Soomin'in Ağzından
Elimdeki bilete bakarak düşündüm, 10 yıldır yaşadığım küçücük kasabada bile kaybolmayı başarabiliyorken ne haddime bilmediğim bir şehre gitmek! Kalbimin saniyede milyon kere attığını hissederken damarlarımda kan değil adrenalin dolaşıyordu.
Otobüsten indiğimde derin bir iç çektim.
"En azından aynı şehirdeyiz!"
Zaman zaman onunla aynı ülkede yaşadığımı düşünüp mutlu olurken şu an mutlu olmamam imkansızdı. Yine kendi kendime Pollyanna'cılık oynuyordum.
Gıcırdayan yatak, yatağın üzerinde renk değiştirmiş bir örtü, tek kapağı bozulmuş dolap... Düşük bütçeli otel odama yerleşip yorgun bedenimi yatağın üzerine attım ve düşündüm. İnsanların küçümsedikleri hayallerimi düşündüm. Nasıl da inanmamışlardı Jimin'i görebileceğime nasıl da beni ciddiye almamışlardı. Bu düşünceler içinde mırıldandım: "Bekle beni Jimin!"
1 Hafta Sonra
Buraya geleli tam bir hafta oldu. Birkaç yıldır birçok şeyden vazgeçerek biriktirdiğim para su gibi avuçlarımın arasından kayıp gidiyor. Ne çok şeyi isteyip de yapmadım, arkadaşlarım sinemaya gidip deli gibi para harcarken ben hayallerime biraz daha yaklaşabilmek için yalnızca evde oturup Bangtan Bomb izledim. Pişman mıyım? Tabii ki hayır. Fakat para biriktirmek bu kadar zorken harcamak nasıl olurda bu kadar kolay olabilir?
BigHit'in önüne kamp kurup sabahtan akşama kadar beklerken birçok fanla tanıştım. Ama onların fanlığı biraz farklıydı, rahatsız edici... BTS'in ev adresini bulmak, akrabalarının telefon numarasını bulmak ya da ailelerinin evine gitmek gibi. Onlar bana yaptıkları tüm bu şeyleri anlatırken ağzım beş karış açık bir şekilde onları dinledim, anlatırken bile o kadar heyecanlılardı ki. Yaptıkları yanlış biliyorum ama dinleyince gerçekten çok heyecan verici geliyor. Lanet olası fangirllük duygularım bedenimi ele geçiriyor, ona yakın olma isteği beni yapmamam gereken şeylere sürüklüyor, yine bir hata yapacağım bu o kadar açık ki.
♚♚♚
O binayla kaç saat bakıştığımı hatırlamıyorum. Evet Bina dedim, bir Bina! Ellerim soğuktan uyuşmuştu, burnum renk değiştirmişti, gözlerimden ise uzun süre kırpmamamdan dolayı yaş akıyordu.
"Şu an aramızda yaklaşık 20 metre var Park Jimin!"
Yine psikopata bağladım. Biri bu halimi görse deli hastanesinden kaçtığımı düşünür ya da bir seri katil olduğumu. Her ikisini de olabilecek bir tipim vardı. Binanın hemen karşısındaki taş betona oturduğumdan bir süre sonra popomu da hissetmemeye başladım.
"Bugünlük bu kadar fangirllük yeter sanırım."
Yerimden doğrulduğumda uzun süre aynı pozisyonda oturduğumdan ayaklarım işlevini yitirmişti, birkaç küçük hareketten sonra eski halime döndüm.
İki adım attım ki binadan birinin çıktığını gördüm ama fazla aldırış etmedim, bu binada kim bilir kaç insan yaşıyordur öyle değil mi? Ama kaç insan yüzünde siyah bir maskeyle dolaşır?!
Bir erkeğe göre birazcık kısa boyu, 50 kilo olduğunu düşündüğüm incecik vücudu ve küçük elleriyle onun kim olduğunu biliyordum hem de o kadar iyi biliyordum ki. Hiç görmediğim birini sanki çok yakından tanıyormuş gibi hissediyordum. O an tekrar vücudum adrenalin salgılamaya, beynim işlevini kaybetmeye başladı. Heyecandan ölünseydi muhtemelen tam şu an ölmüş olurdum. Onun birkaç metre yanındaki kaldırımdan yürürken ayaklarımızın eş zamanlı hareket ettiğini fark ettim, aynı anda önce sağ ve sonra sol ayak... Ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu bilinçsizce onu takip ediyordum. Han Nehri'nin karşısındaki banklardan birine oturunca onu izledim, öyle hüzünlü bakıyordu ki, dalmıştı.
"Ne düşündüğünü, neler hissettiğini bilmeyi o kadar isterdim ki Park Jimin."
Her zaman Jimin'in gözleri gizemli gelmiştir bana. Bazen hüzünlü, bazen neşe saçan gözlerinde o kadar fazla anlam taşıyor ki bunu bilgisayar ekranından anlamak bile zor değil.
Bu sefer aklıma farklı bir düşünce düştü."Bu son şansım olabilir."
Bir süre sonra kasabama dönmeliydim ve bu son şansım olabilir. Yine kendi kendime mırıldandım:
"Herkes pişman olur, bazıları yaptıkların dolayı bazılarıysa yapmaya cesaret edemediklerinden dolayı."
Eğer pişman olacaksam yaptıklarımdan dolayı pişman olmayı yeğlerim, eskiye dönüp baktığımda bugün için keşke dememeliyim.
❍❍❍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUST FANGIRL | Park Jimin
FanfictionHayatımın en kötü günlerini geçirirken sen beni iyileştirdin Park Jimin. Senin bundan haberin yoktu, beni tanımıyordun ama bilgisayar ekranından gördüğüm gülümsemen her şeyi unutmamı sağlıyordu, tüm kötü anılarımı... ~Az miktar da Vhope içerir~