Bölüm ~ 10

13 1 2
                                    


  Hiç içimdeki gerginliği yansıtmayan keyifli bir müzikle Jeffrey'le birlikte okula yol alıyorduk. Jeep'in konforlu koltukları bile beni rahatlatmaya yeterli gelmiyordu.
  Okulda bana tekrar gülmelerinden ve alay etmelerinden o kadar çok korkuyordum ki, kimya sınavının olduğu günlerde bile okula bu kadar stresli gitmemiştim.
  Direksiyondaki bir elini uzatıp elimi sıktı.
  "Sakin ol, kötü hiçbir şey olmayacak."
  Elimdeki eli, en azından yükümü hafifletmişti. Bir nebzede olsa.
  "Ya alay ederlerse?"
  Bunu söylememin üzerine arabayı sağa çekip durdurduktan sonra yüz ifademi inceledi. Gözlerinden yansımamı görünce, kendi çaresizliğimi orada farkettim. Ne kadar çok korkuyordum. İnsanlar ne der? Benimle alay ederlerse ezilir miyim? Benim hakkımda neler konuşuyorlar? Diye o kadar çok soru işaretleri vardıki yansımamda o  bunu görmüştü.
  "Yanımdasın değil mi?" dediğimde elimi hafifçe sıktı.
  "Yanında nasıl olabilirim? Biz zaten tek bir vücut değil miyiz?"

  Kalbime işleyen cümlesi yüzüme sıcak bir  gülümsemenin yayılmasına neden oldu. İşte şimdi, kendimi her türlü zorluklara, dedikodulara, bıyık altından kıkırdamalara göğüs gerebileceğim bir kuvveti benliğimde hissetmiştim.
 O yanımdaydı. Bundan daha güçlü bir dayanak var mıydı?
 

"Haklısın."
  Beni biraz daha kendinden emin görmek onun insanı deli eden gülümsemesiyle sonuçlandı. Onu gülümserken görmek, kalbimin oralarda bir yerlerde bir şeyleri akıp götürüyordu.
  "O zaman başlıyoruz, hazır mısın?"
  Derin bir nefes verdim. "Bomba gibiyim."
  Arabayı tekrar çalıştırıp, bu sefer daha huzurlu bir yolculuktan sonra Jeep'in her zamanki yerine, arabasına çarptığım yere, park etti.
  Arabadan inerken, avuçlarım hiç geç kalmadan terlemeye başladı.
  Pekala..
  Güçlü ol Carly.
  Kişisel gelişim kitaplarının ögrettiği birkaç rahatlama tekniğini yapmaya çalışsamda, içimdeki titremeyi önleyemiyordum.
  Jeffrey yanıma gelip rahatlatıcı bir gülümseme attı. Gülümsemesine karşılık verirken bana uzanan ellerini tuttum.
  Kenetlendiğimiz an, tek bir vücuda dönüşmüştük. Kalpleriyle, adımlarını bile aynı anda atan tek bir vücuda.
  Okulun bahçesine girdiğimiz anda bizi gören bir kız kendi şokunu atlattıktan sonra yanındakini dürtüp bizi işaret etti.
  Yüzlerindeki ifade, komik bir portre gibiydi.
  Şaşkınlık, kıskançlık ve hayranlık.
  Gülmemek için alt dişimi dişledim. O kadar gergin gelmişken, bu kadar keyif alacağım hiç aklıma gelmezdi. İleride bu anı tekrar oynata basıp seyretmek istiyordum.
  Jeffrey beni biraz daha kendine çekti ve bana baktı. Bakışına gülümseyerek karşılık verirken, evet, onlara hiçbir zaman yakalayamayacakları kareler veriyorduk.
  Ardımızda meraklı bakışlar ve fısıldaşmalar bırakarak okul binasına girdik.
  Tam o sırada, ileride Diana'yı gördüm. Yanındaki uzantılarından biri Mary bizi görür görmez Diana'yi dürttü.
  Buz mavisi gözleriyle göz göze geldik.
  Delici gözler, hiç olmadığı kadar şaşkın, kıskançlıkla kısılmış bir şekilde, gördüklerine inanmak için kırpışıyordu.
  Dayanamayıp güldüm. Tanrım, daha önce hiç bu kadar keyif aldığımı hatırlamıyorum.
  Okula ilan-ı aşk.
  Şimdi Carly değil, Carly ve Jeffrey'in dedikodusu vardı. Hiçbir zaman benim hakkımda edilecek olan dedikodulardan mutluluk duymamıştım ama bu sefer her saniye bizi konuşmalarını istiyordum.
  Diana'nın yanından hızla geçerken rüzgarımızla beraber sarı saçları uçuştu.
  Hiç bitmesini istemediğim koridor yolculuğu, sınıfımın önünde sona erdi.
  "Artık resmiyete kavuştuk." gözleriyle gülerek ellerimi sıktı.
  Bu sözüne ufak bir kahkaha atarken, gelip geçen insanların şok ifadesi yüzümdeki gülümsememin silinmesine müsaade etmiyordu.
  Hafifçe eğilip, dans akşamındaki gibi elmacık kemiğimin tam üzerine busecik kondurdu.
  Sıcak dudağını hissedince içime yine içimi dolup taşıran o huzur doldu. Neydi bu?
  Onu hissetmek beni şarj ediyordu.
  Gözlerimi istemsizce yumduğumu farkedince kendime gelip gözlerimi açtım. Birkaç kızın şaşkınlıkla bakan gözleri neredeyse yuvalarından fırlayacaktı.
  Bu yaptığım tam olarak doğru muydu emin değildim. Ama insana başka seçenek hakkı vermiyorlardı. Sadece bir dakika önce konuştukları şey benim yem olduğumken, şimdi o dedikodu tepetaklak dönmüştü. Hiçbir açıklama, bu yaptığımızdan daha iyi olamazdı.
  Jeffrey geri çekildi. "İyi dersler küçük kız."
  Gülümsedim. "İyi dersler."
  Koridordan dönerken tekrar dönüp gülümseyerek uzaklaştı. İçime eriten duyguyla sırama geçtim. Bunlar hayal miydi? Ben bir rüyanın içindeydim ve birazdan eskiden çok sevdiğim ama artık nefret ettiğim alarm sesiyle uyanacaktım.
  Bonnie yanıma oturup beni sarstı.
  "Pembe ojeler aşkına!" beni sarsarken beynimi çorbaya döndürüyordu.
  "Çıkıyorsunuz!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 22, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

~ AŞK İÇİN ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin