Sabah ilk önce kalkan sürpriz bir şekilde ben olmuştum ki saat gerçekten erkendi. Yatakta gerinip Cedi'ye döndüm ve onun uyurkenki yüzünü inceledim.
Benimle uğraşmıyor ve sesi çıkmıyorken gayet yakışıklı,bunu kabul ediyorum.
Parmağımla onu dürtükledim fakat hissetmedi bile. O da çok yorulmuş olmalıydı. Yoğun bir antrenman temposu olduğunu düşünüyordum ama o burada durmuş babaannesi ve biricik eşiyle uğraşıyordu.
"Cedi,uyan."
Hııı gibi bir ses çıkardı ve bana arkasını döndü.
"Kardeşim kalkar mısın artık?"
"Kardeğhühğfdş."
"Ne?"
Tövbe estağfurullah,çarpıldı mı acaba?
"Ekim git bak bakayım ben annemlerin yanında mıyım?"
Ben ona salak salak bakarken o tekrardan uykuya dalmıştı bile. Sinirlenip yastıkla bir tane çaktım;uyanmayınca bir tane daha geçirdim kafasına doğru,artık işi oyuna çevirdiğimde yastığı tuttu ve çekti. Yastığı bırakmadığımdan yanağım sırtına çarptı.
Yuh.
Sırtında 7 kilo kas falan vardı herhalde. Ben daha ne olduğunu anlamadan sırtüstü yatar pozisyona geldim ve yüzüme bir yastık kapandı.
Bari bir nefes alaydım be vicdansız.
Hem yastığı yüzümden çekmeye çalışıyor hem de Cedi'yi yumruklamaya çalışıyordum fakat göremediğimden havayı yumrukluyordum. En sonunda yenilgiyi kabul ettim ve ölümü beklerken kapı açıldı.
Lütfen babaanne olmasın,lütfen babaanne olmasın,lütfen babaanne olmasın.
"Lan ne yapıyorsun kıza?"
Caner Abi'nin sesini duyduğumda rahatladım fakat hala nefes alamıyordum. Cedi yastığı yüzümden çektiğinde derin bir nefes aldım ve Caner Abi'ye baktım.
"Şiddet görüyorum ben ya! Boşanmak istiyorum,daha fazla dayanamam ben bu herife!"
Cedi yastıkla kafama vurunca diğer yastığı elime alıp ben de ona vurdum.
"Yapmasana be!"diye bağırdım, "Sen yapma!"diye geri bağırdı.
"Dünyaya dönmeyi düşünüyor musunuz?"
Caner Abi'nin sesiyle kendime geldim ve giyineceğimi söyleyerek ikisini de odadan yolladım. Giyindikten sonra Binela Teyze'yle kahvaltıyı hazırladık,o sırada herkes uyanmıştı. Kahvaltı yaptıktan sonra Cedi'yle Caner Abi masayı topladılar,ben de bulaşıkları makineye dizdim. Binela Teyze iki oğlunu da cinsiyet gözetmeksizin yetiştirmişti,toplumda var olan kızlar her işi yapar,erkekler oturur düşüncesine tamamen karşıydı. Bu gerçekten harikaydı,ki zaten benim ailem de bu düşünceye karşı olan bir aileydi.
İşlerimiz bitince salona geçtik,babaannemizle biraz sohbet ettikten sonra almamız gerekenleri almak için evden çıktık. Dün salak gibi arabayla gitmemiştik ama bugün hava bozuktu. Yağmur yağacakmış gibi duruyordu,hava bu yüzden çok ağırdı.
Alışveriş merkezindeki işimizi bitirdikten sonra fotoğrafları almak için Tuna'ya gittik. Tuna fotoğrafları albüm şekline getirmişti. Onun dışında çerçevelere koymak için normal resim de çıkartmıştı. Ona ne kadar teşekkür etsek azdı.
Fotoğrafları da aldıktan sonra benim evime geçtik ve evi düzenlemeye başladık. Çerçevelere fotoğrafları koyarken Cedi kenardaki kırık vazoyu gördü.
"Bu ne?"
"Geçende kırmıştım,sinirlenip temizlemedim. Sonsuza kadar orada kalacak."
"Hiç sanmıyorum. Ben fotoğrafları hallederim,sen şunu temizle."
Oflayıp vazonun kırıklarını topladım ve süpürdüm.
"Oldu mu Cedi Hazretleri,beğendiniz mi?"
"İdare eder."
Fotoğrafları yerleştirdikten sonra benim odama geçtik. Spider-Man baskılı nevresimlerime bakıp kafasını iki yana salladı.
"Ne var be? Ben seviyorum!"
Önce nevresimleri değiştirdik,ardından Cedi kendi eşyalarını yerleştirmeye başladı. Kıyafetlerimin yanında onun kıyafetleri de yer bulurken parfümlerini dizdim. Her parfümü koymadan önce havaya sıkıyor ve kokluyordum.
"Oha,çok güzelmiş bu. Bunu sıksana sen."
Yanına gidip parfümü boynuna ve tişörtüne sıktım.
"Ekim ağzıma da sıksaydın!"
"Şşh,sus. İşim var."
Parfümü kendi üstüme de sıktım ve diğerlerinin yanına koydum. Yarım saat sonra odam,ikimizin odası olmuştu.
"Bir de bunu toplaması var."
Ofladım ve birlikte odadan çıktık. Cedi'nin telefonu titredi,telefonu cebinden çıkarıp baktı.
"Yemeği burda yiyecekmişiz."
"Harika. Şimdi yemek yapmakla uğraşacağız bir de."
"Yapmayı biliyor musun?"
"Neyi?"
Cedi yüzüme sen tam bir malsın der gibi baktı.
"Yemek yapmayı."
"He,biliyorum tabii. Yalnız yaşıyorum ne de olsa."
"İyi o zaman. Sen git yemek yap,ben de azıcık uyuyayım."
"Ya niye? Neden her işi ben yapıyorum?"
"Çünkü ben yorgunum."dedi gözünü ovalarken.
"Tamam git uyu. Benim odama geç."
O an gözüme gerçekten yorgun gelmişti ve tamam kabul ediyorum,kıyamamıştım.
Kafasını sallayarak benim odama girdi. Ben de mutfağa gittim ve derin bir nefes alarak yemek yapmaya başladım.
Üç saate yakın bir süre yemek yapmıştım. Cedi de bir ara kalkıp su içmiş ve tekrar yatmıştı. İşim bitince ellerimi yıkayıp içeri geçtim. O sırada gözüme çerçevedeki fotoğraflar çarptı. Sahte düğün fotoğrafları haricinde de fotoğraflar vardı. Aşırı akıllı olduğumuzdan (aslında bu Cedi'nin fikriydi) farklı fotoğraflar da çıkarttırmıştık.
Mesela bir fotoğrafta benim elimde basketbol topu vardı ve gülüyordum. Cedi öndeydi ve gülerek bana bakıyordu. Diğer bir fotoğrafta arabadaydık,fotoğrafı ben çekmiştim. Ben kameraya gülümserken Cedi yola bakıyordu.
Koltuğa oturup gözlerimle etrafı taradım. Yanlış olan hiçbir şey yoktu. Kalkıp odama girdim ve yatağa oturdum.
"Pişt,kalksana. Akşam oldu neredeyse." İşaret parmağımla onu dürtmeyi bırakıp saçlarını karıştırdım. "Gelecekler birazdan. Kalk hadi."
Cedi gözlerini araladı ve yorganı ayaklarıyla ittirdi. Hızla ellerimle gözlerimi kapattım ve ayağa kalktım.
"Neden yarı çıplaksın sen be? Aa,ayıp!"
Güldü ve gerindi. Kapı çalınınca yataktan kalktım ve açmaya gittim. Kim olduğunu sormadan kapıyı direkt açtım.
Açmaz olaydım.
"Kim gelmiş?"
Cedi yarı çıplak bir şekilde arkamdan geldi ve kapıda durdu,böylece boynumu kırıp geberme isteğim 7492837 kat arttı.
"Cedi,annemle babam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
basketball;cedi osman
Fanfiction"Kızım sorunlu musun,çekil ayağımın altından! İki metreyim,bir çaksam uçarsın be!" "Ay kıçımın kenarı!" 22.02.16