(Uzun bir ara oldu arkadaşlar biliyorum ama bazı işlerim vardı, o yüzden o arada yazamadım kusura bakmayın. Bir de telefondan yazınca epey zor oluyor benim için. T9 da yazdığım için de bazı yazım hataları oluyor bunu ilk okumada gözümden kaçırdığım oluyor, bazen yayınladıktan sonra fark ediyorum, lütfen kusuruma bakmayın.)
Pinterestte bu fotoğrafı görünce tam da Selin ve Selim'e uygun olduğunu düşündüm. Dikenli teller üzerinde ağlayan bir kalp simgesi.
Serpil'in hikayesini dinledikten sonra Neva "ah ah" diye iç geçirdi gözlerini kapatıp gülümserken, Selin derinden bir of çekmişti.
Neva
"Çok güzel ya, keşke ben de böyle masalsı bir aşk yaşasam" deyip Serpil'in eline uzanıp dokundu.Selin duygulanmıştı
"Rabbim sizi ve sevginizi korusun, nazarlardan saklasın inşallah Serpilcim" deyip kısık bir sesle devam etti "bizim gibi olmayın inşallah"Serpil şaşırmış bir şekilde "nasıl yani?" Deyip Selin'e baktı. Aynı anda Neva ve ben de Selin'e dönmüştük.
Selin gözlerini devirip derinden bir nefes aldı, bir kaç saniye nefesini tutup dışarı verdi, gözleri sabit bir şekilde uzaklara bakarken"Biz de zamanında çok güzel bir aşk yaşamıştık ama şimdi..." deyip sustu. Gözleri dolmuştu.
"Ama şimdi ne oldu, sakıncası yoksa sorabilir miyim selin hanım?"
Selin çantasına uzanıp bir paket peçete çıkardı, burnu çekip peçeteden bir tane aldı. Gözlerine dolan yaşlara engel olamayınca elindeki peçeteyi göz altlarına bastırıp gözyaşlarını sildi. Dudaklarını bastırıp bir müddet sessiz kaldı. Farkındaydım, kendini zor tutuyordu, konuşmaya başlasa ağlayacaktı biliyordum, o yüzden dudaklarını birbirine bastırıp sessiz kalmayı tercih etti. Sakinleşmek için bir kaç kez nefes alıp verdi. Hepimiz susmuş selin'in ne diyeceğini bekliyorduk.
"Biz..." yine gözleri dolmuştu. Elindeki peçete ile tekrar gözlerini sildi. Peçeteyi avucuna alıp sımsıkı tuttu.
"Biz, boşanıyoruz" dedi ve artık gözlerinde zor tuttuğu yaşlar birer inci tanesi gibi ardı ardına gözlerinden düşmeye akmaya başladı.
"Kusura bakmayın, sizi üzmek istememistim"
Selin " Yok önemli değil, zaten zor duruyor bu yaşlar gözlerimde" deyip bir kaç kez burnunu çekti. Bana baktı ve devam etti.
" Biz boşanıyoruz çünkü eşim beni aldatıyor" deyip yere baktı.
Neva ve ben öylece kalmış selin'e bakıyorduk.
"Emin misiniz peki?"
" Hı hı"
"Nasıl oldu peki, yani eminim dediniz ya, somut bir şeyler mi?"
"Allah gösterecek ya işte, öncesinde hiç de fark etmedim, ben nasıl böyle saf olabildim, nasıl gözüm bu kadar körmüş anlamıyorum."
Gözünden bir kaç damla yaş süzülürken Selin'e yaklaşıp elimi Selin'in omzuna koyup hafifçe sıvazladım. Dudaklarını bastırıp bana baktı ve derin bir nefes alıp bıraktı "iyiyim ben Efza, anlatmak iyi gelecek, emin ol,anlatmak beni üzmekten ziyade rahatlatacaktır." Deyip önündeki bardağına uzanıp suyundan büyük bir yudum aldı. Neva ve Serpil de sessizce Selin'in anlatmasını bekliyorlardı.
" Biz de sevmiştik birbirimizi, hemde hiç beklemediğim bir anda çıkmıştı karşıma. Aslında işimi, evimi, yalnızlığımı, düzeni olmayan düzenimi de bırakıp gidecektim buradan. Sonra birden nasıl olduğunu anlamadan giriverdi hayatıma. Ben ne zaman aşık oldum ne ara evlenmeye karar verdim, her şey o kadar çabuk oldu ki, o kadar mutluydum ki, gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Bana olan ilgisi, üstüme titremesi...