24 bölüm-Gitme

206 10 11
                                    


"Gitme"

Ne garip bu dünya.. Ne garip insanlar.. Ne garip kaderimiz.. Dakikalar önce gülerken şimdi ağlıyoruz. Dakikalar önce umutsuzken şimdi umutluyuz. Dakikalar önce sıradan bir gün yaşarken, şimdi değişe biliyor her şey. Ve en önemlisi dakikalar önce yaşarken, şimdi ölüyoruz bazen.

Geçmişin ağır yükü omuzlarına çökmüş, yaşadıklarının ağırlıkları yüzündeki kırışıklarda saklanmıştı. Her şey açığa çıktığında olacakları düşündükçe gözleri daha da doluyor ve taşıyamadığı anda bir damla yaşı serbest bırakıyordu. Karanlık odanın sonunda, pencerenin kenarında oturmuş dışarıyı izliyordu Necip. Ne kadar zamandır buradaydı bilmiyordu. Bir kaç dakika mı, yoksa bir kaç saat mi? Hiç bir fikri yoktu..

Yorgun gözlerini duvardaki saate kaydırdı.
04:55

Neredeyse sabah oluyordu. Ne zaman durduğunu farketmediği yağmur yeniden yağmaya başlamıştı. Terlemiş pencereden aşağıya yağmur damlaları süzülüyor, çatıya değen damlalar tıkırtılarla rahatlatıcı bir melodi oluşturuyordu. Yorgunluğundan dolayı hantallaşmış göz kapakları ağır-ağır kapandı ve yaşlı adam uykunun huzurlu kollarına teslim oldu.

---

Elini kaldırıp İncinin yatağın kenarına yakın olan elini tuttu Murat. Teni kızın soğuk teniyle temas edince gözlerini kapatıp açtı. Elini bir ömür bırakmamaya razıydı.. Ne ara bu kadar tutulmıştu bu kıza anlamıyordu ama ne ara olmuşduysa isabet olmuştu. Elini yavaşca hareket ettirerek kızın elini okşadı ve çaresiz sesiyle mırıldandı.

"Gitme.. Varlığına ihtiyacım var. Gitme.."

Elini yavaşca adamın eli arasından çekti ve kendini kaptırmamak için bakışlarını başka yöne çevirdi İnci.

"Gitmem gerek"

Kaşlarını çatarak kıza baktı adam. Anlamıyordu! Bu halde hastaneye gelmiş ve her kes gitmesine rağmen burda kendisini beklemişti. Neredeyse sabah olmuştu ve o kendisini görmeden, iyi olduğundan emin olmadan gitmemişti! Dahası gözlerine nasıl baktığını farketmişti! İnci kendisini seviyordu! Peki neden gitmek istiyordu? Hala güven sorunu mu vardı, yoksa her şeyi yanlış mı anlamıştı?

İnci Murata baktı ve gitmemesi için ısrar etmesini bekledi. Ama ne var ki adamdan hiç bir tepki gelmediğinde kız hayal kırıklığına uğradı. Kal dese kalamayacağını biliyordu ama yine de kalması için ısrar etmesini istiyordu.

Kırgın gözleri yatağın başucundaki seruma kaydı; bitmek üzereydi. Sesinin çatallaşmasını engelemek için hafifce boğazını temizledi ve duygusuz bir sesle mırıldandı.

"Serumun bitmek üzere, hemşireyi çağırayım"

Odadan çıkdıktan az sonra bir hemşireyle geri dönen kıza şaşkınca baktı adam. Ne yani, gitmemiş miydi?
Evet gitmemişti. Elini yatağın baş ucuna dayamış capcanlı duruyordu karşısında. Hemşire serumu değiştirirken aptal bir gülümseme yayıldı yüzüne. Artık emindi. İnci onu önemsiyordu. Onun için endişeleniyordu. Belki de seviyordu.. kim bilir...

"Birazdan tekrar kontrol edeceğim, bir isteğiniz olursa seslene bilirsiniz"

Hemşire elindeki dosyaya bir şeyler karalayıp odayı terketti. İnci bacağını yatağın kenarına dayayıp düşüncelere dalmış, Muratsa dalgın bakışlarla onu izliyordu. Her ikisi de düşüncelerle boğuşurken yoğun bir sessizlik hakimdi içerde. Öyle bir sessizlik ki duyulan ses yalnızca henüz dinmeyen yağmurun çıtırtıları ve ikilinin nefes alış verişleriydi.

"Gitmeyi mi beceremiyorsun, yoksa kalmak mı istiyorsun?"

Muratın tok sesi kızın aklındaki düşünce buludunu dağıtmakla kalmayıp afallamasına sebep oldu. Puslu mavilikleri bir an adamın gözleriyle kesişti. Sonra yere indirdi bakışlarını. Bu soruya ne cevap vereceğini bilmiyordu çünkü her iki cevapta doğruydu. Hem kalmak istiyordu, hem gitmeyi beceremiyordu.. 

BENİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin