『11.Bölüm』

13.5K 900 160
                                    

Jimin'in Ağzından

1 hafta sonra
Onun yaşını bilmiyorum, nerede yaşadığını ya da soyadını. Ama en sevdiği filmi biliyorum, en sevdiği şarkıyı, en sevdiği müziği...

Birbirimize kitap ve film önerip yaşam felsefemiz hakkında konuşurken beni iyileştirdiğini hissediyorum, bana iyi geliyor. Onda insana huzur veren bir şeyler var.

♚♚♚

Rahatsız edici alarm sesi adeta kulağımı parçalıyordu. Zorda olsa yarı uykulu bir vaziyette telefonumu elime alıp 'alarmı kapat' tuşuna bastım ve sertçe komidinin üzerine bıraktım. Yatakta mızmızlanıp gözlerimi açma konusunda savaş verirken aklıma gelen düşünceyle gözlerim bir anda açıldı.

Günaydın mesajı! Biraz önce sertçe koyduğum telefonumu bu sefer nazikçe elime aldım ve mesaj bölümünü açarak yazmaya başladım "Günaydın :)"

Geçen 2 saatin ardından yurdun salonunda bir o yana bir bu yana koşuşturuyordum.

"Ama cevap yazması lazımdı."

"Neden bir şey yazmıyor?" Kendi kendime konuşup isyan ederken Namjoon hyung'un kolumdan tutmasıyla afalladım.

"Neyin var?" Ciddi bir şekilde bakıyor olması beni endişelendirmiş hatta biraz korkutmuştu. Kısık bir sesle cevap verdim:

"Bir şey yok."

Kolumu bırakıp konuştu:

"Umarım öyledir." Bu cümle beni daha da korkuttu. Lider olmasının getirmiş olduğu sorumlulukla hareket ettiğini bu yüzden böyle davrandığı düşündüm.

Koltuğa oturup telefonumu elime aldım, tekrar mesaj bölümünü açtım. Bu sefer Soomin'in fotoğrafının üzerine tıkladım, fotoğrafın büyük ekranda açılması heyecanlanmama neden oldu. Daha önce bana hissettireceklerinden koktuğum için resime bakmaya cesaret edememiştim. Şimdi ise kokusuzca inceliyordum.

Arka planda tüm güzelliğiyle uçsuz bucaksız bir deniz, önünde ise denizden bile daha güzel olan Soomin. Uçuşan saçları, gülümseyen yüzü. Kalbim hızlıca atmaya başlamıştı. Resmi kapatıp bu sefer arama tuşuna bastım.

Bekledim
...
Bekledim
...

Aramanın sonlandırıldığını belirten sesle telefonu kulağımdan indirdim. Endişem her geçen saniye artarken kafamda olabilecek şeyler hakkında binlerce senaryo kuruyordum.

♚♚♚

Kayıt sütüdyosuna geldiğimizde hâlâ aklımda o vardı ancak şu an unutmalıydım, ne kadar kötü durumda olursam olayım konu BTS olduğunda her zaman en iyisini yapmalıydım. Şarkı kaydına ilk giren Suga hyung oldu, bizde diğer üyelerle oturup beklemeye başladık.

Bir sesle irkildim, şirket çalışanlarından bir hyung beni çağırıyordu. Onun yanına doğru ilerlerken içimde kötü bir his vardı. Birkaç dakika sonra hislerimde yanılmadığımı anladım.

♚♚♚

Üstümü düzelttim, kapıyı tıklatarak içeri girdim. Yüzüme bakmadan konuştu:

"Otur."

Gösterdiği koltuğa oturdum. Bu sefer ciddi bir şekilde gözlerimin içine bakmaya başladı. Ordan kaçmayı isterdim, yok olmayı, hemen şurada derince bir çukur açılsada içine girsem böylelikle sevgili(!) başkanımızı rahatsız edici bakışlarından kaçabilirim.

"Ne yapmaya çalışıyorsun Jimin? Amacın ne?"

Kafamı aşağıya eğip kısık sesle konuştum:

"Bir şey yapmıyorum."

Sesini birkaç kat yükselterek konuşmaya devam etti:

"Demek bir şey yapmıyorsun Jimin?! Ben sizin için ne paralar harcadım biliyorsun değil mi? Siz ünlü olun diye her şeyi yaptım! Size her imkanı sağladım! Nasıl benim yasaklarıma karşı çıkarsın?!"

Gözyaşlarımın dökülmemesini zar zor sağlarken ne olursa olsun haksız olduğumu düşünmüyordum. Evet onun sayesinde ünlüyüz, onun sayesinde para kazanıyoruz. Ama ben ona ihanet etmedim ki. Ben sadece hayatta ilk kez birini sevdim.

Elini masaya vurarak konuştu:

"Telefonunu ver!" Bir şey demeden telefonumu çıkardım ve masanın üzerine koydum.

"Şimdi çık." Tekrar dediğini yaptım. Arkamı dönüp odadan çıkmamla gözyaşlarımın akması bir oldu, kazağımın koluyla sildim. Kendi kendime mırıldandım:

"Neden Taehyung?"

Koşar adımlarla kayıt stüdyosuna gittim. Gözlerim Taehyung'u arıyordu onu bulduğumda hiç tereddüt etmeden yakasından tutup birkaç metre arkasındaki duvara yapıştırdım. Onu sarsmaya başladım.

"Neden bana bunu yaptın Taehyung, neden?!"

Bu sırada üyeler beni uzaklaştırmaya çalışıyordu. Taehyung'un yaptığı tek şey ise öylece durmaktı. Ne ona vurmama karşılık vermişti ne de söylediklerime, bu durum sinirimi daha fazla bozmuştu. Ondan bir açıklama bekliyordum.

"Mutlu olmama neden izin vermedin!?" Gitmemek konusunda ısrar etsemde üyeler tarafından kapıya kadar sürüklenmiştim bile, kapıdan çıkmadan önce son bir cümle söyledim:

"Senden nefret ediyorum."

Zorla odadan çıkarılıp Taehyung'u göremeyeceğim bir yere getirildiğim de sakinleşmeye başlamıştım. Beynime yeni yeni kan gittiğini hissederken biraz önce yaptıklarım film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Namjoon hyung'un üzerime geldiğini gördüğümde saliseler içinde güçlü bir şekilde itildim.

"Bir şey olmadığını söylemiştin!"

❍❍❍
Bizimkilere kavga ettirdiğim için üzgünüm :(

JUST FANGIRL | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin