Bölüm-14-

265 69 16
                                    

Burnuma miğdemi bulandıran rutubet kokuları geliyordu. Elerimin ve ağzımın bağlı olmadığını anlayabiliryordum ama parmağımı oynatacak mecalim yoktu. Sanki üzerimde tonlarca yük varmış ta o yükün altında ezilerek  ölüme bırakılmış gibiydim.  Gözlerimi açsamda birşey değişmiyordu. Zifiri karanlıktı burası. O karanlığın arasından bir ışık belirdi. Tanıdık yüzü gördüm yine. Her ihtiyacım olduğunda yanıma gelirdi ve yine gelmişti.  Yine beyaz elbisesiyle muhteşem gözüküyordu 21'lik. Ona bu adı vermiştim, artık 21'lik diye seslenecektim.
Yanıma yaklaştığında gülümsedi.  "Bana..yar dım et meye mi geldin..?" Diyebildim güçlükle. Sesim o kadar cılız çıkmıştı ki ben bile duymakta zorlanmıştım. Ama onun beni duyduğuna emindim.
"Hayır." Dedi kesin bir dille.  Hayal kırıklığına uğramıştım. Bana yardım etmek için değilse niye gelmişti.  Peki ben buradan nasıl çıkacaktım. 
"Sana ben değil başkası yardım edecek Deniz.  Artık bana ihtiyacın yok. Daha az görüşeceğiz bundan sonra." Deyip büyük bir içtenlikle gülümsedi.  İçimi ısıtan gülümsemeye baktım bir süre.  Çok üşüyordum. 
"Sana hep 'seni benim kadar çok sevecek biriyle tanışacaksın' diyordum ya, işte o kişiyle tanıştın Deniz. Bunu söylemek için geldim!" Dedi. Arkasını dönüp karanlığa doğru ilerledi.  "Hayır.. dur..gitme.. benim sana hep ihtiyacım var.... tanıştığım kişi kim peki.. lütfen dur gitme!"

Beni duymuyor gibiydi.
Söyledikleriyle afallamıştım. Beni kim kurtaracaktı? Beni onun kadar sevip önemseyecek kişi kimdi? Onunla ne zaman tanışmıştım?

Daha fazla dayanamayıp tekrar gözlerimi kapadım. Burada böylece ölüp gidecektim. Üşüdüğüm dışında hiç birsey hissedemiyordum. 

Adımı duymamla gözlerimi araladım. Uzaktan geliyordu ama o sesi tanıyordum. Kuzeydi! Bana sesleniyodu. Acaba hayal mi görüyordum? Hayal gücümün oyunumuydu? 'Buradayım' demek için ağzımı araladım ama sadece bir fısıltı çıkmıştı dudaklarımdan.  Beni kurtarmaya gelmişti.  Kuzey gelmişti! Biliyordum! Sözünde durup bana birşey olmasına izin vermeyeceğini biliyordum!

Sesi git gide yaklaşıyordu. Karşımda duran kapı gürültüyle açıldığında bakışlarımı ona çevirdim. Gozlerimi yakan fener ışığı doldurdu tüm odayı. Kısa bir süre ifadesizce bana baktıktan sonra yanıma gelip beni kollarına aldı.
"Kuzey?" Dedim zorlukla. Hâlâ hayal gördüğüm düşüncemdeydim ve sesini duymaya ihtiyacım vardı. 
"Şşht! Tamam güzelim geçti, buradayım, geldim." Diyerek beni susturdu.

Belki görüntünün hayal olduğuna inanabilirdim ama bu yatıştırıcı  ses ve uyuşturucu değerindeki koku... İste gerçek buydu. Gelmişti! Benim için!

Zorlukla gülümsemeye çalıştım ve "Geldin." Diyebildim. Kendimi onun güven dolu kollarına bırakırken gözlerimi kapadım. 

-----------------------

Mert'ten

Odayı alarıma geçiren ses büyük ihtimalle telefonumdan geliyordu. Gecenin yarısında uykumu bölen önemli şey neydi merak ediyordum doğrusu. Önemli diyorum çünkü eğer gereksiz birşeyse sakin olamayabilirdim. İçimden bu gereksiz şeyi yapan kişinin Nisa ve Deniz dışında biri olması için dua ettim. Çünkü o iki cadıya bir türlü kızamıyordum. Nisa demişken! Onu özlemiştim.  Şirket işlerim yüzünden doğru düzgün görüşemiyorduk. 

Arayan kuzeydi ve bu beni meraklandırdı. Aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Manyak mısın oğlum? Ne var gece gece? "

Derin bir iç çekiş duydum telefonun diğer ucundan. Nasıl söyleyeceğini bilemiyor gibiydi.

"Cevap versene lan!"

Kuzey'in Deniz'iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin