~Emsal-i Sevi 5. Bölüm~

39 5 0
                                    

Ertesi sabah yine erkenden uyanan Sevi, içinde sakladığı buruklukla hazırlandı. Uzun, acı yeşil bir entari giyindi. Aşağı inip kahvaltıyı hazırlarken mutfağın çaprazında duran Ahmet Efendi ve Makbule Hanım'ın sesi geliyordu. İstemsizce dinledi.

"Hanım siz neden Ömer'e bu kadar isteklisiniz? Gördüğüm kadarıyla Hatice'ye hiç o gözle bakmamış ve bakmazda. Zorla kızı ellerine tutuşturacak halimiz yok ya?"

"Ahmet Efendi sen sezemiyorsun herhalde Hatice'nin Ömer'e ne kadar taktığını? Kız onu istiyor. Ömer'de ondan iyisini bulamayacak."

"Ömer Sevi'ye karşı daha özel davranıyor ama."

"Ay aman! Ne olacak özel davransa? İsmail'e veririz yarın olur biter."

"Sevi, Hatice'den önce evlenirse hiçte güzel olmaz. Evde kaldı dedirtmem kızıma."

"Sen merak etme ona da bulacağım bir çare."

"Bulaşmayın Makbule. Başka birisiyle eveririz. Memlekette başka biri mi yok."

"Yok işte Bey Ömer'den iyisi yok. Varsa da Hatice istemiyor. En tez zamanda elden çıkarmak lazım Sevi'yi." Sevi dahasını dinlememek için odasına çıktı. Adını seslenecekleri zamana kadar odasında beklemeye karar verdi. Nihayet adını seslendiklerinde aşağı doğru yavaşça indi. Ahmet Efendi'nin verdiği parayla gazete ve ekmek aldı. Aldığı gazete ve ekmeği masaya koyarken gazetenin köşesindeki yazı dikkatini çekti. Ömer'e verdiği mendilde yazıyordu. Hafifçe tebessüm etti ve tekrardan sokağa çıktı. Bugün yine mektebe gidecekti. Dışarı çıkmış Ömer'i beklerken birden hızla bir kapı kapandı ve karşısında hızlıca hazırlandığı belli olan Ömer vardı.

"Sevi bugün mektebe gitmeyeceğim."

"Sebep?"

"Acil İbrahim Efendi'nin yanına gideceğim. Vaktim yok mektebe gitmeye. Sende eve geç Sevi yarın hallederiz olur mu?"

"Olur Ömer." Sevi'nin buruklukla söylediği bu söze Ömer tekrar konuştu.

"Akşama kadar işlerini hallet. Akşam konuşalım." Sevi başını onaylar biçimde salladı ve evine doğru yöneldi. Ömer çaresizlikle arkasından baktı. Çok isterdi durdurmayı ama şuan için bu gerçekleşemezdi. Sevi eve tekrar girdiğinde kendisine merakla bakan yüzlere açıklama gereği duymadan yerine oturdu. Lafa başlayan Hatice olmuştu.

"Ne oldu Ömer seni almadımı yanına?"

"Mektebe değil, İbrahim Efendi'ye gidiyormuş."

"Aman aman daha ikinci günden!" Sevi ters bakmakla beraber kahvaltısına devam etti. Kahvaltı sonrasında bulaşıkları ve masayı toparladı. Yapacak bir iş bulamayınca Makbule Hanım'dan izin istemeye gitti. Gülsüm Hanım'la görüşmek istiyordu.

"Makbule Hanım."

"Ne derdin var yine Sevi?"

"Hiç. Bütün işleri hallettim. Gülsüm Hanım'ın yanına gitsem olur mu?"

"İyi aman git! Dolaşma ayak altında." Sevi hızlıca başını salladı ve evden çıktı. Karşıdaki eve gitti ve hızlıca kapıyı çaldı. Bir zaman sonra ayak sesleri duyulan Gülsüm Hanım kapıyı açtı.

"Sevi? Hayırdır kızım, bir şey mi oldu?"

"Yok Gülsüm Hanım evdeki işleri bitirdim de yanınıza geleyim dedim. Bi ara gel dediydiniz ya."

"İyi yapmışsın, gel, geç içeri." Sevi ürkekçe içeri girdi. Gülsüm Hanım, elini Sevi'nin sırtına yerleştirip destek olurcasına sıvazladı. Sonradan onu içeriye geçirdi.

EMSAL-İ SEVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin