8. BÖLÜM

89 17 7
                                    

Merakla Neva'nın ne diyeceğini bekliyordum. Neva ayağa kalkıp kollarını göğsünde birleştirdi ve dışarıya bakıp sinirle bir nefes verdi, yavaşça bana döndü yere bakarken bir ayağı ile de hafifçe yere vuruyordu.

"Evet Neva, Salçalı makarna sever şimdi ne dedi sana, yine canın sıkılmış."
"Ortalığı ablalar basmış." deyip sinirle bir kahkaha attı.
"Ne! Nereyi ablalar basmış?"
Neva'nın söylediği cümleyi tam anlamamış ve çok şaşırmıştım.

"Öyle dedi işte" deyip tekrar camdan dışarı döndü.

Bende oturduğum yerden kalkıp Neva'nın yanına geçtim, kolunu hafifçe sıkıp;
"O ne demekmiş öyle" diye şaşkınlıkla sordum.
Yandan sinirli bir gülümseme ile "benim o forumda kullanıcı adım cimcime abla. Forumdakilerden çoğu da benden küçükmüş, bunu yorumlaşmalardan öğrendik. Konu Konu sohbet alanları var orada. Bende çok olmadı o foruma katılalı, demiştim hani ortam güzel sıcak diye güzel sohbetler edince kim kaç yaşında öğrendik tabi."
Öyle hararetli anlatıyordu ki bir kaç saniye soluklanmak için durup sonra tekrar devam etti.

"İşte gel zaman git zaman forumdakiler bana cimcime abla demeye başladı. Bir çok başlıktaki sohbetlerde de bulunduğum için bir çok kişi ile fikir alışverişi de yaptık. Yeni katılanlar da demekki yorumlardan dolayı bana cimcime abla diye yazıyorlardı."
Neva'yı merakla dinlerken bir yandan da gözüm TATLI DÜŞLER'deydi.
"İşte kısa süre öncesine kadar hiçbir sıkıntı yoktu. Bu Salçalı makarna sever orda kullanıcı adı -birindar- ben ne yazsam benimle dikleşmeye başladı işte."
"Anladım canım, derdi ne acaba, yani bir insan durduk yerde niye böyle bir şey yapar ki?"
"Ah bir anlasam abla"
"E peki sen cevap verdin ortalığı basan ablalara" deyip küçük bir kahkaha attığım sırada kitabevinin kapısı açıldı içeriye bir kaç genç girdi.
"Neyse Nevacım ben geçiyorum sonra konuşuruz"
"Tamam abla"
"Takma kafana" deyip çıkarken Neva'ya göz kırptım. O da bana tatlı bir tebessüm edip müşterileriyle ilgilenmeye başladı.

Tam TATLI DÜŞLER'e girerken arkamdan topuk sesleri duydum o sırada birisi "Merhaba Efza hanım" deyince arkamı döndüm.

"Aa Merhaba Serpil hanım"
"Vaktiniz var mıydı, küçük bir ricam olacaktı da" deyip gülümsedi.
"Tabi buyrun içerde konuşalım"

Serpil hanım ve nişanlısı Ahmet Bey geçen haftalarda gelip nikahı için sarı Woswoslu pasta sipariş etmişlerdi. Birlikte içeri girdik.
"Çok vaktinizi almak istemiyorum, malum bizim nikah yaklaştı, sizin için de uygunsa kurabiye siparişi de vermek istiyorum da" dedi
"Olur tabiki buyrun oturup konuşalım, arka tarafa geçelim bahçeye" birlikte bahçeye geçtik.

"Aaa burası ne kadar güzelmiş böyle Efza hanım" deyip gözleri ışıldayarak bana baktı.
"Teşekkürler, daha çok yeni, bugün geldi, buyrun siz oturun ben size bir fincan çay ikram edeyim"
"Peki teşekkür ederim"

Çayları almaya içeri geçtiğimde telefonum çaldı, elimdeki demliği ocağa geri koyup telefonumu cebimden çıkardım, baktım arayan selin.
"Alo Selin"
"Efza müsaitsen sana geliyorum"
"Gel canım gel, sabah yarım kaldı sohbetimiz zaten" derken telefonumu omzumla kulağımın arasına sıkıştırıp bir yandan da fincanları çıkarıyordum.
"Tamam canım, 15 dakikaya kadar oradayım."
Bir yandan fincanlara çay doldurup bir yandan Selinle konuşuyordum.

Telefonumu kapatıp cebime koydum, çayların yanına tepsiye bir kaç tane de kurabiye koydum ve arka bahçeye misafirimin yanına geçtim.

Serpil hanım beni görünce gülümsedi,
Bende küçük bir tebessümle karşılık verirken fincanları ve kurabiye tabağını küçük masaya koydum.
"Teşekkürler Efza hanım"
"Afiyet olsun, kurabiyeler taze sabah yapmıştım."
"Harika görünüyor, şeker hamurundan değil mi?" derken bir tane kurabiye alıp incelemeye başladı.
"Evet canım, birer tepsi yapıyorum ara ara."
Serpil hanım kurabiyeden küçük bir ısırık alıp damağında o tadı hissetmeye çalışırken gözlerini kapatıp başını sallamaya başladı. Sonra bana dönüp kocaman bir gülümseme ile
"Efza hanım bu kurabiye bi harika olmuş" deyip çayından bir yudum alıp arkasına yaslandı.
Kurabiyemi beğenmesi yüzümü güldürmüş beni mutlu etmişti.
"Afiyet olsun Serpil hanım" deyip bende bir tane kurabiye aldım.

"Aslında sizinle konuşmak istediğim konu tam da bununla alakalıydı."
Tekrar kurabiyeden ısırıp bir yudum çay aldıktan sonra konuşmasına devam etti.
"Öyle mi, nedir?"
"Kısmetse bizim nikah çok az kişi ile olacak, eş durumu tayini için nikahı önceden yapacağız, o yüzden davetliler için küçük hediyelikler düşündüm. Tabi henüz kimden bulurum onu da bilmiyorum belki sizin bildiğiniz birisi vardır" o sırada durdu, çayından bir kaç yudum aldı tekrar konuşmasına devam etti.
"Bir diğeri de mini Woswos kurabiyeler" deyip gülümserken gözleri ışıldadı.
O sırada ön kapının açıldığını bildiren kapının üzerindeki zil çaldı.
"Müsadenizle hemen geliyorum" deyip içeri geçtim.

Gelen beklediğim üzere Selindi.
"Selam" deyip kısacık bir şekilde gülümserken elindeki poşetleri bir kenara bıraktı.
"Hoş geldin canım, gel arka taraftayız"
"Taraftayız derken" diye şaşkın bir şekilde baktı.
"Müşterim var, yakında nikahı olacak da bazı siparişleri var, onu konuşuyorduk."
"Anladım, geçelim o zaman, yeni gelin ha" derken kırık bir şekilde tebessüm etti. Bende şefkatle koluna dokunup boşver dercesine baktım.

Arka bahçeye geçerken Selin'e yol verdim, önden geçip Serpil hanıma Merhaba dedi. Serpil hanım da başıyla selam verip hafif bir tebessümle karşılık verdi.

"Serpil hanım arkadaşım Selin"
"Selin, Serpil hanımın da yakında nikahı olacak inşallah"

Selin biraz buruk bir şekilde Serpil hanıma bakıp dudaklarını ince bir çizgi olacak şekilde sımsıkı bastırıp
"Umarım mutlu olursunuz" deyince Serpil hanım ne oluyor dercesine bana baktı. Bende hafifçe gülümseyip "buyrun devam edelim" dedim.
Serpil hanım heyecanla planlarını anlatırken Selin de dikkatle dinliyordu.

"Yani sizden 20 tane sarı Woswoslu kurabiye de istiyorum mümkünse" dedi.

"Tabiki hazırlarım, ayrıca ufak hediyelikler için de galiba bir fikrim var, ama öncelikle kesin bir bilgi edinmem gerekiyor, aksama size kesin bilgiyi veririm olur mu?" dediğimde Serpil hanım heyecanla
"Çok sevinirim, zaten telefon numaramı bırakmıştım size" dedi.
"Evet var, küçük bir görüşme yaptıktan sonra kesin durumu size bildiririm"
"Siz oturun ben Seline de çay hazırlayım bizim çaylarımızı da tazeleyim hemen geliyorum" deyip mutfağa geçtim. Fincanları tezgaha bırakıp cebimdeki telefonu aldım küçük bir telefon görüşmesi yapıp düşündüğüm şeyin onayını da aldım, detaylı görüşmek için akşam üzeri benim dükkanda buluşma kararı ile telefonu kapatıp tekrar cebime koydum . İçimde küçük bir mutlulukla ,ki bu yeni gelin hazırlığı mutluluğuydu, fincanlara çaylarıda koyup arka bahçeye geçtiğimde Selin ve Serpil hanım sohbet ediyorlardı.

Selin başını kaldırıp bana baktığında bendeki ufak çaplı mutluluğu hemen anladı ve
"Hayırdır Efza?" diye sordu.
Serpil hanıma bakıp gülümserken
"Hayır hayır" deyip çayları küçük masama koymuştum.

"Efza hanım, Selin hanım bana çok güzel bir fikir verdi ama tabi sizin için uygun mu bilemiyorum."

"Öyle mi, ne fikri?" derken Selin'e bakıp göz kırptım.

Selin gülümseyip Serpil hanıma döndü.

"Şöyle ki" deyip derin bir nefes aldı, Selin'e bakıp gülümsedi ve bana döndü.

Bende Serpil hanımın ne diyeceğini merakla bekliyordum.

TATLI DÜŞLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin