“Biz evleniyoruz!”
Kalabalığa geri döndüğümüzde Dylan, iyi olduğumu ve ona ‘evet’ dediğimi bu şekilde ilan etti. Birçok kişiden aynı anda alkış ve ıslık sesleri yükseliyordu. Bu kutlamaya dahil olamadığımdan pek de hoş karşılayamıyordum. Herkes bizi kutlamak için yanımıza yaklaşırken ilk fırsatta aralarından sıvıştım ve Dylan’ı onlarla yalnız bıraktım.
Bara doğru yürümeye başlamıştım ki yarı yolda Meda önümde durdu. İç çektim. O ağzını açtığı anda gözlerimi devirmiştim. Elimi kaldırıp daha başlamayan konuşmasını bitirdim.
“Gerçekten, bu konuşmayı şimdi yapmayalım.”
“Senin sorunun ne, Chloe? Her derdini sonraya erteleyemezsin. Hayat böyle yaşanmaz.”
“O zaman şöyle diyeyim: Bu konuşmayı hiçbir zaman yapmayalım. Gerek yok.”
“Ondan ayrılman gerekiyordu.”
Belli ki son sözümü ciddiye almamıştı. Barmenden tekila istedikten sonra ona döndüm.
“Ayrılmadım işte.”
“Beni ciddiye al, Chloe. Bu konuşmayı ciddiye almak zorundasın.”
“Hayır, değilim. Ben evleniyorum, Meda ve şimdi izin verirsen kutlamak için birkaç shot atacağım.”
“Shotları gerçekten bu durumu kutlamak için atacağına inandığımı mı sanıyorsun?”
Bir kez daha ona gözlerimi devirdim ve bu imalı sorusuna cevap vermedim. Birinci shotımın hemen üzerine ikincisini atmıştım ve işte, başım dönüyordu. Alkol beni gerçekten çabuk çarpıyordu.
“Tebrikler, Chloe.” Zayn’in sesini duyunca ona döndüm. Aslında yanında diğer grup üyelerinin de olmasını bekliyordum ama yalnızdı. Oturuşumu dikleştirip Zayn’in omzunun üzerinden oturdukları masaya baktım. Başkaları vardı, gitmişlerdi.
Zayn, Meda’ya döndü. “Yarın stüdyoda olacağız.” Gözleri benim ve Meda’nın arasında mekik dokuyordu. “Şimdi çıkmak zorunda olduğumuz için üzgünüm. Tekrar tebrik ederim, Chloe. Umarım mutlu olursunuz.” Bana gülümsedi ama nedense bunun içten geldiğini hissedememiştim. Ah, ne saçmalıyordum? Alt tarafı bir gülücüktü. Bir psişik olmadığıma göre insanların düşüncelerini bilemezdim, değil mi? Evet, saçmalıyordum cidden.
Zayn, Meda’ya eğilmiş bir halde kulağına bir şeyler fısıldıyordu. Zayn bir elini onun beline koymuştu. Ardından gülümseyerek biraz uzaklaştı ve yüzleri karşılıklı durunca eğilip onu dudaklarından öptü. İçim ezildi sanki. Daha önce onlara hiç bu kadar imrenmemiştim.
İmrendim çünkü ben daha önce hiç böyle öpülmemiştim.
Dylan beni seviyordu, aşkla öpüyordu ama bu…
Saçmalamaya devam ediyordum. Alkol yüzünden olmalı. Şimdi düşüncelerimin sesini keseceğim ve eğlenmeme bakacağım. Sonuçta ben üç yıldır birlikte olduğum şu yakışıklı adamla evleniyordum ve mutlu olmalıydım. Gerçekten çok mutlu olmalıydım.
Mutlu olma işini biraz abartmış olmalıyım ki Zayn benimle vedalaşmak için beni yanaklarımdan öpüp geri çekildiğinde ona abartılı bir gülücük gönderdim. Böyle baya abartılı, 32 diş gösterilerek yapılanlardan hani. Zayn önce kaşlarını havaya kaldırıp Meda’ya baktı ama arkamdaki boş shot bardaklarını görmüş olacak ki son bir kez gülümsedikten sonra bir şey sormadan gitti.
Gittiler. Harry de gitti. Üstelik yanıma gelmeden. Sahi, niye gelsin ki yanıma? Ona bu yüzden kızma hakkım olduğunu hiç sanmıyordum.
Neyse, daha önce de dedim ya, eğlenmeme bakacağım bu gece. Ve hayatımın geri kalanı boyunca Dylan’la mutlu olacağım. Bu yüzden nişanlım yanıma gelip beni dansa kaldırmak istediğini söylediğinde onu ikiletmedim ve gece boyunca da yanından ayrılmadım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chloe
Fiksi PenggemarHer şeyin yolunda gittiği bir hayatım var. Üniversitenin son yılındayım ve mezun olduğumda kendi paramı kazanmaya başlayacağım. Daha şimdiden kendime ait evim ve arabam var, ailem sağ olsun. Harika bir arkadaşa sahibim. Bir de beni her zaman anlaya...