TESADÜFLER

20 4 0
                                    

>Biliyor musun hayat , işin gücün tesadüfler , birilerini hayatımıza sokmak birilerini çıkarmak , başka yaptığın ne var ki .. <

Okulun ikinci haftasındayız ,
Ve kaan okula gelmiyor ,
Bugün tam iki hafta olacak ,
hiç bir şey öğrenemiyorum , kafayı yiyeceğim , yemin ederim kafayı yiyeceğim , isyan etmek istemiyorum fakat , çok zor, gerçekten çok zor , günlerce kaan için dua ettim onun canı yanmasın o üzülmesin diye ,neden o kadar insan varken kaan nın babası öldü ? ya da neden kötü şeyler sürekli benim değer verdiğim kişilerin başına geliyor ?, gerçekten hem bıktım hem de yoruldum ..

'' haftaya defterlerinizi getirin örnek çözmeye başlayalım arkadaşlar ''
Teneffüs zilinin çalmasıyla ,sıranın üzerindeki matematik kitabını ve kalemliğimi çantama koyup neşeye sesleniyorum.
'' ben aşağıya iniyorum ''
'' ne yapacaksın aşağıda''
'' biraz dışarıda oturacağım ''
Olumlu anlamda kafasını sallayınca, sınıftan çıkıp 3 kat merdiven iniyorum
Okulun bahçesine çıkınca güneş ışığı gözlerimi rahatsız ediyor , ellerimle güneş ışığını kapatmaya çalışarak en köşedeki tekli banka geçip tam orta kısmına oturuyorum,
bu oturuş ''burası benim ve ben yalnız kalmak istiyorum '' demek oluyor ..
Oturduktan sonra okulun yan tarafındaki koca çınar ağacına bakıyorum , kuşlar var .
Biraz kuşları izledikten sonra çınar ağacının arka tarafına, daha doğrusu okulun arka tarafında kalan çeşmeyi görüyorum , bir bakıma her şey orada başlamıştı aslında ,
Geçen senenin başında koridorda karşılaştığım siyah kaşesiyle beyaz teniyle sarıdan kahverengiye dönük saçlarıyla okulun cıkısss çocuğu dediğim kaan çağdaşla o çeşmede karşılaşınca bir şeyler hissetmeye başlamıştım.
Sonra aklıma rüzgar geliyor , hep aklımın bir ücra köşesinde zaten ..
Ne saçma bir bilinç altım var benim ya , tam artık unuttum diye düşünürken en olmadık zamanda al sana der gibi tak diye çıkartıp aklıma getiriyor onu .
İnciyle ayrıldılar , anlamıyorum ya hep birileri üzülüyor , her seferinde birilerinin canı yanıyor ,
'' hey !!!sana diyorum ''
'' aa dalmışım fark etmedim ne oldu? ''
'' onu fark ettim zaten baya bir dalmışsın çıkamadın bir türlü ''
'' defne söylesene ne oldu ''
'' asıl sen söyle ,sana ne oldu böyle ''
'' ne olmuş bana ''
'' canın sıkkın ''
Orada olduğunu konuşmaya başlayınca fark ettiğim selin giriyor araya
'' ve de son günlerde çok keyifsizsin ''
Tam cevap verecekken , defne devam ediyor
''hiçbir şey yok demi gerçi gülümseyip saklamaya çalışıyorsun ama gözlerin kıpkırmızı hala ''
Suçluymuşum gibi ellerimle gözlerimi kapatmaya çalışıyorum ..
'' yanımızda da durmuyorsun anlatmıyorsunda , üzerine gitmek istemiyorum , görmezden geliyorum ama ağlarken görünce seni , dayanamıyorum ''
'' defne harbiden bir şey yok , canım sıkkın moralim bozuk ağlama da istemsiz oluyor işte

Neşenin bana seslenmesiyle , kızların arasından sıyrılıp ona bakıyorum .
Uzaktan üstünü başını gösteriyor , anladığım üzere nasılım güzel miyim diye soruyor ..
Şöyle bir bakıyorum , siyah dar paça pantolon ve okulun lakosu var üzerinde gayet düzgün duruyor , sarı saçları fönlü bir şekilde serbest bırakılmış , her şey tamam .
Kafamı olumlu anlamda sallayıp , gülümsüyorum ve tekrar yerime geçip oturuyorum (selin le defne de gittiklerine göre pes etmişler demek ki )
Oda gülümseyip kantinin kapısının oraya doğru yürüyor , ben ne yaptığına anlam vermeye çalışırken , kantinin kapısından baran nın çıktığını görünce , kafam iyice bulaşık teline dönüyor . bir anda ayağa kalkıp '' hop hop ne oluyor abisi '' diye bağırmak istiyorum ama ses tellerime engel olup , aksiyon filminin en şiddetli anını seyreder gibi tırnaklarımı kemirerek neler olabileceğine dair tahmin yürütüp bir baran a bir neşeye bakıyorum.
Baran neşeye doğru yürüyüp , yanına geliyor bir şeyler anlatmaya başlıyor , neşe de bir yandan baran nı dinlerken bir yandan da kendi ellerini abuk subuk şekillere sokup , ellerini izliyor , neşe kafasını kaldırıp baran a bakıyor , baran neşenin kulağına eğilip bir şeyler diyor. Neşe de kafasını sallıyor . bense onlara bakıyorum ama bir bok anlamıyorum .

o sırada bana doğru bir gölgenin geldiğini fark edince , önüme dönüp gölgenin kim olduğuna bakıyorum. Uzun boylu , kahverengi saçlı , yeşil gözlü bir erkek , baya bir dikkatli bakıyorum, sima tanıdık , ama çıkartamıyorum bir türlü , sanırım 11 . sınıf olmalı çünkü ben onuncu sınıflar arasında böyle biri görmedim hiç .
bana doğru gelmediğine kendimi inandırmaya çalışırken inadıma yapıyormuş gibi bana bakarak yanıma geliyordu , şahsiyet bana doğru yaklaştıkça bendeki tedirginlik duygusu kat kat artmaya başlıyor .
yine pelin nin kankilerinden biri olmasın bu yaa ..

çocuk aramızda tam 10 adım mesafe varken, önümde durdu
'' oturabilir miyim? '' dedi
Ama öyle bir soruyor ki hayır desem 'hayırlısı be gülüm 'deyip gidecek gibi .. çocuğu yakından tanımıyorum , siması tanıdık sadece , ismini bile bilmiyorum ama sorun şu ki içimdeki iyimser nil ''otursun ya ne olacak' diyor , sanki onunla konuşunca rahatlayacakmışım gibi , ilk önce çocuğun yüzüne ciddi misin der gibi bakıyorum. O da boş boş bakıyor ,
Hayır yani gerçekten ciddi ciddi soruyor . ben yüzüne bakmaya devam ederken
'' o kadar mı zor cevap vermek .. yalnız ben , evlenelim mi demedim altı üstü şuraya oturabilir miyim dedim ''
Bankın ucuna geçip yer açıyorum , laf yetiştirecek bile gücüm yok , oturunca susacaksa eğer, buyursun otursun . Boş bıraktığım yere oturuyor
'' bu arada ben tuna '' ha evet bir de oturunca da susmuyorsun ..
Duyuyorum ama duymamış gibi etraftaki banklarda oturan öğrencilere bakıyorum.
'' hşştt sana diyorum tuna ben ''
'' memnun oldum ''
'' senin ismin neydi '' diyor durup yüzüme bakıyor ensesini kaşıyıp kendisi cevap veriyor '' uğmmm , ah evet nil di değil mi?''
Yok artık , ismimi de biliyor
'' sen benim ismimi nereden biliyorsun ''
'' ben bilirim ''
Yine cevap vermiyordum
'' nil ,ben kaan nın arkadaşıyım ''
Dinlemeyip
'' tabi tabi ben de kaan tangözenin kaybolan kızıyım zaten ''
'' nil kaan gitti biliyorsun demi ''

'' hmm ''
'' yankı gönderdi beni , bi bok varmış gibi , her neyse dinlemiyorsun beni , boşver gitsin '' deyip ayağa kalkmıştı
(kaan ve saz arkadaşları ) = yüzü tanıdık gelen şahsiyet Tuna+( kaan + yankı ) = nil Türker ( yani bendeniz ) su katılmamış % 100 doğal bir salak .
O anda jeton yeni düşmüştü
'' sen kaan nın saz arkadaşlarındansın '' kafama vurup '' tabi ya ben de yüzü tanıdık geliyor diyorum ''
İlk başta kesin deli bu der gibi bakmıştı , sonradan '' hele şükür ya ''deyip tekrar kalktığı yere oturmuştu
bense yönümü tunaya dönüp , sınıftaki en çalışkan öğrenci misali çiçek olmuş şekilde tuna yı dinliyordum
'' nil , ben seni tanımıyorum, tanımadığın biriyle konuşmanın can sıkıntısıyla burada bulunmaktayım, sadece ismini biliyorum o kadar onu da yankı söyledi , seni şuana kadar sadece dört defa gördüm , kaan dan hoşlandığını da biliyordum zaten . ''
'' onu nerden biliyorsun ''
'' sen kaan a nasıl bakıyorsun,dışarıdan bi görsen ''
'' o derece yani ''
Utanarak kafasını evet anlamında sallayınca
'' peki kaan? '' demiştim
'' kaan bilmiyor
yemin ederim bunları duymak istemediğini adım gibi biliyorum , hatta benden bunun için nefret bile edebilirsin fakat söylemem gerek , kaan bir daha bu okula gelmeyecek .Kaydı bu okuldan alındı.''
'' hiç mi? ''
'' ya bir sözümü kesmesen , kaan bugün biraz önce beni aradı son kez okuldakilerle vedalaşmak için gelecek miş . işte yankı da bugün okula gelmedi kaan onu da aramış vedalaşmak için, okula uğrayacağını da söylemiş , yankı seni aramış ulaşamamış ,beni aradı , sabahtan beri beni ,senle konuşmak için ikna etmeye çalıştı ve işte buradayım ''

'' ne zaman gelecek ''
'' bilmiyorum ki ,öğlen arasında gelir herhalde
Neyse ben gideyim '' ayağa kalkıp yürümeye başlayacakken
'' tuna !!''
Durup bana dönmüştü '' efendim ''
'' sağol ''
'' sorun yok ''
Arkasını dönüp tekrar yürümeye başlamıştı ve yine tekrardan durup arkasını dönüp
'' dert etme güzel kızsın , başka kaan mı yok sana ''
'' sağol ya , çok rahatladım gerçekten ''

ORTAYA KARIŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin