Bölüm-4-

220 80 10
                                    


Medya: Deniz

Gözlerimi açtığımda başımın ağrısıyla bayadır uyuduğumu farkettim. Ahh! Özgür le buluşacaktık!  hızla doğrulup telefondan saate baktım. 19.30 olduğunu görünce rahatladım. En azından henüz geç kalmamıştım.
Dolabı açıp askıdaki kıyafetlerde gözümü gezdirdim. Beyaz renkteki, üzerinde siyah yazılar olan, göbeği açık, kalın askılımı üstüme geçirdim. Altıma da siyah, dar paca yüksel bel pantolonumu giyip, ördüğüm saçlarımı açtım. Normalde makyaj yapmayı düşünmüyordum ama gözlerimin kendinden geçtiğini görünce bi kaç birşey süreyim dedim. Beyaz spor ayakkabılarımı giyerken taksiyi çağırdım. Aşağı indiğimde Derya eve geliyodu. Telaşlı yüzüme bakıp, kaşlarını çatarak "Nereye len? " diye bağırdı. Sanki bilmiyodu mal! Biraz düşünse bulurdu bence. Zeki kız!  Cevap vermedim ve öpücük atıp gelen taksiye koştum. Beş-on dakika geç kalacaktım anlaşılan. Unuttuğum bisey varmış gibi geliyodu ama neydi?  Param, çantam,sırt çantam, en sevdiğim canım parfümüm yanımdaydı. Ee unuttuğum şey neydi? Bunları düşünürken Derya ya cevap vermediğim aklıma geldi, kesin sövmüştür. Gülümsedim.
Telefona gelen mesaj sesiyle ekranı kaydırıp şifreyi girdim. Iti an çomağı hazırla.

Gönderen : Sarı civciv
Özgürle bulusmaya mı gidiyosun ?

Gonderilen : Sarı civciv
Öpücüükk

Telefonu sessize alıp bara girdim. Alışık olduğum grubun şarkısına eşlik eden kalabalığı yarıp, herzamanki köşeme gectim. Oturup beklemeye başladım. Saat 20.30 olmuştu . Alp elinde servis tepsisiyle önüm den geçerken göz kırpıp "geliyorum bekle"  dedi. Ona gülümseyip etrafı izlemeye başladım. Bi çok yüz tanıdıktı. Selam verenlere selam vermeyi ihmal etmedim. Alp derin bi nefes alıp karşıma oturdu. "Yoruldum ulen! Hosgeldin kanki" dedi. Bu çocuk büyümücekti hiç. Tanıştığımızdan beri burada çalışıyordu. Her geldiğimde bi saçmalık yapıp beni gülmekten öldürüyordu. Bakalım bu gece neler bekliyodu beni. "Hosbuldum Alpcim" dedim neşeli bi sesle. Kimsenin moralimin bozuk olduğunu bilmesine gerek yoktu ama dimi ?
"Teksin bugün nerde seninkiler?"
Aklıma ekildigim gelince gözlerimi devirdim.
"Hepsi bi yerlere gitti, ekildim yani."
Dedim. Sonra
"Çokta umrumdaydı zaten!" Deyip tepsideki sodalardan birini alıp içmeye başladım. Cevap vermeye yeltendi ama birileri sipariş vermek için çağırdığı icin "uğrarım tekrar " deyip hızla o tarafa doğru adımladı. 
Boş boş oturtup soda içmekten sıkıldım ve telefonumu çıkardım. Tüm sosyalmedya hesaplarımı tavaf ettikten sonra oyun oynamaya başladım. Tam bölüm geçecekken bir gürültü oldu ve müzik kesildi. Kafamı kaldırdığım da gördüğüm şeyle çığlığı bastım. Bir cocuk yediği yumrukla resmen masama uçmuştu.  Dudağından taşan kan tüm yüzümü kaplamıştı nerdeyse. Bağırışımla yumruğu atan öküz bakışlarını bana çevirdi. Bi süre öylece baktıktan sonra yüzünü buruşturup " O nasıl bi ses lan ?" Dedi. Bana dedi! Bana! Sen kimsin sesime laf ediyosun!
Sonra tekrar masada kıvranan çocuğu tek eliyle yakasından tutup kaldırdı ve kafa atıp çocuğu yere serdi. Ben olayın şokunu atlatamazken, Alp kosarak gelip kavgayı ayırmaya çalışıyordu. Bi kaç kişide ona yardım ediyodu. Zar zor o serseriyi yerdeki çocuğun üstünden aldılar.  Çocuk tekrar vurmaya yelteneğinde Alp "Abi yeter lan! Ölecek adam! Şu mekanda arza çıkarıp, sonra hepimizi karakolda sabahlatıyosun !" Dedi.
Iyide ben buraya haftanın en az iki günü gelirdim. Bizimkilerle pastaneden sonra toplanma yeri burasıydı. Üçüncü seçenekte Mert'in evi olurdu. Burada ne bu çocuğu görmüştüm ne de Alp'in karakola düşeceği kadar ciddi bi kavgaya şahit olmuştum. Ufak tefek tartışmalar çıkıyordu tabi ama yerdeki çocuğun yaşadığından şüphe etmeye başlamıştım.
Döven çocuk Alp'e bakıp "Iyi lan tamam!" Dedikten sonra Alp'in hemen yanındaki bana çevirdi bakışlarını.
Oha ! Ulan ! Bu ne biçim göz ! 
Yok yok ben bu çocuğu daha önce burada görsem kesin hatırlardım. Çok güzel gözleri vardı. Ama bu biraz önce benim sesime laf ettiği gerçeğini degistirmiyodu. "Ne bakıyosun be!?" Diye cirkefleştim. Yüzünü anlamadığını belli eden bi şekle soktu. Konuşmaya devam ettim. "Bana bos boş bakacağına yerdeki çocuğun nefes alıp vermedigine bak ! Çünkü ölmüş olabilir !"
Saçlarını eliyle geriye doğru itip alayla sırıttı.  "Çokmu korktun ufaklık? " dedi.
Ufaklık mı?  Ne ufaklığı be? Tamam boyum 1.65, sende 1.80 falan sın  anladım! Ne diye yüzüme vuruyon !!
Hem sesime laf edip, hem bana ufaklık deyip dalga geçmişti aptal! Kaslarımı sinirle çatıp "Sen kime ufaklık diyosun be ?" Diye cirkefleştim tekrar.

O sırada yerdeki çocuğu kaldırıp götürmüşlerdi. Alp ve diğer çalışanlarda etrafı toplamaya çalışıyorlardı.  Duran müzik tekrar başlayınca herkez kendi haline geri döndü. 

Bense bu çocuğa niye daha daha fazla kızamadığımın hesabını soruyodum kendime. Sanırım mavi gözleri yüzündendi. Ben sorumun cevabını beklerken o üstünü silkeleyip bana tekrar baktı.  Ibne bir şekilde sırıtıp kafasını olumsuzca salladı ve arkasını dönüp gitti. Masayı düzelten Alp'e bakıp "Mal mı bu çocuk ya ? Bu ne artistlik böyle?  Laf edip gitti! " dedim. Alp bıkkınlık la bana bakıp "Kızım bi dur ! Bide senle uğraşmayalım!" Dedi. Seslice nefesimi üfledim ve düzelttiği masama geri dönüp oturdum. "Neyse, tamam. Bi serseriyle ugrasamıycam akşam akşam." Dedim.
Alp karşıma geçip birşey aklına yeni gelmiş gibi kaşlarını çattı. "Sen buraya soda içmeye mi gelmiştin? " dedi merakla. Yüz ifadesine güldüm "Yok be Özgürü bekliyorum ben. "Dedim bi taraftan saate bakarken. 21.15 ti. Sekizde buluşacaktık. Ben yarım  saat geç kaldım diye telaşlanırken cocuk beni bir saattir bekletiyodu resmen !
"Gitti kızım o !"
Bu sefer kaşlarını çatan taraf bendim. "Nasıl gitti? Ne zaman gitti?  Nereye gitti?" Dedim hızla.  "Sakin ol kanka . Özgür geldiginde saat sekize geliyodu.  Biraz oturdu sonra yanına bi kiz geldi. En son baktığımda öpüşüyolardı. Sonra bende bakmadım ayıp diye. 5-10 dakika sonra da o kızla beraber çıkıp gittiler. "
Duyduklarimla şok olmuştum. Beni buraya cevabımı öğrenmek için çağırmıştı. Bekliyceni söylemişti, ona güvenip gelmiştim.  Kabul edecektim ! O ne yapmıştı?  Yarım saat geç kalınca başkasına gitmişti ! Gec kalmıştım evet ama geçerli sebeplerim vardı.  Babamla kavga ettikten sonra içtiğim sakinlestirici yüzünden uyuya kalmıştım. En azından arayabilirdi. Arayinca ne dicekti ? Ben şuan bi kızla işi pisiriyorum mu dicekti?
Alp ben cevap vermekte geçkince merakla sordu "Ne oldu bi sorun mu var?" Güldüm "Ne sorunu olcak Alpcim. Sadece soda içmekten sıkıldım, sen bana bira falan getirsene. Haber vermeyi unutmustur o . Bende birazdan kalkarım zaten."
Gulumsememle ikna olunca "tamam getiriyorum" deyip kalktı.
Masaya nerden tanıdığımı bilmedigim bi kac kız geldi ve onların ottan boktan muhabbetlerine katılıp biramı yudumladım. Iyice sarhoş olduğumu tanımadığım bi cocukla dans etmeye baslayinca fark ettim. Çocuk bana sulanmaya başlayınca Alp kolumdan tutup masaya doğru sürükledi.
"Kızım malmısın? Ne diye elin cocuğuyla dans ediyon ? Diye sordu
"Ya çocuk yakışıklıydı ama sanırım iki kişilerdi! " Alp'in gozlerinin pörtleğini görebiliyorum. Bu haline güldüm. 
"Lan yuh! Sarhoş mu oldun sen ? "
"Saçmalama canııım! Ne sarhoşluğu! "
Masadan çantamı ve telefonumu aldıktan sonra dışarı çıktık. Icerin havasına alıştığım için burayı garipsemistim. Cigerlerime dolan oksijenle kusma isteğim kabardı. Hafif hafif esen rüzgar iyi hissettirirken bi taraftanda uykumu getirmişti. Barın önündeki bir banka attım hemen kendimi.
"Mert'i ara gelip alsın seni " Alp in sesi beynimi çınlatıyodu. Arayamazdım çünkü oyun oynamaktan telefonun sarjı bitmişti. Arasamda Mert Nisayla konsere gittiği için gelemeyebilirdi. Birde sarhoş olduğumu görünce beni dövmekten beter ederdi.
"İşi var Mert'in gelemez!"
Bankta daha da yayıldım. Alp hâlâ ayakta dikiliyordu. Allah aşkına yorulmuyomuydu bu çocuk? Göz kapaklarım iyice ağırlamaya başlamıştı. Bıraksalar şurada uyuyabilirdim.
"O zaman Özgür ü arayalım " dedi zeki Alpimiz.
Malmıyım ben be! Beni ortada bırakan çocuğu aratıp,senin için sarhoş oldum imajı çizecek!! Tamam onunda parmağı vardı ama ben daha çok hâlâ kimseye guvenmemem gerektiğini ısrarla öğrenemediğim için kendime kızıyorum! !
Hızla kalkıp "Hayıııırr!"diye cırladım. Zaten dönen başım hızla kalktığım için parende atmıştı sanki. Ayağımı burkturup tam düşecekken bir el belimi kavradı. Refleks olarak ellerimi boynunda birlestirdigimde ilk olarak yüzüme çarpan nefesiyle irkildim. Gözlerimi açtığımda gördüğüm bir çift mavi göz aklımı başımdan alacak cinstendi. Yüzüyle yüzümün arasındaki bir karış tan az olan mesafesiyle nefesimi tuttum.

Vote ve yorum lütfen !!

Kuzey'in Deniz'iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin