🔻Bölüm 7🔺

90.2K 3.2K 467
                                    

UNUT

Mardin'in sabah güneşi Dilan'ın yüzüne vurmaya başladı. Yüzündeki sıcaklık rahatsız edince yüzünü buruşturdu. Gözlerini açmak istese dahi açamadı. Dün tüm gün boyunca ağladığı için gözleri ağarıyordu. Bu ağrı ve acı bambaşkaydı. Sanki kirpikleri yerine diken varmış gibi hissediyordu. Kirpiklerini oynatmaya kalktığında gözlerine iğneler batıyormuşçasına acıyordu. Kafasının ağrısını da unutmamak lazım... Hangisi kötü bilemedi, ruhunun acıması mı yoksa bedenin mi?

Acılara alışkınsın Dilan gelin. Ama halen canın yanınca ilk kez acımış gibi tepki veriyorsu! İlk değildi gözlerindeki bu acı... Senelerdir biliyordu bu acıyı. Hatta o kadar çok benimsemişti ki bu acıyı artık alışmıştı. Ne acı! Önümüze yine aynı şey çıktı; alışkanlık! Nede alışmıştık artık biz alışmaya! Hoş alışmaya da alışmak mecburiyetindeyiz! Zaten biz bu hayatta her şeye mecbur değil miyiz? Acıya, kedere, hasrete, özleme, kabullenmeye, zor bırakılmaya, boyun eğmeye, mecbur değil miyiz? Tek kelime Mecburuz...

Usulca açtı gözlerini bugün ki acılarına gözlerinin gördüğü ilk şey odanın tavanıydı. Baktı durdu öylece krem renkte olan tavana.... Öyle bir bakıyordu ki sanki tavanda hayatının film şeridi geçiyormuş gibi ve o da her bir karede daha da çok özlem duyuyordu eski acı hayatına... Gözleri doldu yine, dudaklarını birbirine bastırarak kesik bir nefes verdi ve yataktan hafifçe doğrulduğu sırada yatağın uçunda dirseklerini dizlerine dayamış ve avuç içleriyle yüzünü kapatan Miraç'ı görünce irkilerek geriye doğru gidip yatağın başlığına sırtını dayadı. Farkında değildi elindeki yorganı göğüslerine kadar çektiğinin ve sıkı sıkı tuttuğunun... Göğüsleri mi acıktı da  bu tepkiyi vermişti ? Hayır! Bu tepkisi Miraç'tan korkmasıydı... Eli ayağı titremeye başladı. Ne söyleyeceğini ne yapacağını bilemedi. Özür dilese, zaman istese kabul eder miydi? Konuşmak için ağzını birkaç kez açıp kapadı. Ne diyecekti ki? Sözler dudaklardan çıkar mıydı? Dudaklarına kepenk bağlamamış mıydı? Hayata küsmemiş miydi? Boyun eğmemiş miydi mecburen? Diyemedi 'Alışana kadar zaman ver ' diye içine attı tüm sözcükleri tıpkı acılarını attığı gibi... Hep böyle yapmaz mıyız içimize atmaz mıyız? İçimizi açsalar ne acılar gün yüzüne çıkar.. Alıştık biz acılarımızı içimize atıp bizi yakmasına. Acı benliğimiz olmuş artık. Ne yazık ki...

Seslice yutkunup bacaklarını daha çok kendine çekti. O sıra yataktaki hareketliliği hisseden Miraç ağa başını hafifçe Dilan'a çevirdi, sert bakışlarıyla birlikte. Sert bakışları gören Dilan seslice yutkunup gözlerini yere indirdi... Aklında bir tek soru vardı

'Ne olacak şimdi?'.

Miraç, Dilan'ın suskunluğunu bozmayacağını ve tekrar ondan kaçtığını bir kez daha anlamıştı. Sinirle ayağa kalkıp kıyafet dolabına doğru yürürken;

" Üstünü giyin ve aşağıya in. " Soğuk sesi Dilan'ı yatağa biraz daha sinmesine neden olmuştu. Tir tir titriyordu Dilan gelin.

Miraç, Dilan'dan cevap beklediği için dolaptan aldığı gömleği koltuğunun altına koyarak Dilan'a baktı.

"Duymadın mı beni?" Diye bir kez daha seslendi. Dilan sıktığı yorganı yavaşça bırakıp Miraç'a bakındı, bakınmasıyla birlikte bakışlarını kaçırması bir oldu. Gece gözler öyle bir sert bakıyordu ki Dilan bir an o gözlerin onu karanlığa daha çok atacağını düşünmüştü.

Elleriyle oynamaya başladığında mırıldandı.

"Ben..."

Ne diyeceğini bilememiş ve bocalayacağını anlayınca susmuştu. Derin bir nefes alıp içine attığı sözcükleri yutkunarak "Tamam" diye fısıldadı kafasını sallayarak. Ve oturduğu yataktan usulca kalktı. Miraç cevabını almış olacak ki üstünü giyinmek için banyoya geçti. Yorgundu yine Miraç ağa tüm gün uyumamış ve ne yapacağını düşünmüştü.

KALP MAHZENİ DİLAN  #Wattys2023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin