No One In The World Could Stop Me From Not Moving On

3.2K 155 47
                                    

Ertesi sabah uyanır uyanmaz duş alıp giyindim ve doğruca işe gittim. Bugün bana daha büyük bir oda vermişlerdi. Bütün gün boyunca, birkaç kişinin de yardımıyla, kıyafetleri daha geniş olan odaya taşıdım. Oda beş bölmeden oluşuyordu ve bölmelerin ayrıldığı duvarlarda isimler yazıyordu. Burada kıyafetlerinin bir kısmı bulunuyordu, bugünse iki katı kadar daha gelmişti. Onları düzenlemek bütün gücümü benden almıştı. Dün alışverişte aldığım kıyafetleri de yerleştirmiştim.

Sonunda işim bittiğinde ölüyordum. Gerçekten, öylesine yorulmuştum ki. Evden çıkmadan önce dün aldığım kıyafetlerin arasından çocuklara giymeleri için takım elbiseler ayarladım. Yarın cumartesiydi ve giyeceklerini hazırlamam gerektiğini düşünmüştüm. Sonuçta davette paparazzi de olacaktı.

Çantamı alıp aşağı indiğimde evden çıkmadan salona girdim.

“Yarın akşam giyeceğiniz kıyafetleri hazırladım, beyler.”

“Teşekkür ederiz. Yarın sen de geliyorsun, değil mi?”

“Emin değilim, Zayn. Henüz… konuşmadık.”

“Gelmelisin bence. Meda seni çoktan ikna etmiştir diye düşünüyordum aslında.”

“Belki gelirim.” Omuz silkip gülümsedim. “Gelecek olursam da elbise almam gerekecek.” Güldüm hafifçe. “Her neyse, çocuklar. Ben çıkıyorum, bugün çok yoruldum. Bir an önce evime gidip uyumak istiyorum.” Onlar ayaklanınca elimi kaldırdım. “Lütfen çocuklar, kalkmanıza gerek yok.”

“Yarın gelmene gerek yok, Chloe. Alışveriş için bol bol vaktin olsun.”

Zayn’e bakıp kocaman gülümsedim. “Çok teşekkür ederim.” Yanlarına gidip hepsini ben öptüm. Harry’nin yanına geldiğimde ayağa kalktı. “Ben seni uğurlayacağım.”

Ona itiraz etmek yerine başımı salladım. Dün geceki olay aklıma geldikçe utanıyordum. Acaba gerçekten oturup beni surat ifademi konuşmuşlar mıydı? Ya Harry bununla dalga geçmişse? Aman Tanrım, öldürün beni.

Kapıya geldiğimizde ona döndüm. “Teşekkür ederim uğurlamaya geldiğin için.”

Harry bana gülümseyince gamzelerine takıldı gözlerim. Onun beni öpmesini beklemeden uzanıp tam gamzesine dudaklarımı bastırdım. Şaşırmıştı ama benim dudaklarım hala yanağında dururken elini belime koymuştu. Bu duyguya alışmaya başlıyordum galiba. Ondan uzaklaşırken kızardığımı hissedebiliyordum. Hangi cesaretle onu öpebilmiştim, bilmiyorum ama bundan gerçekten çok hoşlanmıştım.

“Chloe, keşke…”

Devamını getirmedi. Ne söyleyeceğini, aklından şu an neler geçtiğini çok merak ediyordum ama soramadım. Onu öptükten sonra bir de bunu sormaya cesaretim yoktu.

“İyi geceler,” dedim, eğer cümlesine devam etmezse artık gideceğimi belli ederek.

“İyi geceler,” diye karşılık verdi. Bana belli belirsiz gülümsedi. Dudakları zar zor kıvrılıyordu, gözlerindeki ifade fazla buruktu. Derin bir nefes aldım. Onu böyle görmek beni çok üzmüştü. Ama bir şey yapamadım. Elimden bir şey gelmezdi. Bu yüzden dışarı çıkıp arabayı doğruca evime sürdüm.

Eve gider gitmez kendimi yatağa attım. Soyunup iç çamaşırlarımla yatağa girmiştim ama hem üşüdüm hem de pijamayı üzerime geçirmeye dair inanılmaz bir istek duymuştum. Bu yüzden pijamayı giydim ve o an muhtaç olduğum azıcık huzura kavuşup kendimi uykuya bıraktım.

-

Ertesi sabah alarmla uyandım. İşe gitmeyecektim ama dün gece yatmadan önce alarmı kapatmayı unutmuşum. Telefonumu susturup başımı tekrar yastığa gömdüm ama tekrar uykuya dalamayınca yataktan kalkıp banyoya gittim. Zaten dün akşam gelir gelmez uyumuştum ki bu da yaklaşık 11 saat yapıyordu. Ilık suyla duş alıp banyodan çıktım ve şort ve tişört giydim.

ChloeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin