Minibüste 1 adam daha vardı. Eliyle ağzımı kapattı ve baammm , gözlerimi açtığımda değişik, depo gibi bir yerdeyim.
''Evet şimdi oturduğunuz yerden kalkın ve beni takip edin!''
Evet maskeli adamımız da konuştu, acaba bir gün daha ne kadar berbat olabilirdi ?...
''Lütfen yerinizden kalkıp beni takip edin! ''
İkinci uyarıdan sonra oturduğum yerden kalktım ve maskeliyi takip etmeye başladım. Çok karanlık bir koridordan geçiyorduk bir an kaçmayı düşünmedim değil ama sonra kapıya baktım ve oldukça kaslı ve bir o kadar da yakışıklı adamlar vardı. Doğal olarak kaçamayacağımı anladım ve bu fikri zihnimden sildim. En azından şimdilik ;)
O karanlık koridorda biraz daha yürüdükten sonra kırmızı bir kapıya geldik. Maskeli kapıyı tıklattı. İçeriden bir erkek sesi " gel! " deyince maskeli kapıyı açıp beni itti. İçerisi tamamen kırmızıydı. Duvarlar, kapı, cam penceresi ve çerçeveler bile...
Açık konuşmak gerekirse Grinin elli tonunda gibi hissediyordum. Umarım aynı şeyleri yaşamam... Ben derin düşüncelere dalmışken masanın başındaki fazlasıyla yakışıklı çocuğun elini masaya vurmasıyla irkildim.
"Öncelikle polise falan gitmek ya da polisi aramak falan yok! "
"Pardon ama ben neden buradayım ailem beni merak edecek, hatta etmişlerdir bile sizin bir aileniz olmayabilir ama benim var..."
Bu sözümle onu kızdırmıştım sanırım elini yumruk yapmış bana bakıyordu. Üstüme üstüme yürümeye başladığında iyice gerilmiştim. Sanki kaçabilecekmişim gibi elimi kapı koluna atacaktım ki bileğimi sıkıca kavrayıp "Üzgünüm ama hiçbir yere gitmiyorsun." dedi. Artık iyice kormaya başlamıştım. Beni demir bir sandalyeye oturtturdu ve ellerimi sandalyenin demirine kelepçeledi. Daha sonra çakısını çıkartıp yüzüme piç smile attı. İnanmıyorum beni kesmiyecekti umarım... Adam"Siz çıkın adamlara da söyleyin mekanı boşaltsınlar."dedikten sonra maskeli " Peki efendim " dedi.
Eveeet mükemmel, çoook güzel. Ne yapacaktım ben şimdi? Dayanamayıp sormaya karar verdim.
"Pardon ama ben neden burdayım? Dergime EN SEVDİĞİM RUJ ile siz mi bir şeyler yazdınız? Umarım aileme bir şey yapmazsınız? Ve buradan çıkabilme şansım yüzde kaç?
"Sözümün kesilmesinden zerre kadar hoşlanmam."
Dedikten sonra koluma çakısıyla bir çizik attı.
"Ahhh " sanırım baya bağırmıştım ama canım çok acıyordu.
"Daha fazla konuşmayacaksın umarım,daha kötü olmasını istemezsin..."
Canım hala çok acıdığı için hiçbir şey söyleyemiyordum.
"Konuşacak mısın?"
Hala cevap veremiyordum. Kolum kanıyordu.
"Bana cevap ver."dedi ve koluma bir çizik daha attı.
"Ahhh yeter artık." Artık canım acımıyor ağlıyordum. Çok sık ağlayan bir kız olmadığım için ağlayınca kendimi güçsüz hissetmiştim. Şu durumda öyleydim de . Kendimi toparlamaya çalıştım ve adamın özel bölgesine güzel bir tekme attım. Direk yere yığılmıştı. Daha sonra kelepçeleri açması için onu zorlamaya başladım sandalyeyle üstüne oturdum ve acıdan inlerken kelepçelerimi açtı. Hemen üstünden kalkıp oradan uzaklaştım. Ahahah ne sandın oğlum benim acı çekmeye göz yumacağımı mı tabi ki hayır... Ne kadar cadı olduğumu biliyorum ama bunu yapmak zorundaydım.
E ne de olsa Selda Sağlam'ın kızıyım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Korkusu
Mystery / ThrillerYa birileri sürekli senin karanlığın oluyorsa?...