Bölüm 13 ✷

12.2K 998 63
                                    

Duyduğum cümleyle yerimden fırladım. Khairos çoktan odadan çıkmıştı. Başıma sarılı kumaştan kurtulup sabah giymek için bıraktığım gri elbiseyi içliğimin üzerinden geçirdim hızla. Göz ucuyla Leitha'nın da giyindiğini görünce ona döndüm. "Gidelim." dedim başımla kapıyı işaret ederek. Masum yüzü korkuyla gerilmişti. Gözleri, endişelerini haykırıyordu usulca. Hafifçe kolunu sıktım güven vermek istercesine. Onun yanında fazla soğukkanlı kalıyordum, belki de öyle olmam gerektiği içindi. "Acele edersek hiçbir şey olmaz." dedim kendinden emin çıkan sözlerimle. Khairos'a güveniyordum, bununda üstesinden gelecekti. Kendi endişelerimi bu duygunun ardına itmiştim. Şimdi sadece güçlü olmak ve Leitha'nın da öyle olması için uğraşmalıydım.

Titrekçe başıyla onayladı ve derin bir nefes aldı. Ardından kapıya doğru yönlendirdi adımlarını. Evin arka tarafına çıkan pencereye geldiğimizde camı itip dışarıya baktım. Khairos ve Jaison atlarıyla hemen evin önündeydiler. Kasabanın uzak kesimlerinde olan bir eve sahiptik ve biraz ötede, birkaç evden sonra orman başlıyordu. 

Bize doğru yaklaştı Khairos. Pencereye çıkmasına yardım ettiğim Leitha, Khairos'a tutunarak indi. Evin tek katlı olmasının getirdiği avantajla kolay olmuştu dışarı çıkmak. Peşinden atlamadan hemen önce geriye döndüğümde çaprazımda kalan pencereden Mary'nin evi girdi görüş alanıma.  Prensin askerleri kapısına dayanmış, zorla içeriye giriyorlardı. Aşağı indiğimde duvarın ardına sığınarak bakmaktan alıkoyamadım kendimi. Askerlerden birinin Mary'i yere ittiğini görmüştüm. Ardından Ewald'ı sorgulamaya başlamışlardı. Dişlerimi sıkarak geri çekildim.

Aynı yere bakan Khairos'un da durumu farklı değildi. Hatta bütün bunlara kendisinin sebep olduğunu düşünüyor gibiydi, bu da onu daha da kötü hissettiriyordu. "Dikkat çekmeden çıkamayız." dedi sesini sadece bizim duyabileceğimiz bir tonda tutarak. Jaison'a döndü. "Siz ormana doğru yola çıkın. Bende tam tersi yönde dikkatlerini üzerime çekeceğim. Size sonra katılırım." İlk cümlesinde haklı olsa da amacının askerleri kasaba halkından uzaklaştırmak olduğunu biliyordum.

"Aradıkları sensin, asıl gitmesi gereken biz değiliz." dedi Jaison.

"İşte bu yüzden ben ortaya çıkacağım. Bu tarafta sekiz kişi sayabildim." Başıyla çevredeki evleri göstermişti. "Kasabanın içine ve yakın çevredeki kasabalara adamları bölmek zorunda kalmış olmalılar. Alt etmesi kolay olur." Konuşurken etraftaki seslere kulak kesilmişti. Sıranın bizim eve gelmesi an meselesi, diye geçirdim içimden.

"O halde hepimiz kalalım ve sizi bekleyelim." dedim Khairos'un tek başına olmasındansa Jaison'la olmasının daha iyi olacağını düşünerek.

İtiraz etmeye yeltendiğinde evin kapısına vurulmaya başlanmıştı. Askerlerin ahşabı döven sert yumruklarının sesi bulunduğumuz yere kadar net bir şekilde geliyordu. Zamanımız kalmamıştı. Khairos hızla bana döndü. "Atları al ve Leitha'yla buradan uzaklaş." Kız kardeşine baktım. Tek başıma olsaydım tereddüt etmez, onların yanında kalırdım ama onu tehlikeye atamazdım. Fazla masumdu, şiddete tanık olmayı bile hak etmeyecek kadar...

Başımla onayladım ve ayak direyen Leitha'yla üç attan baştakine yöneldik. Binmesine yardım edeceğim sırada bulunduğumuz yere yaklaşan ayak sesleri duyuldu. Khairos duvarın bir köşesinin ardına, Jaison da diğerinin arkasına geçmiş, kılıçlarıyla gelen askerleri bekliyorlardı. Zamanımızın tamamen tükendiğini anlayan kalbim göğüs kafesimi şiddetle döverken etrafı taradım. Bulunduğumuz yerdeki ahırın önünde olan saman destelerini görmemle Leitha'yı oraya çektim ve çöktüğünde yere yayılan lacivert eteğini ona doğru toparladım. Onu en içe, görünmesi imkansız olan tarafa itmiştim, böylelikle olan biteni izleyemeyecekti bile.

ElisyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin