Paket

127 4 0
                                    

......Sahranın ağzından.....

Ezgiyle beraber kahvaltıyı hazırlayıp diğerlerinin de gelmesini bekledik. Esra hanım hala ortalarda yoktu. Kim bilir yine nerelerde. Gerci evin içinde biyerde nereye kaybolabilirki.
İlk gelen Öztürk oldu. Masaya oturdu ve cok ciddi duruyordu. Öztürkü hiç tanımıyordum ama anladığım kadarıyla eğlenceli ve neşeliydi. Tabiki de işi gereği ciddi olduğu zamanlar da vardı ama bizim yanımızdayken o tavrını pek takınmıyordu galiba. Onun için böyle ciddi görmek rahatsız hissettirmişti.
"Mertle Kerem yok mu" dedi ciddiyetle ama Ezgiyle muhattap bile olmayıp direk bana sormuştu. Onun yüzüne bile bakmadı.
"Merti tam bilmiyorum ama Kerem 2 dakikaya burada olur kahvaltısını hep aynı saatte yapar aksatmaz yani birazdan gelir" dedim. İkiside şaşkınca bana baktı.
"Keremi ne kadr da iyi tanımışsın" dedi Ezgi gülerek. Kırdığım potu farkederek utandım.
"Biri benden mi bahsetti" dedi Kerem gülümseyerek içeriye girerken.
"Yoo kim? Kimse Kerem demedi sen yanlış duymuşsun. Cidden sizde duymadınız degil mi? Cnku ben duymadım" dedim salak salak ortamı toparlamaya calısırken. Az önce sıçtım sıvadım bide üstüne tüy diktim. Kerem gülümseyerek masaya oturdu onun ardından Esrayla Mert geldiler kıkırdayarak. Onlarda masaya oturdular ve kahvaltımızı yapmaya başladık.
"Evet herkes burda olduğuna göre size bir şey açıklayacağız" dedi Mert Esraya bakarak.
"Ne açıklayacaksınız" dedi Öztürk.
"Biz Esrayla sevgiliyiz" dedi Mert.
ağzıma attığım lokma resmen boğazımda kaldı ve hunharca öksürmeye başladım. Ezgi sırtıma vuruyordu hayvanc ama nafile. Kendimi toparlayıp "ne saçmalıyorsunuz Esra siz" dedim. Herkes benim gibi şaşkındı.
"Şey oluverdi işte napalım" dedi o da gülümseyerek. Gel benimle seninle konuşmalıyız" dedim ve Esrayı masadan kaldırıp salona geçtik.

"Mantıklı bir açıklama bekliyorum" dedim sinirle.
"Aşık oldum" dedi o da.
"Kızım sen mal mısın Berk e ne olacak peki. Unutma burda rehin tutuluyoruz" dedim bağırarak.
"Berkten nefret ediyorum bana Berk deme" dedi o da gözleri dolarak.
"Niye ne yaptı çocuk sana o senin gercek aşkın evlilik hayalleri kurduğun çocuk Merte duyduğun ilgi geçici" dedim.
"Ben Berkle evlilik hayallerimden vazgeçtim o benim tanıdığım aşık olduğum çocuk değilmiş. Benim asıl prensim hikayemin kahramanı Mertmiş dün bunu anladım" dedi.
"Bişey mi duydun Berk hakkında" dedim.
"Sana anlatamam" dedi gözlerini yere sabitleyerek.
"Esra saçmalama bana anlatmayacaksında kime anlatacaksın" dedim sinirle. Acaba gercekleri öğrendi mi. Mert ona anlattı mı.
"Onların arasında ki hikayeyi öğrendim" dedi. korktuğum başıma geldi.
"Ne ne diyosun ne hikayesi" dedim merakla.
Olan biten herşeyi butun gercekleri anlattı bana. Hiç tepki vermedim.
"Niye susuyorsun niye şaşırmadın" dedi.
"Ben biliyordum" dedim sessizce.
"İnanmıyorum sana Sahra nasıl böyle önemli bir şeyi bana anlatmazsın. Bir de biz kardeş olacağız dimi bizim birbirimizden başka kimsemiz yoktu. Biz birbirimizden sır saklamayacaktık Sahra nasıl olurda bunu benden saklarsın aklım almıyo" dedi bağırarak.
"Özür dilerim yapamadım" dedim kısık bir sesle.
"Neyi yapamadın ya çok mu zor bişey bu senin yuzunden Merti ne kadar sucladım ne kadr nefret etmeye calıstım ne kadar acı çektim haberin var mı senin" dedi. Yavaş yavaş gözlerinde biriken yaşlar akmaya başladı aşağıya doğru.
"Senin Mertle sevgili olmandan korktum işte ne yapabilirim seni düşündüm sana zarar gelsin istemedim incinmeni istemedim. Emin ol cok kez cesaretimi toplamaya calıstım ama yapamadım" dedim. Sesim hala kısık çıkıyordu. Ne dese haklıydı simdi. Ona kızamam. Aynı seyi bana yapsa aynı tepkiyi gösterirdim.
"Emin ol böyle daha çok kırdın" dedi ağlaması hızlanınca.
Sarılmak icin ona dogru hamle yaptığımda benden uzaklaştı.

Fazla bağırıp çağırdığımızdan dolayı galiba diğerleri başımıza toplanmıştı.
"Kızlar siz iyimisiniz" dedi Ezgi.
"İyi gibi mi duruyoruz" dedi Esra bağırarak. Hala sessiz kalmayı tercih ediyordum. Ne diyebilirim ne konusabilirim ki bu konuda.
"Sahra ne oldu" dedi Kerem. Hala cevap veremiyordum. Ağzımı açsam sanki ağlayacak gibiydim. Boğazıma biseyler düğümlenmeye başladı. Konusmak istedim ama konusamadım. Mert gelip Esraya sarıldı. Ben mal gibi ortada kalmıştım. Esrayı sakinkeştiren ağlamasını önleyen kişi ben olmalıydım. Ama ona bu iyiliği bile yapamıyordum.
"Hayatım sakin ol sil gözyaşlarını" deyip gözünden akan yaşları elleriyle sildi Mert.
"Biliyormuş biliyormuş ve bana anlatmamıs Mert" dedi sakinleşmeye calısarak. Bir anda bütün gözler bana çevrildi.
"Neyi biliyordun Sahra" dedi Mert.
Hala sessiz kalıyordum.
"Konuşsana kimden öğrendin" dedi bu sefer biraz daha yüksek sesle. Çok zor bir durumdaydım suan. Ne diyeceğimi nerden anlatmaya baslayacagımı bilmiyordum.
"Ben anlattım" dedi Kerem yanıma gelerek. Bi anda gözlerim Kereme döndü. Bana güven vermek istercesine gözlerimin en derinlerine baktı.
"Ben anlattım ve kimseye anlatmaması için onu tehdit ettim Sahranın suçu yok Esra" dedi Kerem.
Bi anda ortalık sakinleşti. Esraya kacamak bakışlar attığımda bana karsı sinirinin geçtiğini gördüm. Eminim beni anlamıştır. Ama yalandı. Kerem beni tehdit etmemişti. Beni kurtarmak icin yapmıstı. Kereme buyuk bir tesekkur borcluydum.

"Herkes sakinleştiğine göre hadi kahvaltımıza devam edelim gelin" dedi Öztürk sakince. Hepimiz başımızla onaylayıp mutfağa ilerkerken Esra gelip boynuma sarıldı ve "sinirlendim üzgünüm" dedi ve bende ona sarılarak "önemli değil haklısın" dedim ve o sırada kapı çaldı.

Mert kapıya yönelip açtı. Kapıda korumanın biri bir paket tutuyordu. Korumayla konuşup paketi aldı ve yanımıza geldi.
"Hayırdır Mert elindeki neymiş" dedi Kerem.
"Bilmiyorum evin yakınlarına bırakılmış korumalar bulup getirmişler bakıp öğreneceğiz" dedi ve salondaki koltuğa oturup paketi eline aldı. Hepimiz başına toplandık.

Mert paketi açmaya başladı. Paketin içinden ilk "biz sizinleyiz" yazan bir not çıktı. Açmaya devam edince bi tane flash bellek cıktı içinden. Öztürk flaşı alıp televizyona taktı ve içinde video olan bir dosya çıktı karşımıza dosyayı açınca bir anda Buğrayı gördüm. Açıp izlemeye başladık.
"Sahram benim herşeyim senden uzak kaldığım her dakika seni ne kadar da çok sevdiğimi anladım. Sensiz geçen hicbir günü günden saymıyorum. Senin kaybolduğun gün sana açılıp konuşmaya karar vermiştim artık herşeyinle benim olmanı dilemiştim ama o şerefsizler seni benden aldı. Ama merak etme en kısa zamanda sana kavuşacağım. Yavaş yavaş size yaklaşıyoruz. Yavaş yavaş seni kurtarmaya yaklaşıyorum. Sakın korkma en kısa zamanda kavuşacağız birbirimize" diyordu Buğra. Bunu izlerken gözlerim dolmuştu. Resmen şok olmuştum. İstemsizce Kereme döndü gözlerim. Bir noktaya dalmış gözlerini hic kırpmadan o noktaya bakıyordu. Herkes benim gibi şoktaydı. Mert pakettekileri çıkartmaya devam etti. İçinde fotoğraflar bulunan zarf çıktı. Zarfta Esra ve Berkin fotağrafları ve bizim dördümüzün fotoğrafları vardı. En güzel günlerimizin kareleriydi onlar. Esrayla Berk boğuşurken şakalaşırken vardı.

Mert bir fotoğrafı eline aldı. Fotoğrafta Esra Berkin omzunda bende Buğranın omzunda deve güreşi yapıyorduk. O fotoğrafı buruşturup fırlattı diğer fotoğrafları da etrafa savurdu ve elinde ki paketi yere attı. Sinirden etrafa küfürler savuruyordu.
"Bu iş çok uzadı" dedi ve bir hışımla evden çıktı. Keremde küfürler savurarak evden çıktı. Belli ki çok sinirlenmişlerdi. Öztürk te arkalarından gitti.

Yere saçılanları toplayıp geri pakete yerleştirdim ve odama çıkwrttım. İcinde mektuplarda vardı. Sonra okumak icin sakladım. O sırada odama Esra ve Ezgi girdi. Esranın ağlamaktan gözleri şişmişti.
"Merti anlarımda Kerem neden bu kadar sinirlendi" dedi Ezgi.
"Bilmem ki ama çok endişeleniyorum" dedim "deme öyle ya başına bisey gelirse o zaman ne olur " dedi ve yine ağlayacak gibi gözleri doldu. Oturup onları beklemektan başka caremiz yok bu saatten sonra.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 24, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ASLA YAPMA! (Mafyaların Çatışması)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin