Medya: Demir
Aslında bölüm pazar günü gelecekti ama erken bitince hemen yayınladım. Bölümün sonuna kadar internetiniz açık olsun çünkü bölümün ortalarında gifler var. İyi okumalar...
Gözlerimi birden bulanan midemle açtım. Hemen yataktan kalkıp banyoya koştum. Lavabonun önüne gelip öğürmeye başladım. Aç karnına öğürüp durdum. Yüzümü defalarca yıkayıp kendime gelmeye çalıştım. Midem bulantım biraz geçince yatağa geri döndüm. Daha sabah bile olmamıştı. Hava karanlıktı. Yatağa yatıp aklıma gelen şey için dua ettim. O ara zaten uyuya kalmışım.
Çalan alarmla gözlerimi zor açtım. Yataktan her ne kadar kalmak istemesem de kalktım. Giyinip saçlarımı düzleştirdim. Daha sonra bulanan midem yüzünden anca birkaç dilim ekmek yiyip çay içebildim. Ders programıma bakıp gerekli kitaplarımı yanıma aldım. Çantamı hazırlayıp evden çıktım. Güvenlikten taksi çağırmasını isteyip taksiyi bekledim. Taksi de gelince direk okula gittim.
Okulda tüm günümü mide bulantılarımla geçirdim. Bazı derslere giremeyip lavabodan çıkamadım. Eğer dua ettiğim şey ise düşünüp ilaçta içmedim. Can da sağ olsun eğer dersleri boş ise benim derslerime girdi. Matematik öğretmeni olmadığı için çocuklara bir faydası dokunmadı ama gene de başlarında durdu. Son ders midem bulantılarım biraz geçince derse girip ders anlatmaya çalıştım. Arada bir midem ağzıma gelse de çocuklara çaktırmadan dersi devam ettirdim. Dersin sonlarına doğru Nehir aradı. Derste olduğum için ilk aramasını cevaplamadım ama tekrar arayınca cevapladım. Sınıftan çıktım. "Efendim?"
"Canım nasılsın?"
"İyiyim Nehir sen?"
"İyi değilim" deyince "Ne oldu?" diye sordum.
"Canım acayip kebap çekti ama Sinan'ın şirkette işi olduğu için benimle kebapçıya gelemiyor. Yalnız da gidemem..." cümlenin devamını bildiğim için sözünü kesip "Tamam saat ve yeri mesaj at" dedim.
"Sağ ol canım ya valla sende olmasan bebeğimin vücudunda kebap şeyleri çıkacak"
"Önemlideğil, dersim var kapatmam lazım" dedim ve kapadım.
Sınıfa girip dersimi anlatmaya devam ettim. Ders bitince sınıftan çıkıp öğretmenler odasına gittim. Telefonuma mesaj gelince direk açıp baktım. Nehir, Kebapçının adresini ve bulaşacağımız saati mesaj olarak atmıştı. Buluşacağımız saate daha iki saat falan vardı. Saat daha üç olduğu için birkaç gündür yapmaktan çekindiğim şeyi yapmaya karar verdim. Okula çok yakın olan özel hastaneye kadar yürüdüm. İçeri girince direk kadın doğuma doktoruna sıra aldım. Pek insan olmadığı için çok az bekledim. Beni içeri alınca direk "Neyiniz var?" diye sordu.
"H-hamile olduğumdan şüpheleniyorum" derken sesim titredi. Bir yanım deli gibi bunu isterken bir yanımda korkuyordu.
"Peki"dedi ve bilgisayarından bir şeyler yaptı. Sonra bana dönüp "Kan testiyaptırın" dedi ve elime birkaç kâğıtverdi. Nereye gideceğimi de söyleyince odadan çıktım. Kan verilen yere gelinceelimdeki kağıtları gösterdim. Elime tüp verip içeri girmemi söyledi. İçeri girincehemşirelerden biri benimle ilgilendi. Kan aldıktan sonra "Sonuçlar yarın çıkar.Gelip öğrenirsiniz, yarın için randevu almak ister misiniz?" diye sorunca kabuledip erken saate randevu aldım. Teşekkür edip hastaneden çıktım. Daha sonrataksiye binip Nehirle buluşacağımız mekanın adresini verdim. Trafik biraz yoğunolduğu için buluşacağımız mekana geç gelebildim. Mekandan içeri girince direkmasada oturmuş kebap yiyen Nehir'in yanına gittim. Beni görünce gülümseyip "Hoşgeldin" dedi. Masadaki kebabı gösterip "Kusura bakma bekleyemedik" dedi veşişmeye başlayan karnını okşadı. Gözüm bir ara karnında takılı kaldı. Ben deböyle büyük bir şefkatle okşayabilecek miydim karnımı acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demir'in Hirası (Zoraki evlilik) #Wattys2016
Ficção GeralYirmi üç yaşındaki bir kadının yirmi altı yaşındaki İstanbullu biriyle evlendirilmesi, bu zoraki evlendirmenin asıl sebebi Töre falan değil asıl sebepler aile sırları! Zoraki evlendiği karısından nefret eden bir adamın Mardinli karısıyla hayat sınav...