SARI WOSWOS AŞKI VE SÜPRİZ AŞK

104 14 3
                                    

Gelin hanım bizdeki meraklı bekleyişe gülümseyerek baktı, arkasına yaslanıp derin bir nefes alıp bıraktı ve anlatmaya başladı.

"Ahmet, yani nişanlım ve ben liseden sınıf arkadaşıydık, ama o zamanlar aramızda hiçbir şey olmadı, sadece sınıf arkadaşı olarak kaldık. Lise bitti ben o yıl üniversiteyi kazanamadım, Ahmet kazandı gitti. O zamanlarda facebook yok tabiki. Cep telefonu da tek tük olunca irtibatımız kesildi, aradan 1 yıl geçti. Ben üniversite sınavlarına hazırlanıyorum amacım adalet okumak aynı zamanda da adliyenin zabıt kâtipliği sınavlarına hazırlanıyorum o yüzden yoğun bir kış dönemi geçirdim. Mart ayı başlarda havalar da hafif düzelince arkadaşlarla dışarda bir yerlerde çay içelim dedik, ben de tuzlu kurabiye simitlerden yapmıştım" bana bakıp gülümsedi,
"Öyle mi, seviyor musun mutfak işlerini" dedim

"Evet elimden gelir benim de bir şeyler" deyip az önce tazelediğim çayından bir kaç yudum aldı. Selin ve Neva'ya bakıp anlatmaya devam etti.

"İşte ben herkesten önce gidip süs havuzunun yanında güzel bir masa bulup oturdum. O sırada da ders notlarıma bakıyordum. Şöyle bir başımı kaldırdığımda karşı masadan birisinin bana baktığını fark ettim önemsemedim ama, tekrar notlarıma devam ettim. Sanırım iki dakika kadar sonra yanımda

"Merhaba Serpil" diyen tanıdık bir sesle başımı kaldırdım.
Bana bakıp gülüyordu, birden toparladım kendimi çok şaşırmıştım
"Aaa Ahmet" dedim
"Evet benim naber, oturabilir miyim?" derken sandalyeyi çekmiş zaten oturmuştu.
"E oturdun zaten" deyip güldüm.
"Sevgilini mi bekliyordun yoksa" diye dalga geçer gibi sordu.
"Hayır canım ne alaka, liseden bir kaç arkadaş gelecek onları bekliyorum"
"Öyle mi bizim arkadaşlar gelecek yani"
"Evet"
"E iyi madem benim için de iyi olur çoktan görüşmemiştik zaten."
" Bir sorsaydın iyi olurdu aslında" deyince bir kahkaha atmıştı.
"Niye çok mu özel bir buluşma olacak ki? Hem şu poşetteki ne, yine pasta kurabiye falan mı yaptın?" diye poşete uzanıp içine baktı.
"Ne oluyor ya bıraksana" diye eline vurdum.
"Niye ki, bir tane alamaz mıyım yani?"
"Hayır efendim alamazsın" deyip elinin üstüne hafiften vurdum.
Şaşırmış gibi yapıp arkasına yaslanırken bir kahkaha attı ve
"Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da kuzum" dedi ve Serpil bir nefes almak için duraksadı.

O anda bizi alsın mı bir gülme, Selin, Serpil, Neva ve ben nasıl kahkaha atıyoruz.
Selin merak edip sordu
"EE peki sen ne dedin?"
"O an ne diyeceğimi şaşırdım tabi"
"Sen de çok şeysin" dedim
Ahmet bana gülerek bakıp "neyim?" diye sorunca ne cevap vereceğim diye düşünürken arkadaşlardan bir kaçı gelmişti ve ben de cevap vermekten kurtulmuştum. Tabi ben kurtulduğumu sanıyordum.

Gelen arkadaşlar Ahmet'i görünce çok sevindi,
"hayırdır Ahmet Mart ayında burda ne işin var?" diye sorunca bende "evet ya senin okulda olman gerekmiyor muydu?" diye sordum.
"3 günlüğüne geldim, bizim hocanın biri olmayacakmış bende sabah dersine girip sonraki ilk otobüsle geldim, zaten hafta sonu da giriyor" diye anlatmıştı.
Sonrasında geçen 1 yılda neler oldu diye sohbete başlandı. Ben de getirdiğim kurabiyeleri masaya açıp koyduğumda Ahmet kurabiyelere bakıp güldü bende ne var dercesine başımı sallayıp baktım. Bunun üstüne Ahmet "kız Serpil var ya seni alan yaşadı ha" deyip bir tane kurabiyeyi olduğu gibi ağzına attı. çaylar da gelince koyu bir sohbet başlamıştı.
Sohbet sırasında Ahmet "facebooktan birbirimizi ekleyelim mi" deyince
"Aman o da neymiş ki" dedim ben.
Ahmet de şaşkınca bakıp bir kahkaha attı "nasıl yani, facebook ne bilmiyor musun?" deyince ben de bir yandan çay içerken bir yandan hafifçe başımı sallayarak
"yooo bilmiyorum" dedim
"Evde internet var mı?" Diye sordu
"Tabi canım var, ne yapacağız oradan" dedim, anlatmaya başladı. Bir kaç arkadaşın facebook adresi varmış.
"Tamam bende eve gidince bir facebook adresi alırım birbirimizi ekleriz" dedim.
Böylece güzel bir gün geçirdik. Akşam üzeri eve geçince şu facebook neymiş diye geçtim bilgisayarın başına. Bir facebook hesabı alıp bir kaç arkadaş da eklediledikten sonra Ahmet'in paylaşımlarına baktım. Baktım ve öylece kalakaldım. O an ekranda gördüğüm beni bir hayli heyecanlandırmıştı. O da neydi, çocukluğumdan beri aşık olduğum, en büyük hayalim olan Woswos arabanın şoför kapısı açık ve Ahmet de sağ kolunu kapının üstünden şarkıtmış sol eli de cebinde poz vermiş. Benim lise arkadaşım Ahmet sarı bir Woswos almış! Tabi ben durur muyum? Fotoğrafın altına hemen

TATLI DÜŞLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin