🔻BÖLÜM 18🔺

100K 3.3K 633
                                    

Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevene ne yazık... Ölüm denen kavram herşeyi YOK edecek; Ruhları sevmeyi deneyin...













Harmanı çifti son zamanlarda yaşadıkları yeni bir uykusuz güne merhaba demiş, Miraç kızarık gözleri ile kravatını bağlarken Dilan son on dakika olduğu gibi hala söyleniyordu.

" Yok ömrümden ömür gitti. Yedi ay oldu ben gözümü açamıyorum. Bunlar çok hayasız. Azcık annemlere gideyim o bakar diyorum..." dediği an Miraç ateş saçan gözlerini karısına dikip,

" Daha kaç kere hayır diyeceğim kadın! Sende, çocuklarımda değil birkaç gün, bir gün bile gidemezsiniz hiçbir yere! Zaten akşamı zor ediyorum ben bu cimcimeleri görmek için! " derken Nupelda'nın o minik elini ağzına koyup emerken babasına gamzeli gamzeli gülüp ellerini ayaklarını çırpması ile içi ömründe tatmadığı huzurla dolmuştu Miraç ağanın. Kravatını bağlamayı bırakıp minik huzurunun yanına gidip kucağına aldı.

"Babanız ölür size! Ananız bir de der gidip kalayım. Ulan ben saatlere dayanamıyorum!"

Dilan kocasına göz devirirken "Allah sana bir evlat vermiş gören sonradan bulma diyecek!" Dedi hayıflanır gibi.

"Sus kadın, kıskanma. Sonradan buldum ben bu huzurları." Deyip kucağında boynunu emmeye çalışan kızına bakıp ufak bir kahkaha attı. O an Dilan, Miraç'ın kahkahasında boğulurken beşikte uyuyan Dilda'nın kıpırdanması ile "Aman gözünü seveyim Miraç sus yoksa Dilda uyanacak." Dedi beşiğin yanına gidip kızı uyanmasın diye beşiği yavaşça sallamaya başlayarak.

Karısının evhamı ve endişesiyle gülümsüyor Miraç ağa. Dilda'nın minik bedenine rağmen ortalığı inleten ağlaması vardı. Susturmak bir o kadar zor iken, ağlaması çok kolaydı ve Miraç ağa kızlarının ağlaması ile yüreği dağlanıyordu.

"Çiftliğe gideceğim işten sonra, isterseniz söyleyin yeni damat Afran'a sizi çiftliğe bıraksın."

" Bellemişsin bir çiftliği! Vallahı daraldım artık konakta durmaktan. Düğünün yorgunluğu, gelen giden bir de çocuklarla uğraşmak yordu ne var bir yerlere gitsek!"

Kocasının sözüyle daha fazla dayanamayıp yine döktü içindekileri Dilan. Rojda ve Afran'ın geçen iki hafta önce düğünleri olmuştu ve o hengamenin yorgunluğu ile iyice tükendiğini hissediyordu ve bir değişikliğe ihtiyacı vardı. Miraç uykusuzluğunda vermiş olduğu yorgunluk ve sinirle sabır dilerken "Ne emmeye geliyorsun kadın ne gömmeye." diye söylenip kucağındaki miniğine tekrar baktı. Kızının minik dudakları çenesini bulduğunda yüzünü buruşturup midesi bulanır gibi dilini dışarı çıkarması ile elinde olmadan ufak bir kahkaha daha attı yine.

"Huylandı sakallarımdan. Şunun yüzünün aldığı şekle bak." Dediğinde kızının o dönmeyen dili ile çıkardığı sesler ile kalbi çarpıyor deli gibi Miraç'ın.

"Baya uzamış sakalların diline battı." Deyip yavaşça kocasının yanına adımlayıp dikenli bir bahçe gibi olan sakalların üzerinde ellerini gezdirdiğinde "Ama ben bu sakalları seviyorum her şekilde." Diye mırıldandı kocasının gözlerinin içine bakarak.

Karısının sözleriyle gülümsedi Miraç. Yüzünde gezen parmakları öperken, "Kızım huylandı biraz kestirmem gerek." Dediğinde bu sefer gülümseyen Dilan oldu. Miraç çok iyi bir baba olmuştu. Kızları için kendinden dahi taviz veriyordu. Derin bir nefes alıp babasının göğsüne sinen kızını kucağına aldı.

"Kızların için sakallarını kes, benim içinde bir şeyler ayarla Miraç ağa." Dedi Dilan cilveli bir şekilde. Miraç karısının haline başını iki yana sallarken " Tamam kadın. Bir işlerimi halledeyim. " deyip karısının alnına bir buse kondurup ardından kızının mis kokusunu içine çekip öperken "Ben gidiyorum. Seni ararım." Dedi.  Dilan kocasının sözleri ile başını tamam der gibi sallayıp "Dikkat et kendine." Dedi. Miraç karısının sözüyle başını sallayıp bu sefer beşiğinde uyuyan kızının yanına gidip uyandırmaktan çekinir şekilde öpüp evden çıkmıştı. Dilan kucağındaki Nupelda ile aşağı indi. Rozalin'in söylenmesini duyduğunda gülüp "Hayırdır Rozalin bu sefer niye söyleniyorsun?" Diye sordu. Genç kız yengesinin sözüyle kaş çatarak bakıp "Neye olacak! Gelinlere söyleniyorum! Size ne var! Berfin yengem Bedir ile uğraşıyor, Helin yengem kızıyla! Eee bacım olacak karıda kocası ile cilveleşip tüm işi bana yıkıyorlar! Seni saymıyorum bile! Vallaha en sonunda bende ilk gelen görücü ile evlenip kurtulacağım bu çileden! Bu ne arkadaş! Millet iş yapmamak için bebe doğurup evleniyor!" Sinirle soluyup yastıkları düzeltirken hırsını alır gibi yumrukluyordu Rozalin.

KALP MAHZENİ DİLAN  #Wattys2023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin