6 Ağustos
Gözlerimi hafifçe araladığımda karşımda annemi görünce ödüm bokuma karıştı. Çığlığı bastım.
"Anne ne yapıyorsun ya?"
"Dün konuşamadık, azarlayamadım seni uykun var diye. Zıpla çabuk, anlat bana ayrıntıları."
Sizin böyle anormal sevimli anneleriniz var mı acaba? Sevimli belki ama anormal olduklarını sanmıyorum. Yani en azından gözlerinizi açtığınızda annenizin kocaman açılmış gözlerini gördüğünüzü sanmıyorum.
"Anne anlattım ya dün gece. Biz konserde bir arkadaşımızla karşılaştık. İsmi Atahan."
"Ne kadar yakın arkadaşınız bu sizin? Sizin yaşıtlarınızın nasıl olduğunu bilmezsiniz kızım siz, tecrübesizsiniz."
Savunmaya girişip "Anne abimiz gibidir Atahan. Hem zaten 18 yaşında." dedim, demez olaydım.
"Hi," diye çığırdı. "18 yaş, deli yaştır. Yaşıtlarınızdan bile kötü."
"Anne saçmalama ya! Konserde bu arkadaşla karşılaştık. Nerede kaldığımızı sordu, söyleyince şok oldu. Meğer kötü isimli otellerdenmiş. Bizi korumak amaçlı da düzgün bir otele götürdü."
"E, sonra?"
"Şey, sonra... Konserden sonra otelde hangover olduk anne. Kulüpte shot düelloları mı dersin, masada seks mi dersin, göbeğimden içki yudumlamak mı dersin... Vermediğim adam kalmadı valla." demedim tabii ki. Kadının kalp krizi geçirmesine neden olmaya hiç niyetim yoktu. Onun yerine "Konserden sonra çok yorulunca sabah da kalkamamışız. Neyse ki akşama bilet bulduk da gelebildik." dedim. Yalan söylemiş sayılmam, değil mi? Sadece detay atladım. O kadar.
Açıkçası ilk defa bu kadar içtim. Yazlığa gittiğimizde arkadaşlarla belki bir şeyler içerdik, babam ağır içkilerin tadına baktırırdı sadece ya da otellere gittiğimizde içerdim. Hiç bu kadar çok içmemiştim. Ve anneme bunu söylemeye niyetim hiç yoktu.
Annem konuşacakken susturdum. "Çok çişim geldi, bir dur, geleceğim az sonra." Hızlıca tuvalete gidip biraz oyalandıktan sonra işlerimi tamamlayıp çıktım. Daha fazla kaçamazdım annemden herhalde. "Hah, şimdi söyle."
Annem tam ağzını açmıştı ki zil çaldı. Sırıtıp "Kapıyı açsam iyi olacak," dedim ve fırladım. Ezgi ve Başak kapıda bekliyordu.
"Tam zamanında geldiniz!" deyip onları içeri aldım.
Salona geçtikten sonra anneme onların geldiğini haber verdim. Gelip ikisini öptü.
"Sürprizimizi beğendiniz mi kızlar?" dedi annem gülümseyerek.
"Sürprizimiz?" dedim annem öyle deyince. Bir kere tüm plan benimdi!
"Aileleri kim ikna etti sanıyorsun canım kızım?" dedi sırıtarak.
Gözlerimi büyüterek anneme baktım. Ah, tabi ya. Bendeki geri zekalılığa bak. Düşünüyorum ki anneleri bana güvendi, izin verdiler. Nah izin verdiler. Bana kim güvensin lan? Annem konuştu tabii.
"Anne sen böyle meleklikler yapar mıydın?" deyince kolumu cimcikledi. Ben de gülüp yanağına sulu bir öpücük kondurdum.
Ezgi ve Başak sırıtarak anneme teşekkür ettiler. Annem de odadan çıkıp bizi yalnız bıraktı.
"Bugün ne yapıyoruz?" dedi Ezgi heyecanla.
"Beynim alkolden dolayı hala uyuşuk gençler, bu sefer hiçbir fikrim yok." dedim.
"Benim var aslında," dedi Başak. "Bunun üzerinde düşünmem belki saçma olabilir ama sabah kalkınca bunu düşündüm," dedi sırıtarak. "Zengin bebelerin gittiği bir kreş var, kuzenim de gidiyor ondan biliyorum. Okula minik çocuklar özel şoförleriyle geliyorlar, küçük kızlara siyah ten çorap giydiriyorlar anneleri falan. Öyle işte. Ben diyorum ki o çocuklara karışalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okul Bizi Öldürmeden
Teen FictionÜç kızın okul başlamadan kalan bir ayında yaptığı çılgınlıklar. Üç kızın asla bozulmayacak arkadaşlıkları. Üç kızın hikayesi. Küçük bir uyarı: Küfür içeriyor, bana göre aşırı değil, size göre aşırı olabilir. Ona göre okuyun derim. Hadi size iyi okum...