Yirmi üç yaşındaki bir kadının yirmi altı yaşındaki İstanbullu biriyle evlendirilmesi, bu zoraki evlendirmenin asıl sebebi Töre falan değil asıl sebepler aile sırları! Zoraki evlendiği karısından nefret eden bir adamın Mardinli karısıyla hayat sınav...
"Karıma dokunamazsın!" diye dişlerimin arasından konuşunca "Karın elimde" dedi.
Belimden silahımı çıkarıp adama doğrulttum. "Karımın kılına zarar gelirse senin iflahını sikerim!"
"Bana bir şey olursa sadece senin karın değil ayrıca – Vedat abiye döndü- Vedat Bey'in kızı da ölür"
İşte şimdi işler daha da kötüleşmişti. Sinir tüm vücuduma yayılırken elimdeki silah hala adama doğrulduktu. Açıkçası silahı hiç de indirmek istemiyordum. Adama aslında acıyordum. Biz kızları diri bile bulsak adam ölecekti. Kendi ölüm fermanını kendi elleriyle yazmış bize de imzalatmıştı. E biz şimdi bu adamı öldürmezsek ayıp olur!
Vedat abi belinden silahını çıkarıp havaya ateş etti. Sonra adama doğrulttu. "Benim şakam yok Bülent!" diye bağırdı. "Ölmek istemiyorsan adam ol it herif!" Bu adamda adamlık ne arar!
"Bana bağırma!" diye bağıran Bülent'e "Adamlarına söyle serbest bıraksınlar kızları" dedi Poyraz. Çok sakindi ve nedenini anlayabiliyordum. Bukreyi sevdiğini anlamalarını istemiyordu.
"Kuzenine söyle sözleşmeye imzalasın" diyen Bülent önüme bir dosya attı. Dosyayı alıp içine biraz baktım. İmzalamam gereken sayfayı dosyadan çıkardım. "İmzalanacak kağıt bu kağıt mı?" Herkes dikkatle beni izliyordu.
Bülent Akdağ başıyla onaylayınca kağıdı yırttım. "Al sana imza!" Parça haline getirdiğim kağıdı Bülent'e doğru atıp "Dişi diş kana kan!" dedim. "Şimdi siktir git. Ama buradan adımını attığın an çok dikkatli ol. Çünkü karımı bulasana dek her an her yerde karşına çıkabilirim!" Bu basit tehditlere kanacak değildim. Hiranın kılına zarar verirse onu geberteceğimi biliyor olmalıydı ki Hirayı da bulurdum evelallah!
Gülerek "Beni kovuyor musun?" diyen Bülent'e "Siktir git!" diye bağırdı Poyrazda.
"Eğer buradan gidersem Poyraz o kızları öldürmeye giderim"
Masada oturanlardan biri "Onları öldürdüğünde yaşama şansının olmadığı biliyorsun değil mi?" diye sordu.
"Her türlü ölecek" diyen Vedat Abiye hak verdim.
Bülent Akdağ çıkışı doğru yürüyüp "Eğer ölürsem yanımda birini de götürürüm" dedi ve mekânın kapısından çıktı.
Ardından Poyraz da "Hiç tereddüt etmeyin bu adam ölecek" dedi ve Vedat abi ile bir şey konuşup mekandan çıktı.
Vedat Abi masadakilere dönüp "Bu adam ölecek!" dedi. "Ve bu adamı öldürerek ibreti alem yapacağım. Bir daha bu aramızdaki meselelerde kadınlar işe karışırsa karıştıranı kendi ellerimle gebertirim!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hiradan
Duyduğum seslerle gözlerimi zorla açabildim. Bukrenin sesleri kulağıma boğuk boğuk geliyordu. Etrafı da bulanık görüyordum. Başımı zorla kaldırıp etrafa bakınmaya başladım. Bukreyi gördüm, bana bir şeyler söylüyordu ama hiçbir şey anlayamıyordum. Gözlerimi kapatıp biraz dinlenmeye başladım. Yavaş yavaş kendime gelince Bukrenin sesini duydum.
