"... Sonra o da başıma şampuan döktü."
"Sen ciddi misin? Daha zekice bir şey bulman gerekiyor,en azından senin zarar görmeyeceğin bir şey."
İzmir'deki arkadaşım Eda'yla konuşuyorduk. O benim çocukluk arkadaşımdı. Bazen Yağmur'a bile anlatamadıklarımı ona anlatıyordum.
Aynı bu olay gibi. Yağmur'u tanıyordum,hemen saçma şeyler savunur,gözlerinden kalp çıkartarak koşardı."Mesela,sevmediği bir şey var mı?"
"Lan ne bileyim iki gündür tanıyorum çocuğu."
"O zaman öğren,sonra ara. Hadi görüşürüz."
Telefonu kapattığında intikamımı nasıl alacağımı düşünüyordum. Kafam nane kokuyordu ve ben naneyi sevmezdim!
Sehpadaki kitapları yere atıp ayaklarımı sehpaya uzattım.
"Boyu devrilesice,ben biliyorum sana yapacağımı."
Aslında bilmiyordum,fakat bu ayrıntıyı şimdilik düşünmemeliydim.
Ntv Spor'daki Cedi'nin maçını izliyordum.
Farketmiştim ki,maç Cedi çıkınca sıkıcılaşıyordu. Ne kadar ondan hoşlanmasam da,bu bir gerçekti. Oyun durgunlaşıyor ve iki takım arasındaki fark kapanıyordu.
Bir de bir baby face'e yakışmayacak ama ona yakışan sakallar vardı. Övmüyorum,acı gerçeği söylüyorum.
Bu düşünceleri kafamdan kovmaya çalışırken odama girdim ve yatağa atladım.
¤
Sabah her zamanki gibi ağlamaklı bir şekilde kalktım.
"Allahım ne olur bir gün kalkayım ve okul olmasın. Amin."
Yataktan kalktım ve mutfağa gidip Yağmur tarzında "ne bulursan ağzına at kahvaltısı" yaptım.
Giyindikten sonra çantamı alıp dışarı çıktım. Önüme bakarak yürürken bir ağaca çarpmamla geriye doğru yalpaladım. Bileğimden bir elin tutmasıyla düşmekten kurtulurken başım tekrar ağaca çarptı.
Bir saniye,ağaçların ne zamandan beri eli vardı?
Kafamı kaldırdığımda sırığı görmemle kafamı iki yana salladım.
"Yuh be oğlum,izimi mi sürüyorsun? Kıçıma GPS mi taktın,beynime çip mi yerleştirdin? Nereye gitsem anında beliriyorsun vahiy inmiş gibi!"
"Hiç işim yok bir de senin beynine çip mi yerleştireceğim? Yürürken önüne bak ayrıca,bir ağaca çarparsan seni tutmaz."
Bileğimi ondan bana yakışmayacak şekilde kibarca çektim ve kollarımı bağladım.
"Tavsiyen için sağol. Bu tavsiyeyi bilmeden yaşayamazdım. Şimdi izin verirsen gidiyorum. Yeterince geç kaldım zaten."
"Ağaçlara dikkat et cüce!"
"Sırf sen dedin diye etmeyeceğim sırık!"
Sırıtarak önüme döndüm. İnsanlarla uğraşmayı seviyordum.
Tabi bu insanlar iki metre olunca pek hoş olmuyordu ama yine de güzeldi.
"Yolu şaşırmışım. Ee n'aber?"
Korkudan yerimde zıplarken tişörtümü çekip içime tükürdüm.
İsmail YK tarzında Allah belanı versin,Allah seni kahretsin bakışları atarak ona döndüm.
"Saat sabahın dokuzu. Ne bu enerji?"
"Her sabah saat beş buçukta kalkıyorum. Enerjik olmam normal."
"Hiçbir güç beni beş buçukta kaldıramaz."
Güldü ve önüne döndü.
"Akşamki maçta iyi oynadın."
"Hangi maçta?"
"Karşıyaka maçında."
"Ha,evet şey,teşekkürler."
Kampüsün önüne geldiğimizde ona döndüm.
"Basketbol sahasında görüşürüz cüce."
"Sallanmadan yürü sırık."
"Emrin olur."
Kapıdan içeri girdim ve saçları normale dönmüş arkadaşımı aramaya başladım. Haftasonu zorla saçını kahverengiye boyatmıştım. Bulduğumda sırtına atladım ve saçını çektim.
"Azıcık erken gelsen ölür müsün be? Senin yüzünden çocuğu kesemiyorum,derse giriyor hemen."
Sırtından indim ve koluna girerek sınıfa doğru yavaşça yürümeye başladım.
Eheuheueheueh selaaam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
basketball;cedi osman
Fanfic"Kızım sorunlu musun,çekil ayağımın altından! İki metreyim,bir çaksam uçarsın be!" "Ay kıçımın kenarı!" 22.02.16