basketball;cedi osman

2+Şampuan

Evin kapısını açtım ve ayakkabılarımı çıkarttıktan sonra topu kenara bıraktım. Salona geçerek televizyonu açtım. Koltuğa atladım ve ayaklarımı sehpaya uzattım. Bir basketbol maçı vardı.

Kim olduğuna bakacakken ekranda birden Cedi'nin suratı belirdi. Yüzümü yastıkla kapatırken kanalı değiştirmeye çalıştım. En sonunda televizyonu tamamen kapattım ve odama geçtim. Üniversite birinci sınıf öğrencisiydim,hukuk okuyordum. Kendi isteğim değildi,annemin zoruyla bunu seçmiştim. Bana kalsa ben tamamen basketbola yönelirdim. Hukuk okumak zordu,bu sene sınıfı geçmemin imkanı yoktu. Eh,bu sene böyleyse diğer seneleri düşünmek bile istemiyordum.

Sandalyeye oturdum ve kalın kitabı açtım. Cümleleri renkli kalemle çizerken ofladım ve kafamı kitaba koydum. Neden bu kadar zordu?!

Bir buçuk saat çalıştıktan sonra acıkmış ve alışverişe gitmeye karar vermiştim.

Yanıma para alarak dışarı çıktım ve supermarkete doğru yürümeye başladım. Otomatik kapıdan girdim ve bir araba alarak ilerledim. Kasaya gidecekken şampuan almam gerektiğini hatırladım ve geri dönüş yaptım. Şampuanların birinde onun resmini görünce kendimi çimdikledim.

Bu da ne demek oluyordu?!

"Her yeri sarmış,pis şeytan."

"Bir de şeytan oldum,çok teşekkürler."

Korkudan yerimde zıplarken arkamı döndüm. Kafamı kaldırırken elimdeki şampuanı yerine bıraktım.

"Sen böyle kendinden bahsedilince falan ışınlanıyor musun? Ne işin var oğlum senin burada?"

"Alışveriş yapmaya geldim akıllı cüce."

Gözlerimi devirdim ve başka bir şampuan alarak kasaya yürüdüm. Çok bir şey almamıştım çünkü taşıyamazdım. Parayı ödedikten sonra poşetleri aldım ve dışarı çıktım.

"Yardıma ihtiyacın var mı?"

"Eksik olsun senin yardımın."diye mırıldandım.

"Gerek yok,ben hallederim."dedim daha yüksek bir sesle. Yanımda yürüyordu. Evimim önüne geldiğimizde yüzüne bakmadan apartmana girdim.

"Görüşmemek üzere,sırık!"

Büyük bir kahkahayla cevap verdi. Apartman kapısını kapattım ve asansöre bindim. Üçüncü kata gelince asansörden indim ve anahtarla evin kapısını açtım. Annemler İzmir'de yaşıyordu,bense İstanbul'da üniversite için bulunuyordum. Güzel bir şehir olmasına rağmen beni boğuyordu. Kocaman binalar,alışveriş merkezleri,insanlar....İzmir de böyleydi ancak oranın havası daha temizdi.

Eve girdikten sonra kendime domates çorbası yaptım. Sanırım içtiğim tek çorba türü buydu. Televizyonun karşısına geçtim ve adam akıllı bir kanal aramaya başladım. Her yerde evlenme programı vardı. Bir tanesinde durdum ve çorbamı yemeye başladım. Bir saat sonra zil çaldı,çorbayı sehpaya bıraktım ve kapıya yürüdüm. En yakın arkadaşım Yağmur'un geldiğini düşünüyordum.

Kapıyı açınca karşımda kargocuyu buldum.

"Burayı imzalayın lütfen."

Gösterdiği yeri imzaladım ve uzattığı kutuyu aldım. Kapıyı kapattım ve salona geçerek koltuğa oturdum. Kutuyu açtığımda içinden Cedi'nin resmi olan şampuanla not çıktı.

Her yerdeyim,değil mi cüce?

Sinirle şampuanı yere fırlatınca kapağı açıldı ve her yer şampuan oldu.

"Oğlum lanet mi okudun ne yaptın? Bu ne lan şimdi?!"

Koltukta sinirle zıplarken şampuanı temizlemem gerektiği aklıma geldi. Banyodan bez alıp odaya geri döndüm. Şampuanın kapağını kapatıp kenara fırlattım ve bezle silmeye başladım.

"Her yer köpürdü ya! Gerizekalı herif,adam gibi bir şey gönderseydin bari,şampuan göndermek nedir?!"

En sonunda salona baştan başa vileda çektim,yarıda bırakmamak için tüm evi silip süpürdüm. Şampuanla birlikte sinirden ben de köpürmüştüm. VE BENİM SALAK ARKADAŞIM HALA ORTALIKTA YOKTU!

Saçlarımı arkaya attım ve banyoya girdim. Kendi şampuanımı görünce yine sinirlendim ve şampuanı elime döktüm. Banyodan çıktıktan sonra kıyafetlerimi giydim ve yatağa yattım. Bugün uzun bir gün olmuştu ve yarın okula gidecektim. Alarmı kurdum ve kafamı yastığa gömdüm.

Ooo

İkinci bölümü de yazdım

Ne var ya,şimdiye kadar sıkılmış olmam gerekiyordu ama sıkılmadım çok sevdim canım hikayeeem <3333