9 Ağustos
Sabah kalktığımda ne annem ne de babam yatakta değildi. Muhtemelen ya ikisini de yataktan düşürmüştüm ya da ikisi de uyanmıştı ve ben geç kalkmıştım. Etrafımda yerde sürünen ebeveyn olmadığına göre ikisi de kalkmıştı.
Odadan çıktım, müstakbel akrabalar hala evdeydi. Evde curcuna vardı, annem yine kahvaltıyı hazırlıyordu. Ya bayram ziyareti kısa olmaz mı?!
Tek tek hepsine "Günaydın," deyip geçtim. Bari 3 gün boyu bizde kalacaklarsa hepsi her gün için ayrı ayrı harçlık versin. Nerde?
Oturduk kahvaltı masasına. "Pınar senin 2 sene sonra sınavın var, değil mi?"
Yine mi? Biz bunu dün konuşmamış mıydık? Neyse ki Güven Abi hemen konuyu değiştirdi.
"Ben bugün sizlerle olamayacağım. İnanın çok üzgünüm. Fakat bugün maç var. Oyuncularını bile bugün deneyip seçmemiz gerekiyor. O yüzden ta sabahtan çıkmam gerekiyor yetişmem için."
Herkes anlayışla kafasını salladı. Onay verdi. Dünse ben gittikten sonra arkamdan demedikleri kalmamış. Annem dedi, saygısızdan düşüncesize her şeyi demişler. Gıcıklar. İlla böyle izin mi istemek gerekiyor? Pislik Güven Abi de bana oradan göz kırpıyor. Güven Abi'yi severim, eğlenceli adamdır ama adamdır yani. Bana göre biraz ağır. Ya da ben fazla hafifim.
Ve dün ben akrabalarla vakit geçirmediğim için bugün bu evden çıkmak için bir şeyler yapmam gerekiyor. Yoksa bittim ben. Tüm günümü burada geçiremem, deliririm vallahi.
Güven Abi sandalyeden kalktı, üst kattan eşyalarını almak için merdivenlere gitti. Ben de 'izin alarak' masadan kalktım ve ardından koştura koştura çıktım.
"Güven Abiciğim." dedim son heceyi uzatarak.
"Ne istiyorsun Pınar?"
"Ya Güven Abi Allah aşkına beni şu evden kurtar."
Güldü. "Ben dün çektim, sen de çekeceksin." Az önce ağır dediğim adama bak.
"Ya abi yapma. Bir şey yap, et, beni yanında al."
Dalga geçercesine güldü. "Güldürdün ya, maça giderken seni mi götüreceğim?"
Sonra beynimde bir ampul yandı ki sormayın. "Abi ben ve iki arkadaşım seçmelere katılmak istiyoruz."
Bu sefer bildiğin yarıldı gülmekten. Ya sabır. "Canım sen görmeyeli beynini mi yedin?"
"He abi beynimi yedim açlıktan. Allah'ım sen sabır ver! Ya biz seçmelere katılmak istiyoruz!"
"Bugün iyi eğleneceğiz desene." deyip kıkırdadı.
"Yani?" dedim heyecanla.
"Git giyin, yani."
Önde Güven Abi, arkada üç tane bol şort ve tişört giymiş kızlar. Güven Abi arada bir dikiz aynasından bakıp kıkırdıyor, bildiğin dalga geçiyor.
"Bizi buna neden bulaştırdığını sorabilir miyim acaba?" dedi Başak dişlerinin arasından.
"Çünkü evde kalamazdım!"
"Bir bahane sallasaydın ya!"
"Bunlar bahane yemiyor Ezgi. Güven Abi'yle çıkınca hemen sustular, onay verdiler. Hem fena mı, yaş ortalamasının 20 olduğu gençlerle-"
"Futbol oynayacağız!" dedi sinirle. Tabi zaten normalde beraber sarmaş dolaş uyuyoruz, eğleniyoruz, öpüşüp koklaşıyoruz, şimdi futbol oynayınca kötü oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okul Bizi Öldürmeden
Roman pour AdolescentsÜç kızın okul başlamadan kalan bir ayında yaptığı çılgınlıklar. Üç kızın asla bozulmayacak arkadaşlıkları. Üç kızın hikayesi. Küçük bir uyarı: Küfür içeriyor, bana göre aşırı değil, size göre aşırı olabilir. Ona göre okuyun derim. Hadi size iyi okum...