Jimin'in Ağzından
Bir delilik yapmaya karar verdim. Belki siz "Delilik dediğin şey bu mu?" diyebilirsiniz ama benim için delilik çünkü bunu yapmaya iznim yok. Gece dışarı çıkmaktan bahsediyorum hem de kimsenin haberi olmadan. Benim gibi monoton ve sakin hayatı olan biri için bu oldukça heyecan verici.
♛♛♛
Yurttaki herkes derin bir uykuya daldıktan sonra yatağımdan kalkıp saçımı düzelttim, rastgele dolaptan bir pantolon ve tişört alıp üzerime geçirdim tabii ki maskemi takmayı unutmadım.
Kapıyı sessizce kapattığımdan emin olunca sokağa ilk adımımı attım. Derince havayı içime soludum.
"Ahh demek özgürlük böyle bir şey."
Son birkaç haftadır bunu yapmayı düşünüyorum, dışarı çıkmayı. Nasıl kimsenin haberi olmadan dışarı çıkacağımı düşünüp durdum ama bir şeyi hiç düşünmediğimi fark ettim, dışarı çıkınca ne yapacağımı. Evet planlarım yolunda gitti ve kimseye fark edilmeden dışarı çıktım peki şimdi ne yapacağım?
"Eee şimdi ne yapacağım? Gidebileceğim bir yer yok ki?"
Bir anda içimdeki heyecan ve sevinç sönüverdi belki de dışarı çıkmak o kadar da iyi bir fikir değildi.
Dar ve karanlık sokaklarda yürüdükten sonra Han nehrinin karşısında banklardan birine oturdum. Önümden geçen insanları izlemeye başladım. Renkli Seul akşamında insanlarda pek bir renkliydi, gülüşenler, şakalaşanlar, öpüşenler... Bir süre sonra insanları izlemeyi bıraktım ve boşluğa bakmaya başladım öylece anlamsızca bakıyordum, hiçbir şey düşünmeden. Birkaç dakika sonra kibar bir sesle irkildim.
"Yanınıza oturabilir miyim?
deyip eliyle bankı işaret etti, birkaç saniye ne dediğini algılamaya çalıştım bu ara da yüzüne anlamsızca baktığımı fark ettim neyse ki yüzümde maske vardı ve yüz ifadem belli olmazdı. Tatlı sesiyle tekrarladı:
"Beyefendi yanınıza oturabilir miyim? Her yer doluda, başka oturacak yer bulamadım."
Cümlesini bitirdikten sonra kafasını sağa yatırdı. Bu kız bana aegyo falan mı yapıyordu? Bu sefer çabuk algılamıştım söylediklerini hemen cevap verdim:
"Tabii ki oturabilirsiniz."
"Teşekkürler."
Gülümsedi ve yanıma oturdu. Zaten kahverengi saçları, büyük gözleri, tam da benim tarzım olan salaş kıyafetleriyle çok güzel görünen bu ismini bilmediğim kız gülümseyince dünyada en güzel varlığına dönüştü. Soğuktan kıpkırmızı olmuş burnu dikkatimi çekti ne kadar süredir dışarıda olduğunu merak ettim.
Oturduktan sonra cebinde telefonunu çıkardı. Hava karanlık olduğu için telefon ışığı anında parladı benimde gözüm ister istemez yanımdaki kızın telefonuna kaydı. Tamam belki biraz isteyerek de olabilir. Telefon şifresini girip ana ekran açıldığında şok oldum, bu bendim ! Evet ben, yanımdaki kızın duvar kağıdında benim resmim vardı. Bir anda beni tanıyabileceği düşüncesi aklıma hücum etti. Ben bunları düşünürken gözümü kızın telefonundan çekmeyi unuttum, hemde tamamen unuttum!
"Yakışıklı değil mi?"
"Hııh efendim?"
"Gözünüz telefonda kaldı da. Ekrandaki kişi Park Jimin."
"Ahh özür dilerim been yanlışıkla şey ııı ba-baktım."
kekeleyerek konuştum. Derince gülümsedi:
"Önemli değil, sizi utandırmak için söylemedim."
Bende ona gülümsedim, ağzımı görmemiş olsa da kısılan gözlerimden anladığını farz ediyorum.
"Ekrandaki kişi kim demiştiniz?"
Bunu söylememem gerekirdi değil mi? Benim amacım neydi? Neden önüme dönmüyorum da tanımadığım biriyle gece yarısı konuşuyorum? Cidden kafayı yemiş olmalıyım.
"Park Jimin tanıyor musunuz? BTS grubunda."
"ııı hayır tanımıyorum."
"Ahh beyefendi o kadar çok şey kaybediyorsunuz ki onları bir tanısanız, gerçekten muhteşemler! Hele ki Jimin o inanılmaz biri!"
O kadar hızlı ve heyecanlı konuştu ki nerdeyse kendi grubumun fanı olmaya ikna olacaktım.
"Özür dilerim, kendimi kaybettim onlardan bahsederken böyle oluyorum."
Yine o güzel gülümsemesini yaptı. Her geçen saniye daha da mı güzelleşiyor bu kız? Yoksa kalbimin bana oynadığı bir oyun mu? Birkaç saniye göz göze geldik, bunu yapmamalıydım biliyorum ama gözleri gözüme deydiğinde ona bakmaktan kendimi alamadım. Kızın bir anda gülümsemesi söndü, şu an bana garip bir şekilde bakıyordu, oturduğu yerden birkaç santim bana doğru yaklaştı. Kaşlarını çatıp bir şeyler hatırlamaya çalışırcasına gözlerimin içine doğru bakmaya başladı.
❍❍❍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUST FANGIRL | Park Jimin
FanfictionHayatımın en kötü günlerini geçirirken sen beni iyileştirdin Park Jimin. Senin bundan haberin yoktu, beni tanımıyordun ama bilgisayar ekranından gördüğüm gülümsemen her şeyi unutmamı sağlıyordu, tüm kötü anılarımı... ~Az miktar da Vhope içerir~