#11

27 2 0
                                    

Tomris, gözlerini kırpıştırıp nerede olduğunu idrak etmeye çalıştı. Yanağına çarpan sıcak nefes, kendini evinde gibi hissettiriyordu. Eteği hafifçe sıyrılmış tişörtün altındaki elin sahibi, mengene gibi kızı kavramış, ömür boyu yanından gitmesine izin vermeyecekmişçesine kıza sarılıyordu.

Tomris, sevdiği adama bakarken aniden açılan kapı ile irkildi. Kapının açılmasıyla Turgut da yaptığı uyuyor numarasını kesip Tomris'i arkasına saklamıştı. Gözleri kapıdaki oğlu ile o sert bakışlarından arınmıştı. Arkasında ise Selin duruyordu. Memnuniyetsiz bakışları Turgut ve Tomris'in üzerinde gezindi.

"Deniz seni özlemiş." Turgut usulca kafasını sallayıp yatağın üstüne elini vurdu. Oğlan koşarak gelip Turgut'un üstüne atladığında, adamın yüzü güzel bir gülümseme ile aydınlandı. Tomris, yapacağı şeyin adiliğini düşünüp kendinden tiksinse de, bunu yapmak zorunda olduğunu kendine bilmem kaç milyonuncu kez hatırlatıp Deniz'in saçlarını karıştırdı. Eline gelen birkaç tutam saçı hızlıca kotunun cebine sokarak sakladı. Birisi ne yaptığını görse Kamuran onu yaşatmazdı.

Selin kapıda haset gözlerle oğluyla oynayan çifti izliyordu. Tomris'ten nefret ediyor, yatağın onun yattığı tarafında olabilmek için her şeyden vazgeçmeye razı geliyordu her bakışta. Turgut'u çok sevmişti o da. Bir gecelik hatası ile Edip'in tuzağına düşmüş, sevdiği adamı kaybetmişti. Tomris odadan çıkarken ona soğuk ve tehditkar bir bakış attı ona Selin.

Tomris, bir kağıda hızlıca birşeyler karalayıp, Turgut'a çıktığını anlatan bir yazı bıraktı. Kapıdan çıkmak üzereyken sırtına dokunan elle, elleri istemsiz olarak belindeki tabancaya gitti.

"Sakin ol yenge." Kendisine çipil çipil bakan bu yeşil gözler Tankut'tan başkasına ait değildi.

"İnsanları korkutmak hobin sanırım." Tankut göz kırpıp, kollarını iki yana açtı. "Huyum kurusun." Kızın elindeki not ile kaşları çatıldı.

"Yoksa ortaya bir bebek çıktı diye Turgut'u terk mi edeceksin?" Tomris'in göz bebekleri şaşkınlıkla büyüdü. Nasıl böyle bir şey düşünebilmişti hafsalası almıyordu. "Saçmalama, sadece evden çıkıp işe gideceğimi bildiren bir not bıraktım ona." Tankut'un sinirli yüzü bu haber ile yatıştı. Notu kızın elinden aldı.

"Turgut'a ben veririm. Bu evde fazla meraklı insan var." Tomris karşısındaki çocuğa minnetle baktı. Arabasının anahtarlarını cebinden çıkarıp Tankut'a el sallarken Tankut'un yaşam enerjisi ile Hürmüz'ün enerjisinin birbirine ne kadar uyacağını düşündü.

Tomris elinde şekersiz ve yağsız sütlü lattesi ile Starbucks'tan çıkarken telefonu çaldı. Jiyan arıyordu.

"Efendim."

"Çocuğu gördüm. Edip'in değil mi?" Tomris sıkıntı ile iç çekti. "Maalesef Edip'ten. Bu kadar benzerlik, Allah'ım Edip bana bunu nasıl yaptı?" Jiyan'ın kaşları bu cevap ile çatıldı.

"Ne demek Edip bana bunu nasıl yaptı Tomris??" Genç adam resmen kükremişti. O bu kızı kardeşi gibi benimsemişken, o ise kardeşini,Turgut'u, ölen bir köpek ile aldatıyordu. Tomris bunu sezinleyip Jiyan'ı sakinleştirdi.

"O çocuk peydahlandığında Edip benimle birlikteydi. Hani böyle eskiden kalma alışkanlıkların vardır, aklına gelir üzülürsün ya. İşte öyle oldu bana da Jiyan. Turgut benim ruhum. Nasıl böyle bir şey düşünürsün." Jiyan dediklerinden utanmış bir şekilde iç çekti.

"Özür dilerim güzelim, bilmeliydim."

"Önemli değil. Sen de arkadaşını korumak istedin sonuçta." Tomris, dudağını dişledi. Kafasını kurcalayan soruyu sorup kurtulmalıydı bir an evvel. "Sence Turgut'a söylemeli miyim?"

Flush RoyalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin