Bu bölüme şiir yazmıcam,
Söz de yazmıcam..Bu bölümde size onun kokusunu anlatıcam evet evet size onun kokusunu anlatıcam, biraz kısa olucak ama kusura bakmayın..
Çünkü onun kokusu kelimelere sığmayacak kadar güzel..
Şöyle anlatıyım bir orman düşünün,
kuşların, çiçeklerin, ağaçların, arıların, böceklerin olduğu ama insanların olmadığı bir orman.Böyle bir ağaca yaslanmışsınız, yanınızda o var. Size başını yaslamış, kenardan akan nehiri izliyorsunuz..
Kenarda bir nehir var, ama nehirden suyun sesi gelmiyor kuşlar ötüyor sadece, nehir saygısından gürlemeyip ses çıkarmıyor sessiz sessiz akıyor ufak şırıltılarla..
Arılar çiçeklerin üstüne konmamış, çiçekler güneşe dönen orkideler gibi size dönmüş ve sizi izliyorlar..
Kuşlar rüzgarın gücünün yetersiz kaldığı yerlerde kanat çırparak ağaç yapraklarını hareket ettiriyorlar, sessizlik oluştuğu durumlarda..
Sonra siz,
Ona yavaşça doğrulup ona doğru dönüyorsunuz ve sarılıp kafanızı koyduğunuz o boynun o tenin o yumuşaklığın hissine varıyorsunuz,Hemen dayanamıyorsunuz ve içinize çekiyorsunuz o kokuyu,
O an içte başka bir dünya ya geçiyorsunuz. Başka bir gezegen ve başka bir hayata atanıyorsunuz..
Kafanızı kurcalayan bütün dertler hızla uzaklaşıyor sizden sanki beyniniz o an emir verirmiş gibi o anın zevkini yaşamanızı tavsiye ediyor..
O an ki uyuşukluk o kokuyu çekince mayıştırıyor sizi beraber dünya'nın yedinci katına çıkmışsınız gibi pek fark yok.Bir çocuğun yediği çikolata tadı onu ne kadar mutlu ediyorsa, o kokuda beni öyle mutlu ediyor..
O koku belkide cennetin kokusuydu bilmiyorum çünkü her seferinde o kokuyu çekince huzuru buluyorum,
ONU ÇOK SEVİYORUM..