26. { Asena }

6.9K 467 22
                                    

Bu bölümü biraz zor yazdığımı itiraf edebilirim umarım beğenirsiniz keyifli okumalar :)

Genç kadın huzurlu bir uykuya dalmak isterken huzursuzdu gözleri ışığa odaklanmıştı güneş o kadar parlaktı ki göz kamaştırıyordu. İki küçük kız çocuğunun cıvıltısı tüm bahçeyi kaplıyordu.

İkisinin de birbirinden güzel kızıl saçları benlerine kadar uzanıyordu küçük olan kızın saçları iki taraftan örülmüş çok tatlı bir görüntüye bürünmüştü. Elinde ki bez bebekle konuşuyor; bilge bir tavırla yazın güzelliğinden bahsediyordu.

Yemyeşil gözlere sahip olan kız ise küçük kıza şefkatle bakıyor; arka arkasına sorduğu sorulara ise cevap vermeye çalışıyordu. Saçları ve küçük kızın tombul yanaklarına sevgi dolu öpücükler bırakıyordu.

Bahçenin içinde bulunan üç katlı büyük binanın içinde çıkan pembe kıyafetli şirin geç bayan küçük kıza top uzatıyor ve en eğlenceli hazine sunulmuş gibi sımsıkı tutarak kendisini bekleyen yeşil gözlü kıza doğru koşuyordu örgüleri koştukça havalanıyor sonra tekrardan sırtına düşüyordu . Saf ve çocuk masumluğuyla...

Küçük bir topun peşinden koşarken bahçe kapısından kaçan topun peşinden ilerleyen küçük kız bebeğinden sonra ikinci eğlencesi olan küçük topunu kaybetmek istemiyordu.

Yeşil gözlü ablasının "Koşma!" diyen ikazı sert bir şekilde büyük bir arabanın kendisine vurmasıyla son bulmuştu. Oysa güzel bir gündü...

****

Açelya sıçrayarak uyandığı rüyasında terden saçları yanaklarına yapışmıştı. Göğsü aldığı şiddetli nefeslerle inip kalkıyordu. Pijaması tenine yapışmış terden sırılsıklam bir hal almıştı.

Uykularında sık sık gördüğü farklı görüntüler beynini patlatacak noktaya getiriyordu. Kafasının içinde birleştiremediği bir puzzle; büyüyüp küçülerek yer değiştiriyordu.

Küçüklüğünün kaybolmuş yılları Açelyayı dehşete düşürüyordu.

Rüyalarında gördüğü kendisinden bir iki yaş büyük uzun kızıl saçlı, parlak yeşil gözlere sahip olan kız çocuğunun kim olduğunu hatırlayamamak genç kadını yaralıyordu.

Hep aynı cümleyi kuruyordu: "Beni hatırla"

Peki, bu gördüğü yeşil gözlü kızın yanında bulunan sevip şefkatle sardığı küçük kız hatırlayamadığı küçüklüğü, her şeyin değiştiği o güne götürmüştü. Puzzle parçaları çoğaldıkça genç kadın kayboluyordu.

Açelya ateşler içerisinde kalmışçasına yatağından çıkarak üzerindekileri dahi çıkarmadan soluğu soğuk suyun altında almıştı. Soğuk su taneleri başından aşağıya döküldükçe genç kadının irkilerek titremeleri artıyor; sıcak göz yaşları soğuk suya karışıyordu.

Gün geçtikçe yaşadığı ikilemler genç kadını zorluyor, hırpalıyor, yıpratıyor ve savuruyordu.

Anne, baba bir kız kardeş düşüncesi; zirvesi gözükmeyen bir dağa tırmanmak kadar çılgın geliyordu Açelyaya.

Soğuk su tüm benliğini esir aldığında artık bilinci kapanmanın eşiğinde son kez çırpınışlarını sergiliyordu.

***

Korkut iki gündür evinde kalmak yerine denizin altında ve üstünde yer alan gizli eğitim sahasında kalmayı tercih ediyordu.

Sekiz kişilik ajan mezuniyetine az kalmıştı ve onların eğitimini incelemek genç adamın az da olsa kafanı meşgul ediyordu.

İki gündür odasından çıkmayan genç kadının varlığı ise Korkut'u huzursuz ediyordu.

Bir insan neden iki gündür odasından çıkmazdı ki???

Korkut neden bunu umursadığına da anlam veremese de kendini genç kadının odasının kapısının önünde bulu vermişti.

Kapıyı üç kere çalmış olmasına rağmen açılmayışıyla genç adamın endişeyle kaşları çatılmıştı. Odasında olduğuna emindi kimse odasından çıktığını görmemişti.

Her ajanın kapı şifresi farklı olsa da olası bir ikincil acil durum şifresi ortaktı. Eğer bu şifreyi kullanarak içeri girerse binadaki tüm ekibi başına toplayacağını bilse de bu durum karşısında kayıtsız kalamayan genç adam acil durum kodunu girerek genç kadının kapısını açarak soluğu içeride almıştı.

Kırmızı alarm tüm binada çalmaya başlamıştı.

Darmadağınık yatak, yerde parçalamış sürahi etrafa saçılmış bir çok kağıt parçası... Oda oldukça dağınık ve havasızdı.

Banyodan gelen hızlı akan suyun sesine karışan hıçkırıklar genç adamın hiç düşünmeden içeri girmesini sağlamıştı.

Açelya soğuk fayans üzerinde buz gibi suyun altında cenin pozisyonunda uzanıyordu. Adeta yanmaya devam etmek isteyen cılız bir mum ışığını andırıyordu.

Genç adam sesinin yüksek perdeden çıktığının farkında olmadan bağırıyor, bir yandan sonuna kadar açık olan soğuk suyu kapatmaya çalışıyordu.

Kalbi hiç olmadığı kadar korkuyla atmaya başlamıştı.

"Açelya beni duyuyor musun?"

Korkut; Açelyanın sesini duymak isterken aldığı cevap genç kadının akmaya devam eden gözyaşları oluyordu.

Kaşları oldukça çatılmış, donuk bakışları korku dolu bir ifadeye bürünmüştü.

Genç kadını kucaklayarak adeta ışık hızıyla odanın dışına çıkararak göğsüne daha fazla bastırdı. Sıcaklığıyla onu ısıtmak, iyileştirmek istercesine... Açelyanın titremeleri arttıkça kalbinin gümbürtüsü eş değer olarak çoğalıyordu.

Kapının önünde başka babası Bay Kara olmak üzere kendisine bakan soru dolu bakışları es geçerek oldukça donanımlı bir hastaneyi andıran revire genç kadını sarsmadan götürmek için hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştı.

Revirin kapıları açılmış yatak Açelya için çoktan hazırlanmıştı. Doktor önlüğünü giymiş serumu takmak için hazırlanıyordu.

Açelya güç kaynağını bulmuşçasına genç adamın elini bırakmak istemezcesine sımsıkı tutuyordu.

Bilincinin sakladığı ve gün yüzüne çıkmakta olan isim; rüzgarda salınan küçük çocuğun, ellerinde ipini tuttuğu balonun kaçması misali dudaklarından firar etmişti: "Asena"

Görevimiz Tehlike 《TEHLİKELİ OYUNLAR SERİSİ I 》TAMAMLANDI  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin