Kasvetli bir sabaha uyandım bugün. Böyle günlerde iyi şeylerin olma ihtimali daha da düşüyordu benim için. Aşağıdan gelen seslerle yatağımdan kalktım ve odamdan çıkmadan kapıyı açarak Özgür'e bağırdım.
"Günaydın Özgür!"
Özgür ne alaka diyeceksiniz, hemen anlatayım.
Dün gece kapımı kırarcasına tıklattı. Kapıyı açtığımda eli, gözü morluklar içindeydi ve ağzı leş gibi kokuyordu. Tabi ki ona kırgın olmama rağmen onu oracıkta bırakmadım. Sonuçta her şeye rağmen kankalık gururum buna izin vermemeliydi. İçeri aldığım gibi yaralarına pansuman yaptım ve kahve içirdim. Elimden geleni yaptım ama bir türlü bu hale nasıl geldiğini söylemedi. Halbuki içkili olduğu için ağzından bir şeyler kaçırma olasılığı daha fazlaydı. Daha sonra ise yine hiçbirşey söylemeden koltuğa yayıldı ve oracıkta uyuya kaldı. Odamdan bir battaniye alıp üstüne örttüm ve odama girip derin düşüncelerle uykuya daldım. Bir ara aklıma Özgür 'ün telefonunu delice karıştırmak geldi ama daha sonra üşengeçliğin de etkisiyle vazgeçtim. Hem meraklı hem üşengeç...
Kapıyı tekrar kapattım ve duşa girdim. Çıktıktan sonra gardrobumdan haki rengi bir tişört ve siyah bir Pantalon çıkararak hızlıca giyindim. Saçlarımı da rastgele topuz yaptıktan sonra aşağı indim. Özgür mutfakta kahvaltı hazırlamaya çalışıyordu ve bu hali kıkırdamama neden olmuştu. Özgür ne var der gibi bana baktığında şansımı denemek için sordum.
"Dün gece ne oldu sana öyle?"
"Ne olmuş? Hatırlamıyorum."
Bunu söylerken gözlerini benden kaçırdığı için kolayca yalan söylediğini anladım ama üstelemedim. Bu olayı kendim araştıracaktım. Araştırma deyince aklıma bu gün akıl hastanesine gitmem gerektiği geldi. Kahvaltı yapmadan alel acele çıksam Özgür bir şey olduğundan şüphelenirdi ve gün boyu onunla uğraşmak zorunda kalırdım bu yüzden kahvaltıyı hazırlanması için Özgür'e yardım ettim. Kahvaltımızı yaptıktan sonra Özgür'e beraber okula gidebileceğimizi söyledim ama Özgür bunu reddetti. Çok ısrar etmedim çünkü açıkçası ben de zaten okula gitmeyecektim. Evden ilk Özgür çıktı ben de bi 5 dakika bekleyip çıktım. Umarım bir şeyler karıştırdığımı anlamaz ve beni takip etmeye çalışmaz diye de dua ediyordum bir yandan.
İnanılmaz ama akıl hastanesinin yerini kolayca bulmuştum navigasyona bile gerek kalmamıştı. İçeri girdiğimde ise ilk dikkatimi çeken şey buranın hala hasta kabul ediyor olması ve oldukça bakımlı göründüğü olmuştu. Ben etrafı incelerken yanıma hastanede görev yapan bir hemşire geldi ve "Benimle gelin lütfen."dedi. İlk başta bir duraksadım ama kadının bana dediğinden emin olduktan sonra kadını takip ettim. Beni karanlık bir koridora soktu ve oradan da 68 numaralı odaya. Ben bir açıklama beklerken kadın hiç bir şey söylemiyordu. Odanın kapısını açtığında karşımda küçük bir kız çocuğu oturuyordu. Hemşire beni içeri doğru itekleyince bir anlık tökezledim ama sonra kendimi toplayıp küçük kızın yanına gittim. Hemşire arkamdan kapıyı kapatınca iyice gerilmeye başladığımı hissettim ve kızdan bir adım uzaklaştım. Küçük kız her hareketimi dikkatlice izliyor ve benim daha çok gerilmeme neden oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Korkusu
Mystery / ThrillerYa birileri sürekli senin karanlığın oluyorsa?...