*Kendimizi Soomin'in yerine koyarak okuyoruz! :)*
Soomin'in Ağzından
1 Yıl Sonra
Üniversiteden çıktım ve hızlı adımlarla eve doğru yürümeye başladım. Eve vardığımda onun gelmesine tam 2 saat vardı. Hemen mutfağa koşup önceden hazır ettiğim malzemeleri tezgahın üzerine çıkardım.
Domatesleri biraz büyükçe kestim, patateslerin kabuğunu tam soyamadım ve biraz çiğ kaldılar ama ne olur ki? Bana göre yemeğin tadı gayet yerinde.
Tam 2 aydır Jimin'i görmüyorum; konserler, festivaller, programlar asla bitmiyor ama bir kere olsun bu durumdan şikayet etmedim. Onun sevgisini yüzlerce kilometreden bile hissedebiliyorum. Hem ben demiştim ten tene olmak şart mı diye, öyle olmadığını Jimin'in yüreğini hissettiğimde anladım.
Son kez aynaya bakarken zilin sesiyle irkildim. Koşar adımlarla kapıya gidip delikten baktım, yüzünde bir kar maskesi, maskenin üzerinde bir tane daha maske, bir de güneş gözlüğü... Bu çocuk tam bir aptaldı, böyle dolaşınca daha fazla dikkat çekmez miydi? Zaten eskiden benim dikkatimi de siyah maskesi sayesinde çekmişti.
Kapıyı açtığımda bana sarılmasını bekledim, Jimin ise beni itekleyerek içeri girdi. İçeri adımını atar atmaz yüzündeki maskeleri çıkarıp bir kenara fırlattı, nefes nefeseydi.
"Ahh şu maskelerle nefes almak o kadar zor ki. Az kalsın ölüyordum." Şaşkınca onun yüzüne bakakaldım.
"Ne? Neden bana öyle bakıyorsun?"
"Aptal olduğunu biliyorsun değil mi?"
"Sen benden daha aptalsın." Eliyle alnıma vurdu ve kahkalar atmaya başladı.
Biraz sonra gülümsemesini bir anda söndürüp bir süre öylece bana baktıktan sonra aniden kendine çekip sarıldı. Bu şekildeyken Jimin'in kalp atışlarını duyabiliyordum, ne iyi bir boy farkı dedim kendi kendine. Tanrı bunu düşünerek yaratmış olmalıydı, ilk kez kısa olmama seviniyordum.
"Eee bana ne yemek yaptın bakalım, çok acıktım."
Seul'a taşınalı aylar oldu ancak Jimin sadece birkaç kere evime gelebildi. Bu konuda şirkete yalan söylemesi ve izin alması oldukça zor oluyor, üyeler ise çoktan bu durumu kabul etti bizi destekiyorlar. Daha önceki gelişlerinde hep bir bahane bularak dışarıdan yemek söyledim, şimdi ise Jimin'i acı gerçekle yüzleştirmeliyim. Ben yemek yapamıyorum.
Jimin'in Ağzından
Kusursuz bir şekilde hazırlanmış masayı gördüğümde; Masa bile bu kadar özenerek ve güzelce hazırlanmışsa yemek kim bilir nasıldır diye düşündüm. Tahminlerimin aksine Soomin iyi yemek yapıyor olmalıydı.
Yemeğin üzerinde bir şeyler yüzüyordu, bir havuç muydu o? Patatesler neredeyse tüm olarak atılmıştı, yutkundum ve zehirlenmemeyi diledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUST FANGIRL | Park Jimin
FanfictionHayatımın en kötü günlerini geçirirken sen beni iyileştirdin Park Jimin. Senin bundan haberin yoktu, beni tanımıyordun ama bilgisayar ekranından gördüğüm gülümsemen her şeyi unutmamı sağlıyordu, tüm kötü anılarımı... ~Az miktar da Vhope içerir~