaçın! Diyor.
Cemile;
- Peki o burada değilse neden kaçalım?
Betül;
- Kızlar duvardaki yazı siliniyor.
Sude;
- Şimdi de yeni bir şey yazılıyor.
Zahide;
- Kaçın dememin sebebi morgdaki ölüleri serbest bıraktım. Her an gelebilirler! Zaten o yüzden burası morga benzemiyor yazıyo.
Hep birlikte;
- Kaçıınn!!!
Hep birlikte aşağıya doğru koşmaya başladık. 3. kata geldiğimizde bir şey oldu. İdil;
- Kızlar birileri geliyor!
Zeynep;
- Kızlar yanlış görmüyorsam bunlar ölüler.
- Gerçekten geliyorlar, kızlar kaçın!
Biz aşağıya doğru koşarken ölüler de bizi kovalıyordu. Tam son basamağa geldik ve benim ayağım merdivene sıkıştı.
Sıla;
- Kızlar durun! Esra'nın ayağı sıkıştı.
Zeynep;
- Çabuk! Yardım edin çıkaralım.
Ayağımdan asılıyorlardı ama bir türlü çıkmıyordu. Bir yandan da ölüler koşarak bize doğru geliyorlardı.
Sude;
- Acele edelim, geliyorlar!
- Kızlar biraz klasik olacak ama beni bırakın. Bakın geliyorlar zaten lütfen!
Cemile;
- Olmaz öyle şey. Saçmalama!
İdil;
- Betül, Zahide yanıma gel çabuk.
Betül, Zahide;
- Ne oldu?
İdil;
- 3 deyince merdivene sopalarla vuruyoruz. Diğerleri siz de Esra'nın ayağını çekiyorsunuz.
Hep birlikte;
- Tamam.
İdil;
- 3
Kızlar merdivene sertçe vurarak merdiveni kırdılar. O sırada diğerleri de ayağımı çektiler ve ayağımı oradan çıkardık.
Zeynep;
- Geliyorlar! Hadi çıkalım.
Hepimiz teker teker pencereden çıktık ve yine Sudelerin evine gittik.
Yine pencerenin başına geçtik. Çünkü ölüler aynı pencereden çıkmış olabilirdi ama hiçbiri dışarı yoktu. Sonra hastanenin dış duvarında bir yazı belirdi. Zahide;
- Orada bir şey yazıyor. Hasteninin duvarında. Bakın!
Cemile;
- Ölüler hastane dışına çıkamaz. Korkmayın diyeceğim ama bir fayda eder mi? Bilmiyorum! Yazıyor.
- Peki neden dışarıya çıkamaz ki!
Betül;
- Kızlar yazı yine siliniyor. Galiba sorunun cevabı geliyor.
Zahide;
- Okuyorum. Evet, doğru bildin. Sorunun cevabını yazıyordum. Ölüler dışarı çıkamaz. Çünkü erirler ama içerde hiç affetmezler. Yazıyor.
- Yani bu bizim her konuştuğumuzu duyabiliyor.
İdil;
- Peki yazdıklarımızı okuyabilir mi?
- Deneyelim.
Sıla kağıda sen kimsin, çık artık yazdı. Cemile;
- Duvara yine bir şey yazıyor herhalde.
- Yarın gelince öğrenirsiniz kim olduğumu. Yazıyor.
Zeynep;
- Anlaşıldı, oluyabiliyor.
Cemile;
- Peki nasıl konuşacağız?
- Bir dakika aklıma bir şey geldi. Biz çocukken beden dili biliyorduk. Bakalım onu anlayabilecek mi?
Hastaneye dönerek beden dili hadi çıkta, kim olduğunu görelim. Dedim.
Sude;
- Yazı falan yok. Demek ki bilmiyor.
- Kızlar artık böyle konuşacağız.