Multimedyayı açıp okumaya başlayalım mı? Bir yandan okuyup bir yandan hissedelim. Selin'in hayatında neler olmuş, neler yaşamış? Selin'in hayatında aslında hiçbir şey çok da kolay olmadı.
O halde ufaktan bir giriş yapalım.SELİN
Bir rüyadaydım da uyandım mı ben? Hayır, bu yaşadığım bir kabus olmalı. Asıl şimdi bir rüyadayım, uyanacağım ve gözümü açtığımda yanımda uyuyan Selim'i göreceğim.
Başımı çeviriyorum ama Selim yok. Sağ yanım boş, kokusu yok, kendisi yok. Sol yanım acıyor, sol yanım kanıyor. Şimdi yanımda yoksun oysa 22 yıl önce benim için neler yapmıştın. Hani gece gözünü kapatmadan son gördüğün sabah gözünü açtığında ilk gördüğün ben olacaktım? Şimdi nerdesin Selim neden yoksun?* * *
22 YIL ÖNCEMağaza müdürümüz değişecekti ve işe geç kalmamam gerekiyordu. Kahvaltımı bile yapmadan apar topar evden çıktım. Annem şimdi burada olsa iki lokma bir şey ağzıma tıkıştırmadan beni kapıdan çıkarmazdı. Ah annem sen yanımda yoksun, ben uyanamadım ve kahvaltısız çıkıyorum evden.
Hızlı adımlarla durağa doğru giderken aklımda bir sürü düşünce vardı.
Yeni gelecek müdür nasıl acaba? İnşallah despot biri değildir. Mağazadaki düzenimiz öyle güzel ki, şimdi yeni gelen kendine göre bir düzen kurmaya çalışır, elemanları yer değiştirir. Düzenimiz bozulmasa bari. Belki de babacan biridir "herkes alıştığı yerde kalsın" der.
Otobüs durağına geldiğimde saniye farkı ile otobüsü kaçırmıştım ve şimdi beklemek zorunda kalacaktım. Kolumdaki saate baktım of ya geç kalıyordum işte. Ayağımı sertçe yere vurdum ve biraz acıdı. Ah aptal kafam, gece o kadar oturacak ne vardı ki! Sonra izlerdim filmin kalanını, bak uyanamadım işte! Üstelik otobüsüde saniye farkı ile kaçırdım. Of ya of! Tam da günü yani!Mağazaya on dakika geç kalmıştım. Gittiğimde ekip arkadaşlarımın hepsi oradaydı ve anlaşılan yeni müdür de kapıya arkası dönük olan kişiydi. Kahretsin çok geç kalmıştım. Kapıdan girerken Derya ile göz göze geldik. Kaş göz işareti ile "nerde kaldın?" diyordu. Bende hemen arkadaşlarımın yanına geçtim. Karşımızda duran müdür değil de asistanı mıydı acaba; çünkü genç birisiydi.
"Evet arkadaşlar en çok dikkat edeceğimiz şeylerden birisi de vaktimizi iyi ayarlamak ve acil durumlar dışında işe geç kalmamaktır" derken asistan bana bakıyordu. Pek de havalıydı. O sırada Derya bana bir dirsek attı.
Asistan bir kaç dakika daha konuştuktan sonra dimdik bir şekilde müdür odasına girmişti.
Derya'ya dönüp "pek de havalı, kendini müdür sanıyor galiba." deyince Derya "şşşt, yeni müdürümüz olur kendileri" demez mi!
"Ne! Nasıl yani" derken küçük bir çığlık atmıştım. Derya kolumu hafifçe sıktı "şşşt sessiz ol" diye beni uyardı.
Derya'ya daha çok yanaşıp biraz da sessizce "Ben onu asistan falan sanmıştım. Ama çok genç, hem de kasıntının teki, baksana konuşmalara, hareketlere" dedim.
"Yalnız anladığım o ki fazla titiz. Beş dakika gecikmeyi bile önemsiyormuş. Kendisi de hergün aynı saatte işinin başında olmaya çok dikkat ediyormuş."
"Hadi ya, adı neymiş yeni müdürün?" derken müdür odasına doğru bakıyordum. Camekanlı odada kasıntı müdür oturmuş, bilgisayarla ilgileniyordu.
"Selim" dedi Derya.
Boş bulunup "efendim Derya?" dedim.
Derya gülmeye başlamıştı. Bende anlamsız bakışlarla Derya'ya bakıyordum. Neden gülüyordu ki bu kız şimdi? Hem Selin demiş hem de ben efendim deyince gülmeye başlamıştı.
"Ne var Derya, neden gülüyorsun şimdi!"
"Selincim, müdürün, senin deyiminle kasıntı müdürün adı SELİM." deyince Derya'nın neden güldüğünü anlamışım.
"Çok da genç, kaç yaşındaymış söyledi mi? Aman bendeki de soru işte" kasıntı adam diye düşünüp camekanlı odaya baktım.
"Genç evet, tahmin ettiğin gibi ne kendisi söyledi ne de kimse sorabildi. Ama uygun bir zamanda tanışma toplantısı yapacakmış."
"Tanışalım bakalım." derken yine Camekanlı odaya doğru baktığım anda bay kasıntı ile göz göze geldik. Hemen başımı çevirip ilerledim.