Yirmi üç yaşındaki bir kadının yirmi altı yaşındaki İstanbullu biriyle evlendirilmesi, bu zoraki evlendirmenin asıl sebebi Töre falan değil asıl sebepler aile sırları! Zoraki evlendiği karısından nefret eden bir adamın Mardinli karısıyla hayat sınav...
"Boşanmak istemiyorum!" diye bağırdım. Hepsi dönüp bana baktı. Hâkimde susunca ben yeniden konuştum. "Ben..." dedikten sonra zor nefes alıp Demir'e baktım. "Ben hamileyim"
Duruşma salonuna benim söylediklerimden sonra sessizlik hakim olmuştu. Benimde nefesim kesilmişti. Demir birden oturduğu sandalyeden kalkıp yanıma geldi. Kolumdan tutup zorla sandalyeden kaldırdı. "Demir Bey sakin olun" diyen hâkime "Boşanmıyoruz, işlemleri iptal edin" diye bağırdı. Kolumu sertçe çekip beni duruşma salonundan çıkardı. Herkes peşimizden gelirken biz koridordaydık. Demir'inde benim gibi gözü dönmüştü.
"Bırak kolumu" diye yalvardım, kolum cidden çok acıyordu.
"Kes sesini" diye bağırıp kolumu daha da sıkı tuttu.
Cem ve Sinan aramıza girmeye çalışırken Demir ikisine de "Siz karışmayın" dedi. Koridorda beni bir yere doğru sürüklerken Selma teyzenin dediklerini duyunca durduk.
"Yani bizim oyun elimizde patladı"
Demir kolumu hala bırakmayıp annesine doğru yürüdü. Beni de bırakmıyordu insafsız, o nereye ben oraya! "Ne oyunu?"
"Sizi birleştirme oyunu" deyip her şeyi anlatmaya başladı. Cem, Sinan, Nehir hepsi oyunu biliyormuş meğerse. Bize attıkları yalanlar her şey bir bir ortaya çıktı. Selma Teyzenin beni istememesi, o gece sarhoş Demir'i Cem'in bana getirmesi, sevgili yalanları her şey! Duyduklarımla şoka girerken karnımı tuttum. Ulan ya ayrılsaydık! Belki de ben onun acısıyla çocuğumu düşürecektim. Kurban olduğum yarabbi beni son anda döndürmüştü. O an girdiğim şokla "Biz ya boşansaydık?" diye sordum.
"Boşansanız bile birbirinizden ayrılamazdınız" dedi Selma Teyze.
"Peki ya benim çektiğim acı, ya üzüntüden çocuğa bir şey olsaydı... Bunun hesabını hanginiz verecekti o zaman?"
"Sen acı çekmedin Hira" dedi Nehir. "Sen sadece âşık oldun, onun bedelini ödedin" Cidden bunları Demir'in yanında söylemen çok güzel...
Demir annesine daha da yaklaşıp beni gösterdi. "Ulan ben bu kadından boşanarak kendimi diri diri toprağa verecektim. O zaman günden güne ölen çocuğunun hesabını sen mi verecektin anne?" Kendimi diri diri toprağa verecektim demişti, yani... Bundan beni sevdiğini çıkarmalıydım değil mi? Allah'ım beynim çalışmıyordu.
Demir'in dedikleri Selma Teyze de kötü bir etki yaratmıştı ki konuşamıyordu. Onun yerine Cem "Eğer şuan Hiraya bu denli deli divaneysen bu bizim oyunumuz sayesinde. Yoksa sana kalsa duygularını bastırırdın bile" dedi. Deli divane!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
