Bölüm -5-

209 78 9
                                    

Medya : Kuzey

Ben  bu kadar güzel bir mavi görmemiştim. Su gibi sanki. Sakinleştirici. Sarı saçlarıyla tüm parçalar tamamlanıyodu.
Beni doğrultup belindeki ellerini çekti. Bende boynunu serbest bıraktım ama hâlâ birbirimize bakıyoduk. Bozan taraf o oldu ve Alp'e bakıp "Ufaklık sarhoş mu olmuş?" dedi gülerek. Gülmek bi insana bu kadar mı yakışır !"
Aa yinemi ufaklık! Ama yeter canıım!Sanki kendisi otuz yaşında. Taş çatlasa benden bir-iki yaş büyüktür. Gelmiş burda artistlik yapıyo!
"Orda durcan koca adam! "Deyince  ikiside bakışlarını bana çevirdi. Alp yüzünü "senden bıktım" dercesine buluştururken ,maviş çocuk "durdum  dedi. Aslında ona sen kime ufaklık diyosun ?asıl sensin ufaklık deyip kavga çıkartırdım ama çok yorulmuştum ve uykum vardı. Alnımı kaşıyıp,elimi çenemde sabitledikten sonra düşünüyormuş gibi yaptım.

"Aynen sarhoş oldum."

Kahkahalarını duyuyodum. Umrumdada degillerdi zaten.
Alp ceplerini yoklayıp aradığı şeyi bulamayınca maviş e dönüp "Abi iki dakka göz kulak ol şu kıza, gidip telefonumu alayım içerden "dedikten sonra bana döndü "Merti arayalım gelsin alsın seni"dedi. Ona "hıhı. " deyip kafamı bankın sırtına yasladım ve gözlerimi kapadım. Maviş Alpin arkasından "Hangi Mert lan?"diye bağırınca Alp geri dönüp "Bizim Mert abi,Mert Oğuz."dedi. "Sevgilisimi?"diye yeni bi soru yönelti maviş. Yorgun olmasam "sanane kardeşim! " diye çıkışırdım ama bitmiş durumdaydım. O yüzden sessiz kalmayı tercih ettim.
"Yok abi-kardeş gibiler "diye cevaplayıp bara koştu Alp. Maviş Alp'in arkasından "Sanki bende Mertin numarası yok gerizekalı !" Diye bağırdı ama Alp çoktan gitmişti.
Merti nerden tanıyordu ki bu çocuk?
Ben kafamı geriye yaslamış,gözlerimi hafif aralamış,ayakta duran maviş i izliyordum. Siyah darpaça pantalonun üstüne beyaz V yaka t-shirt giymişti. Onun üstünde de siyah kapşonlu vardı.  Beyaz tenine siyah çok yakışmıştı. Yakışıklıydı. Bana neyse!? Yeni çıkmışsa benzeyen sakallarını kaşıyıp bana döndü. Kahretsin! Onu kestiğimi farketmisti. Kafamı bankın sırtından kaldırdım ve banka uzandım, öyle rahat değildi. Bacaklarımı göğsüme çektim ve göbeği açık t-shirt  giydiğim için açılan belimi umursamadım. Başım bank sert olduğu için hafif acıyodu ama dayanabilirdim. Yani sanırım.
Kaşlarını çatıp "Ceketin falan yokmu senin? "Diye sordu. "Sanane !"deyince  Gözlerini devirdi. Siyah kapsonlusunu çıkarıp belime doğru örttü. "Amaç?"dedim yorgunlukla. "Sanane!"Dedi  sırıtarak. Bu sefer gözlerini deviren bendim. Bana yaklaşıp kafamı kaldırdı ve banka oturdu. Ne yaptığına bakmak için kafamı ellerinden kurtarmaya çalıştığımda beni dizlerine bastırdı.An itibariyle bankta yakışıklı ama kereste bi mavisin dizlerinde yatıyodum. Her an uyuyabilirdim.  Telefonunu çıkarıp birilerini aradı.  Alp yanımıza geldiginde ona Mertin telefonunun kapalı olduğunu söyledi. Alp bana bakıp " Deniz inat etme kanka!Özgürü arayalım işte. Gelsin eve bıraksın seni, benim içeri girmem lazım artık "dedi. Hemen mavisin dizlerinden kalkıp Alpe bağırmaya başladım. "Özgürü falan aramıycaksın! Duydunmu beni? Ben giderim eve." Dedim alel-acele. Kapşonluyu üzerime geçirip,telefonu cebime attıktan sonra çantamı sırtladım. Giderken Alp kolumdan tutup beni durdurdu. Zaten durdurmasa düşerdim.  Maviş Alpe "Hangi Özgür bu ibne olan mı? "Diye sordu. Ben "aynen!"deyince bakışlarını bana çevirdi.
Sen öyle bakma çocuk! Kalbim var! Nasıl göz Allah'ım? Insanin cam kavanoza koyup saklayası  geliyo!
Alp " Bağış olan abi." Dedi. Maviş  Kaşlarını çatıp "Heryerden çıkıyo herif karşıma! Nesi oluyo bu ufaklığın? "
Gözlerimi devirdim. Ben burda yokmuşum gibi dedikodumu yapıyolardı.
"Bana bak cocuk, seni çok kötü yaparım. Kes bana ufaklık demeyi! Hiç bişeyim olmuyo o ibne!"
Çatık kaşları gevşedi ve sırıttı.
"Demek beni çok kötü yaparsın he? Korkuttun ufaklık(!)" Dedi alayla.
Önce napabilirim onu düşündüm. Öküz gibi çocuk! Hayatta dövemem. Ama bi tekme atabilirdim. Alpin kolundan çıkıp üstüne yürümeye başladım. "Şimdi görürsün sen!" Deyip yanına gittim hızla. Ayağına geçirdiğim tekmeyle bi küfür mırıldandı.
"Yuh kızım neyle besleniyosun sen? 36 numara ayaklarla kırdın lan bacağımı! "
Zaferle güldüm. Eve gitmek için tekrar hareketlendiğimde başım döndü ve banka düştüm. Kafamı bankın köşesine vuracakken, bir el bankla kafamın arasına girip çarpmamı engelledi. Bileklerinden gelen kokuyu seçmiştim. Bilindik bir parfüm değildi, farklıydı ve güzeldi. Yüzümü avcuna yerleştirip gözlerimi kaparken "Uykum var benim." diye mırıldandım. İçerden gelen müzik sesi, yoldan geçen arbaların ve insanların sesiyle başım iyice ağrımaya başlamıştı. Bunlara Alp'in sesi de eklenince kaşlarım çatıldı. Bu çocuk hâlâ burdamıydı yahu?
"Abi bak saat bir oluyo nerdeyse. Bu saatte ve bu halde Denizi tek bırakırsam Mert beni öldürür! Iceri girmezsem de patron beni süründürür..."  Maviş elini kafamın altından çekmeden Alpin sözünü kesti. 
"Sakın bana kızı eve sen bırak falan deme Alp! Hayatta uğraşamam, işim gücüm var benim!"
Halkıydı benimle kim uğraşırdı ki?Sanki ben çok istiyorum beni eve bırakmasını! Kendim gidiyim dedim göndermediler. Bide başımda çene yapıyolar!
Avcunun içinde rahatsızca kımıldandım. Ben böyle yapınca oda bankın önünde diz çöktü şimdi daha da rahattım.
Avcunun içindeki yanağım bugün yediğim tokat yüzünden hâlâ sızlıyordu. O an gibi tokat yediğim bir sürü an gözümde canlanınca, gözyaşım avcuna düştü istemsizce. Bakışlarını Alpten bana çevirdiğini hissettim çünkü nefesi yüzüme çarpmıştı. Başparmağıyla gözyaşımı silince irkilip gözlerimi araladım. Gözlerini Alpe çevirdi hemen. Sanki bakmak istemiyormuş gibiydi. Sanırım şuan berbat görünüyordum.

Kuzey'in Deniz'iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin