Bölüm 37: Ne dersin?

48.6K 2.2K 527
                                    

Medya: Hira ve düğün elbisesi.

Bölümü lütfen internet eşliğinde okuyun, çünkü hiç tanımadığınız karakterlerin resimleri de var.

"Biz bir bebek bekliyoruz, ben hamileyim!"

Bir anda herkes gülmeye başlayınca ben çok mutlu oldum. Annem kalkıp yanıma geldi ve sarıldı. "Yavrum benim" deyip ağlamaya başlayınca bende kendimi tutamadım. Daha sonra herkes teker teker tebrik etmeye başladı. Babam hariç. O hiçbir tepki vermemişti. Tebrikler bittikten sonra kahvaltıya devam ettik. Kahvaltı bittikten sonra büyükler ve erkekler salona geçerken Nehirle bende masayı topladık. Daha sonra kahve yaptım. Herkese dağıttıktan bende bir sandalye çekip oturdum. Selma anne bir an da "Maşallah çok güzel bir kız yetiştirmişsiniz" deyince acayip utandım. "Saygıda kusur etmez, becerikli de maşallah" Yani ayıptır söylemesi öyleyimdir.

Annem de bir şeyler dedi ama ben yanımdaki sandalyede oturan Cem'e kulak verdiğim için duyamadım. Cem kulağıma eğilip "Ben anlaşamazlar diye düşünüyordum ama iki dünür iyi anlaştılar" dedi.

Ben de güldüm. Bende açıkçası bu kadar çok anlaşacaklarını düşünmüyordum.

Daha sonra başka konular açıldı. Büyükler konuşurken genellikle sessiz kalmıştım. Fakat sonradan erkekler kendi aralarında kadınlar kendi aralarında konuşmaya başlayınca ben de konuşmaya başladım. Annem birden "Kaç haftalık?" diye sordu.

"Dokuz haftalık"

"Neden söylemedin bana?"

"Biz de daha yeni öğrendik anne" deyip geçiştirdim. Açıkçası söylememe sebebim zaten herkesten kaçmak istememden dolayıydı sonrada aklıma hiç gelmemişti.

"Neyse, bir kaç hafta sonra cinsiyeti belli olur" Gülümseyerek başımı salladım. "E Demir oğlum ne istiyor?" Annem, Demir'e kızmıyordu ve tam aksine seviyor gibiydi. Ona oğlum deyip ağabeyimle bir tutması onu ne kadar kabullendiğini ve sahiplendiğini belli ediyordu. Bu biraz olsun hoşuma gidiyordu.

"Açıkçası tabi ki de sağlıklı olsun cinsiyeti önemli değil ama Demir kız istiyor ben de erkek" deyip gülünce annem de gülmeye başladı.

Günün devamında biz kadınlar alışverişe çıkarken beyler de Demirlerin şirketine gitmişti. Açıkçası babamdan böyle bir şey beklemezdima ama o da biraz olsun belli ki Demir'i sahiplenmişti. Annemleri İstanbul'un en ünlü alışveriş merkezlerinden birine getirdik Nil'le. Herkes alışveriş merkezinde bir yerlere dağılırken ben tek başıma kalmıştım. Nil annesiyle bir yere giderken, kayınvalidem, annem ve yengem de bir yere gittiler. Ben ve bebeğim tek başımıza kaldık. Etrafa bakınırken birden "Hiya" diye bağırarak bana koşan Baranı gördüm. Onu kucağıma alırken "Annenler nerede?" diye sordum.

Bana parmağıyla hamile kadınların kıyafetlerinin satıldığı bir mağazayı gösterdi. Hemen yanındaydım zaten, içeriye girince kıyafet bakan annemleri gördüm. Yanlarına gidince "Bu Hiraya çok yakışır" dediklerini duydum. Sanırım bana kıyafet bakıyorlardı. Ellerindeki hamile tulumuna bakınca gülmeye başladım.

"Ben sonra da alırım siz kendinize bakın" deyince Selma anne "Ayol sana mı bakıyoruz, biz torunumuz için bakıyoruz. Biraz daha büyüyünce karnında rahat etsin, öyle değil mi dünürcüm?" dedi. Dünürcüm? Ben şok!

"Aynen öyle kızım, senin pabucun dama atıldı"

Gülmeye başladım. Hem birbirlerini benimsemeleri hem de benim evladımı bu kadar çok önemsemeleri çok hoşuma gitmişti. O an kendime hakim olamadım ve hormonlarım devreye girip mutluluktan ağlamaya başladım. İkisi de bana sarıldı. Beni acayip mutlu ediyorlardı. Bir süre sonra onlar giderken Baran annesinin kucağıma geçiş yaptı. Ceylin yengem "Sen daha dur kızım" deyip göz kırptı. "Senin pabucunu öyle bir dama atacaklar ki kendi yavrunu kıskanacak sonra iyiki de attıyorlar diyeceksin"

Demir'in Hirası (Zoraki evlilik) #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin