17 Bölüm-Seni Seviyorum

655 28 4
                                    


"Seni seviyorum"

Genç kadının tiz çığlıyla kendine gelip gözlerini yola çevirerek frene bastı adam. Asfaltı cıyaklatırcasına bir ses geldikten sonra araba durdu ve adam daha ne olduğunu anlayamadan Toprak kapıyı açtı ve arabadan indi.

Ürkek bakışlarla kendisine bakan minik kediye yaklaşıp dikkatlice kucağına aldı.Minicikti.. Elleri arasından kayıyor gibiydi. Şevkatle başını okşarken korkan yavruyu sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Korkun mu sen bakiyim hı? Korkma canım geçti..."

Gülümseyerek karısına yaklaştı adam. Toprak öyle bağırınca çok korkmuştu. Araba falan çıktı sanmıştı karşılarına. Ama şu an sebebini öğrenmişti. Onun iyilik meleği karısı küçük kedi ezilmesin diye telaşlanmıştı ve şu an onu sakinleştiriyordu.

"Bir şey yokmuş bak, artık bırakta gidelim canım"

"Olmaz ki Çınar.. Biz ezmedik ama ya başka arabanın altında kalırsa? Eve götürelim onu.."

"Onun yeri burası.. Eve götürüp özgürlüğünden alıkoyamayız ki onu."

Bir süre kucağındaki kediye baktı ve sonra yavaşca yere bırakıp ayaklandı genç kadın.

"Sanırım haklısın"

Elini karısının omuzuna atıp onu kendine çekti ve munzur bir ifadeyle mırıldandı adam.
"Kediyi sakinleştirdin ama beni unuttun karıcığım. Sen bağırınca ben de en az onun kadar korktum çünkü."

Kıkırdayarak kocasının kollarından ayrıldı kadın.
"Çınar yolun ortasında kaldık böyle. Sırası mı şimdi?"

Karısına bir az daha yaklaşarak munzurca göz kırptı adam.
"Neyin sırası mı aşkım?"

Afalladı Toprak. 'Sırası mı şimdi' mi demişti.. Ah o da nerden çıkmıştı?

"Neyin olacak canım, sakinleştirmenin" dedi tatlı bir ifadeyle.

Güldü adam.Karısının bu tatlı, mahçup, utangaç hallerini çok seviyordu.Her halini seviyordu da bu hali bir başkaydı.

"Evde sakinleştiririm diyorsun yani, öyle olsun karıcığım. Haklısın zaten sırası değil şimdi"

Karısının kızarmış yüzüne bakıp içten içten gülerken tutamadı kendini ve kahkahayı patlattı.

"Çınar yaa ne fenasın" diyerek kocasının omuzuna vurdu genç kadın.Anlamıştı onunla alay ettiğini.

Karısının elini kavrayarak hızla kendine çekti onu adam.Boş bulunduğu için kendini tutamadı ve burun buruna geldiler Çınarla.

Burnunu karısının burnuna sürttü ve munzurca mırıldandı genç adam.

"Çok mu fenayım?"

Kıkırdadı Toprak. Bu adam bunu nasıl başarıyordu, bütün dengelerini nasıl değiştiriyordu anlayamadı. Önce utandırıyor, sonra güldürüyor, sonra da kasıp kavuruyordu ateşiyle.

Gözlerini adamın koyu yeşilliklerine dikti ve "Çok fenasın" dedi büyülenmiş şekilde.

Arkadan korna sesi gelmese oracıkta öpe bilirdi Çınarı. Arabanın farlarının üzerlerine düşmesiyle utanarak Çınardan ayrıldı ve arabaya koştu Toprak. Çınar da gülümseyerek utangaç karısının peşinden arabaya bindi ve yola koyuldular.

---

Güzel bir mantı yedikten sonra eve dönmüşdüler. Çınar kapıyı açtı ve içeri geçtiler. Salona geçip oturdular. Saate baktı Çınar.
11i on geçiyordu.

BENİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin