17. BÖLÜM "Sevdiğim Kız Bana Abi Deyince"

64.2K 4.4K 806
                                    

Uzun bir aradan sonra tekrar birlikteyiz. :) Yoğundum, hala da yoğunum ama biraz daha rahatladım. Tekrar Narin'le Erdem'i yazmak çok güzel bir duygu ama yine de istediğim kadar vakit ayıramadığım için pek içime sinmiyor. Umarım beğenirsiniz. :)

Bundan sonra bölümler, bir aksilik veya başka bir işim çıkmadığı müddetçe cuma ve pazartesi günleri gelecek. O günlerde kimseye söz vermeyin, Orta Şekerli günü. ;)

Ve grubumuza da beklemeye devam ediyorum sizleri. :) Profilimde mevcut facebook grubumuzun adresi. Orada paylaşımlarla beraber oluruz. :)

Çok yazdım. İyi okumalar! :)

Onur Narin'le beni odasına çağırmıştı.

Daha telefonla arayıp Narin'le gelmemizi söylediği ilk anda bir şey karıştırdığını hissetmiştim. Onur bilgin bakışları, her şeyi anlarmış gibi hissettiren ukala ifadesi ile gerçek düşüncelerini ustaca gizleyen bir adamdı. Benim Narin'e olan hislerimi anlamıştı. Ozan'ın gelişini bile buna bağlamadan edemiyordum.

Aramızdaki ilişki inatlaşan iki kardeş gibiydi.

Narin de ben de ne olduğunu tahmin etmeye çalışarak Onur'un odasına yol aldık. İçeri girdiğimizde hep olduğu gibi bir sürü dosyanın arasında kaybolmuştu. Bir kere daha ona yardım edecek birine ihtiyacı olduğunu düşündüm. Ne yazık ki kardeşi bu konuyla pek ilgili değildi ve Onur işlerini birine emanet etmek, başkasından kendi işi konusunda yardım istemek konusunda kötüydü.

Biz içeri girince kafasını kaldırıp gülümsedi.

"Geldiğiniz için teşekkür ederim."

Masasının karşı tarafındaki koltuklara yerleştiğimizde dikkatle bizi süzdü. İkimiz de sessizce Onur'un ne diyeceğini bekliyorduk.

"Biraz emrivaki olacağı için önden özür diliyorum. Benim için de ani oldu.

Narin'le birbirimize baktık. Narin kaşlarını hafifçe kaldırıp gülümsedi. Kalbim hopladı, tam anlamıyla ona doğru atlaya zıplaya koştuğunu hissettim. Bu kız beni sarhoş ediyor.

Onur ise içimde kopan düşüncelerden habersiz konuşmaya devam etti.

"Yarın için bir davete çağrıldım, ancak gidemeyeceğim. Lokantamızı temsilen orada bulunmanızı istiyorum. Bu sadece bir rica. Ama kabul etmeniz benim için büyük mutluluk olacak."

Narin benden önce aldı lafı.

"İkimiz, beraber mi?"

Onur gülümsemesini zar zor tutuyor gibiydi. Aklından geçenleri okuyamasam da durumun benimle bağlantılı olduğunu hissediyordum.

En doğru ifadeyle, çöpçatanlık yapmaya çalışıyordu.

"Şunu dosdoğru söylemeliyim, Narin." Patron sesini takınmıştı. Ciddi ve otoriter duruyordu bu haliyle ve değişimi hemen fark ediyordum. "Normalde senin durumunda birini kolay kolay kabul etmezdim." Narin anlayışla başını salladığında Onur devam etti. "Annenle ortak tanıdıklarımız vasıtası ile seni işe aldım. Ama açıkçası pişman olmadım asla. Çalışkanlığını, ne kadar emek verdiğini, sorumluluk sahibi olduğunu görebiliyorum. Başarılı olmanı isterim. Bu lokantadan çıkıp başka noktalara ilerlemek istediğinde tanıdıkların olmalı. Böyle ortamlara girip kendini göstermelisin. Eğer, işim olmasaydı ve ben gitseydim de yanımda seni götürürdüm. Ünlü gıda firmalarının yöneticileri, üst düzey çalışanları orada ve kendini göstermen için güzel fırsatlar. Alışık olmadığını bildiğimden şimdi de yalnız git diyemedim. Şefim sana eşlik edecek en iyi adaydı."

ORTA ŞEKERLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin