HUZURLU GÜNLER

70 9 1
                                    

Sabaha mutlulukla uyanmıştım. Odamın camını açıp dışardaki mis gibi havayı içime çektim.
Üzerimi değiştirip aşağı kata Selim'in yanına indim. Kapısı kapalıydı. Sessiz olmaya dikkat ederek kapıya açtığımda ufak bir şaşkınlık geçirdim çünkü Selim yoktu ve yattığı yeri de toplamıştı. Belki mutfaktadır diye mutfağa geçtim orada da yoktu. Seslendim cevap da gelmedi. Sabah sabah nereye gitmişti ki?

Salonda geceden kalan mumları toplayıp Selim'in katladıklarını yukarı çıkardığımda zil çaldı. Üst kattaki camdan baktım gelen Selim'di.

"Seliiim yukardayım bi saniye hemen geliyorum"

Evine gitmişti demekki, üzerini değiştirmiş ve çok şık görünüyordu.

"Üzerini değiştir gel aşağıda bekliyorum. Bir de üstüne hafif bir hırka falan al. "

"Neden"

"Al sen, süpriz"

"Peki madem"

Ben bu sürprizi epey merak eder olmuştum. Hemen dolabıma yöneldim mevsime uygun ve Selim'e de uygun olacak sekilde Penye uzun gök mavisi murtat kollu bir tunik aldım, Selim'in üzerinde de açık mavi bir kot pantolon ve beyaz polo tişört vardı. Sırtına da gök mavisi ince bir bluz atmış omuzlarından bağlamıştı. Of çok yakışıklı görünüyordu. O zaman bende beyaz bir Penye giyersem çok hoş bir çift olacaktık. Mavi Streç kotumun paçasını 2 kez katlayıp mavili beyazlı minik boncukları olan halhalımı da bileğime taktım. Saçlarımı elimle biraz havalandırıp parfüm de sıktım, dudağıma da hafif bir parlatıcı sürdüm ve adeta sekerek eski merdivenlerin gıcırtısı eşliğinde aşağı kata indim.

Çantamı da alıp yüzümde kocaman bir gülümseme, kalbimde bir heyecanla dışarı çıktım. Selim bana baktı gülümsedi ve

"Aa içerde bir şey unuttuk gelsene az" deyip elimden tutup içeri aldı beni.

"Ne unuttuk nerde söyle ben alıyım" dediysem de yok yok birlikte alalım dedi.

Arkadan kapıyı kapatıp bana sımsıkı sarıldı. Hiç beklemediğim bir anda bana böyle sarılması beni çok mutlu etmişti. Bende ona sarıldım. Çenemden tutup başımı kaldırdı yanağıma küçük bir buse kondurdu.

"Hadi gidelim" dedi

"E hani bir şey unutmuştuk?"

"Seni böyle görünce dayanamadım ve sana sarılmak istedim, bunu kapının önünde yapmak da hoş olmazdı. O yüzden öyle söyledim."

"İlahi Selim" deyip güldüm.

"Ama ne yapıyım sevgilim, sen de o kadar güzel görünüyorsun ki dayanamadım" yine gözlerinde o masum gülümse vardı.

"Tamam tamam hadi, arabaya geçelim artık."

* * *
"E nereye gidiyoruz söylemeyecek misin? Ne zamandır yoldayız?"

"I ııı, söylemeyeceğim, gidince görürsün."

"Bayılırım süprizlere"

Uzanıp elimi tutmuş ve çapkın bir gülümseme ile

"Ben de sana bayılıyorum" Demişti.

Bir saat kadar gittikten sonra güzel bir piknik yerine gelmiştik. Arabadan inince etrafa şöyle bir bakmıştım ve çok beğenmiştim.

"Selim! Burasi harika bir yer!"

"Beğendin mi?"

"Evet, hemde çok"

"O zaman bak şu tarafta güzel bir yer var hadi oraya geçelim." Deyip arabanın bagajına doğru gitmişti.

"Nasıl yani sen piknik için hazırlık mı yaptın?" Demiştim Selim bagajdan bir şeyler çıkarırken

TATLI DÜŞLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin