~Emsal-i Sevi 10. Bölüm~

36 5 2
                                    

Ömer duyduklarının sarsıntısıyla annesine bakarken birden içine bir neşe doldu. Hızla annesine sarılırken konuştu.

"Eminsin değil mi anne? Bak bir yanlışlık olmasın?"

"Yok oğlum, doğum yaparken de yanındaydım rahmetlinin. Benden geriye Sevi'm kaldı dedi. O yüzden adını Sevi koydular bizim kızın. Ne ara vasiyet yazacaktı ki?" Ömer hızla annesinin yanağını öpüp evden çıktı. Karşıda bulunan eve hızla koştu, kapıya vardığında sevincinden hızla kapıya vurdu. Kapının sesiyle telaşla aşağı inen Sevi, Bilal ve Ali Amca'nın şaşkın bakışlarıyla karşılaştı. Sevi kapıyı açacakken Bilal araya girip onu durdurdu ve kapıyı kendi açtı. Karşısında Ömer'i görmesiyle bakışları merağa döndü. Ali Amca merakla sordu.

"Hayırdır Ömer bu saatte? Mühim bir şey mi oldu?" Ömer cevaplamadan bakışlarını Sevi'ye çevirdi.

"Sevi annenin yazdığı mektubu getir. Hızlı ol ama." Sevi hızla yukarı çıkarken Bilal dayanamamış sormuştu.

"Ne oldu Ömer? Anlat artık."

"Anlatıcam bekle Bilal." Sevi elinde zarfla geri indiğinde Ömer hızla elinsen çekti ve zarfın açılma bölümüne baktı. Hafifçe gülümsedikten sonra zarfın içindeki kağıdı çıkardı ve onu da inceledi. Gülümsemesi yayılırken konuştu.

"Bu mektubu annen yazmamış Sevi." Herkes şaşkınca Ömer'e bakarken Sevi bir adım Ömer'e doğru atıp konuştu.

"Ne?" Ömer gülümseyerek Sevi'ye baktı.

"Annen okuma yazma bilmiyormuş Sevi. Bu mektupta yeni yazılmış zaten. Zarfın yalanan yerinden belli. Zaten mürekkepte canlı. Okurken elime bulaştı. En az 20 yıllık olan bir mektubun mürekkebi bulaşmaz. Bunu annen yazmamış Sevi." Ömer'in sözleriyle hepsinin yüzünde gülüş belirirken Bilal sevinçle Sevi'ye sarıldı. Ali Amca ise Ömer'in sırtını sıvazlamıştı bile. Sevi heyecanla Ömer'e bakarken, Ömer kimseyi umursamadan Sevi'yi çekip, kolları arasına aldı. Başını da öptükten sonra saçlarının arasına kafasını gömdü. Sevi'nin kolları da Ömer'e dolanırken Bilal boğazını temizledi. Bilal değil ama Ali Amca'nın varlığı yüzünden ayrılmışlardı. Ali Amca'nın ise gözleri mutlulukla dolmuştu. Bilal Ömer'in sırtına vurdu ve kollarını açtı. Ömer anında kollarını açarak Bilal'e sarıldı ve rahatlamanın verdiği huzurla gülümsedi. Sevi mutlulukla onlara bakarken aklına gelen şeyle herkesin kafasını dağıtacak şeyi sordu.

"İyi ama bu mektubu annem yazmadıysa kim yazdı?" Herkes susmuş birbirlerine bakarken Ömer konuştu.

"Kim olacak İsmail'dir. Bana da arsız arsız konuştu." Bu esnada söze Sevi girdi.

"İsmail yapmamıştır, yapsa eline ne geçecek ki? Ha sen ha Bilal zaten alamayacak. Başka biridir." Ömer düşününce Sevi'ye hak vermiş olacak ki sordu.

"Mektubu size kim getirdi?" Bu sefer söze giren Ali Amca'ydı.

"Makbule Hanım getirdi geçen öğle." Herkes birbirine bakarken konuşan Sevi olmuştu.

"Makbule Hanım niye böyle bir şey yapsın ki. O yapmamıştır." Herkes kuşkuyla bakışırken Sevi ilerleyip sedire oturmuştu. Bunun üzerine diğerleride içeri geçerken aklına gelen şeyle gülümseyip Sevi'nin yanına oturdu ve onu kolunun altına çekerek neşeyle konuştu.

"Neyse ne sonuçta bu avelle evlenmekten kurtuldum." Ali Amca ve Ömer bu lafa gülerken Sevi suratını asmış sinirle konuşmuştu.

"Ben de senin gibi bir kabağa meraklı değilim zaten." Bu lafla bozulan Bilal tekrar Sevi'ye bulaşacakken Ali Amca araya girmiş, ikisini de durdurmuştu.

EMSAL-İ SEVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin