36. BÖLÜM "Bir Küçük Eski Sevgili Meselesi" (1. Kısım)

44.8K 3.5K 253
                                    

Bölüm kısa, Nur yorgun, Nur ölmüş. Kusura bakmayın, o kadar bölüm paylaşasım vardı ki bitirmeyi bekleyemedim. Uyuşturucu bağımlısı gibi bölüm paylaşma bağımlısıyım. Ama yorgunluktan bölümü nasıl yazdım anlamadım. Ne yazdım ondan bile emin değilim. :D Eğer bölümün gelmesi sizi mutlu ettiyse, sınavım için güzel dilekler ve dualarla bu sevincinizi değerlendirebilir misiniz? Fazla mı menfaatçi davranıyorum? :P

Bölümün ikinci yarısını geciktirmeyeceğim ki bence en güzel kısımlar orada. Heh, Erdem'e iyice aşık olacağız, ondan korkuyorum. :D

Haydin, iyi okumalar! :)

Narin bana gelip okulunun düzenlediği mezunlar gününe birlikte katılmamız istediğinde ilk anda şaşırmıştım.

Onun için ilkti, ilk defa mezun olarak üniversitesine gidecekti. Bir işi vardı ve uzun zamandır görmediği insanları sorumluluk alabilen, yetişkin bir kadın olarak görecek olmanın heyecanını yaşıyordu. Bense hiç kimseyi tanımadığım yabancı bir ortamda görevimin ne olacağını kestiremiyordum.

Ta ki Narin altın vuruşunu yapana kadar.

Yeşil gözlerini bana dikip hipnotize olmama sebebiyet verirken ne isteyeceğinin bir önemi de kalmamıştı. Artık nedeni ne olursa olsun istediği her şeyi yapabilecek kıvama gelmiştim zaten.

"Hayatımın her köşesinde yer alman beni mutlu eder," demişti. "Okuduğum okula gitmen, tanıdığım insanlarla tanışman... Daha da önemlisi onların seni tanıması..." Sonra gözlerini kaçırıp derin bir nefes vermişti. Bense Narin'in bu haline ancak onu sarmalayarak karşılık verebilmiştim.

Şimdi heyecanla yanımda oturup sessizliğini sürdürürken aynı heyecanı onunla paylaşıyor, kaçamak bakışlarla onu izliyordum. Saçlarını düzleştirmiş, omuzlarından aşağı bırakmıştı. Üzerinde pembe, kısa kollu, dizden bir elbise vardı ve bu haliyle fazlasıyla güzel görünüyordu. Her haliyle çok güzel görünüyordu zaten.

Üniversitenin şenlik alanına vardığımızda kalabalık toplanmıştı bile. Kurulan masalarda herkes kendi gruplarıyla bir araya gelmişti. Kulağıma sürekli "Ne günlerdi!" "Özledim valla!" gibisine nidalar dolarken Narin'in hafiften terlemiş elini sımsıkı tuttum.

"Heyecanlı mısın?" diye sordum cevabı bilsem de.

Başını hevesle salladı.

"Hem de nasıl!" derken ardından gergin bir gülüş de göndermişti.

Ağır adımlarla, nereye gittiğimizi bilmeden masaların arasında yürüdük. Narin çevrede gözlerini dolaştırırken birden onun adını epey gürültüyle bağıran bir ses kulağıma geldi.

"Narin! Narişko!"

Şaşkınlıkla Narin'in gözlerinin kilitlendiği tarafa baktığımda heyecanla, atlaya zıplaya yanımıza yaklaşan kızı gördüm. Kızıl, uzun saçlarını savurarak koşuyordu. Yanımıza vardığında ise aniden Narin'i kollarıyla sardı ve eli elimden kurtuldu. Onların bu hayli boğucu sarılma merasimi şaşkınlıkla izledim.

"Narin! Ay nasıl da özledim! Hiç telefon böyle sarılmanın yerini tutar mı?"

Sarılma töreni gerçekten uzun sürmüştü. Narin o kadar kızardı ki boğulacak diye çekip almayı düşünmüştüm. En sonunda kız çekildi ve Narin'den epey uzun olduğunu ancak görebildim. Ellerini sevgilimin omuzlarına yerleştirip onun yüzüne baktı ve gülümsedi.

"Çok özlemişim!"

"Ben de..." diye mırıldandı Narin, o anda gözlerinin dolduğunu fark etmiştim ama arkadaşı onun kafasını dağıtmakta gecikmemişti. Dikkati artık bana çevrilmişti.

ORTA ŞEKERLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin