Keyifli okumalar :)
Çok kısa süren toplantının ardından ön bilgiler verilmiş, detaylar ajanlara dağıtılan dosyalarda belirtilmişti.
Toplantı odasını ilk erkeklerin terk etmesiyle arkalarından bayanlar çıkarak kendilerini gizli istihbaratın terasına atarak yıldızların altında, denizin dalgalı seslerini dinlemeye başlamışlardı.
Denizin bazen hırçınlaşarak kabaran dalgaları bazen ise sessizce süzülen su dalgalı Maria’yı gülümsetmişti.
“Denizi özlemişim.”
Sessiz ortamı bozarak kızların düşüncelerine ara vermişti Maria, biliyordu ki Bay Kara tarafından verilen bu emire itiraz hakları yoktu.
Açelya İtalya’da denizin kıyısında olan eviyle denize hasret yaşamamıştı hiçbir zaman denizde yüzmekten çok izlemeyi seviyordu, ruhunu dinlendiriyordu. Biliyordu ki denize uzak bir ülkede yaşasaydı mutlaka özlem duyardı.
“Özlenecek kadar güzel.”
“Kesinlikle öyle, huzur veriyor.”
Mislina, Açelya’nın sözlerini destekleyerek uysallaşmış olan denizi izlemeye devam etti.
Bukre, yeşil gözlerini gökyüzünün karanlığında parlayan yıldızlardan ayırarak hırçın dalgaların geri çekilerek sakinleşmesini izledi. Ne çok şey barındırıyordu böyle, tıpkı kendisi gibi.
Ayırmadı gözlerini dingin denizden yaklaşan fırtınanın sessizliğini barındırıp, haberini veriyordu sanki.
Çok nadir yaptığı uzun cümlelerinden kurdu.
“Hırçın, gözü kara, öfkeli, kızgın, sakin, durgun hiçbir duyguyu içinde tutamayacak kadar gerçek.”
Sustu dört kadın.
Yaklaşan fırtınaya güç toplamak için savaştılar birbirlerinden bağımsız.
*****
Dört adam günün yorgunluğunu atmak ve verilen görevi sindire bilmek için takım elbiselerinden kurtularak şortları ve spor atletleriyle ringde tempolu bir şekilde birbirlerinin paslarını silkeliyorlardı.
Ne paslanma ama! Hiçbir kusur yok!
Korkut burnunu sızlatarak kendisini tahrik eden o kokuyla görev boyunca aynı ev içinde bulunmak gözüne çekici gelmiyordu.
Bu güzel kokulu kadının omzunun hizasında biten kızıl saçları, kirpiklerini gölgeleyen kahkülü, okyanusu barındıran gözleri, bembeyaz teni olmak zorundamıydı?
Başka bir kadın olsaydı karşısında ki burnunu sızlatan kokuyu tadına çıkararak hüküm sürerdi o vücutta.
En önemlisi ise o, gözlerin içinde saklanmış, aydınlığa kavuşamamış karanlığı görmüştü Korkut.
Henüz bir iki saat içerisinde tanıdığı kadının karanlığıyla kaşlarını çatmıştı.
Ulaşılmazdı bu koku. Korkut asla sınırlarını aşmazdı. Her şey önce aynı birimde çalıştığı bir kadını arzulamak tersti onun için yanlıştı iş prensibine aykırıydı.
**
Enver, beyninin içinde dönen mercan rengi gözlerden oldukça rahatsızdı.
O gözleri beyninin içinden çıkarmak için çıktığı ringde pek de amacına ulaşamamıştı.
Nasılda hırsla öne atılmıştı öyle annesi gibi dişli ve tuttuğunu koparan başarılı kadınları beğenir, uysal kadınlarla yatardı.
Tam bir zıtlıktı Enver.
Farkında olmadan çekim alalına girer ve çekilirdi insan zira üstün bir çaba harcamasına da gerek yoktu.Kehribar rengi gözlerinin içine, bir kere bakmanız ve o gözlerin size bir kere göz kırpması yeterliydi.
Düşündü.. düşündü.. düşündü..
Düşünmeye de devam etti Enver neden toplantı da öyle söylediğini, neden sadece tanımadığıbirkaç saat karşısında oturmuş olan kadını neden istemediğini düşündü.
Aslında hissediyordu Enver bir erkeğe göre sezgileri oldukça kuvvetliydi.Bir şeyler olacaktı. İyi mi olacaktı, kötü mü olacaktı işte orasına emin olamıyordu.
**
Eric, Maria ile karşılaşmalarını ilk andan itibaren düşündükçe gülme isteğini bastırıyordu özellikle de arkadaşları yanında bu aptallığı yapmayacaktı. Tekin’in diline düşmek en son isteği bile değildi.
Tesadüflere inanmayan Eric bu karşılaşmayı kaderin cilvesi olarak düşünüyordu.
Nasıl bir cilveydi bu böyle olmayacak duaya amin dedirtecekti.
Kendisine öfke kusan kızın hayla aynı şekilde öfkesinin yerinde olup olmadığını merak ediyordu.
Etkilemişti kendisini beyninde yer ediniyordu çok sık yapmadığı bir şeyi yaparak çattı kaşlarınıkurallar vardı… yıkılmaz kurallar. Bugün burada bu ringde etkileşim son bulacaktı göndermişti komutu beynine görmeyecek ve duymayacaktı.
V şekline bürünmüş olan çatık kaşlarını aldığı kararla saniyesinde düzeltmişti dostlarının ilgisini üzerine çekmek istemiyordu.
**
Tekin ilk defa bir kadının ismini beş dakika sonrasında unutmamıştı.
İçinden ekledi. “Unutmayacak hatun vesselam.”
Bir kadının bedeni dışında ilk defa gözleri de dikkatini çekmişti gözlerinin ilk birbirine değdiği anı düşündü Tekin o gözleri gördükten sonra başka bir şeye bakamamıştı.
Alevdi o gözler aynı zamanda nefesti, hayattı. Keşfedilmemiş orman, işlenmemiş zümrüttü.
Şaşırdı Tekin sonra tekrar şaşırdı.
Şaşkınlığına şaşırdı.
Bir kadının gözlerini düşünüp yorumda bulunuyordu iç dünyasında dudakları kıvrıldı asla bu işlerin adamı değildi.
Zor olacaktı o gözleri her gün aynı evin içinde görüp keşfe çıkmamak zor olacaktı.
Arkadaşlarını gözlemledi aralarında en iyi gözlemi yapan her zaman kendisi olmuştu hepsinin de kendilerini birbirlerinden ayıran yetenek ve farklılıkları vardı. Oyuna kuralına göre oynamıyorlardı hepsi birer kural bozandı aslında birbirlerine girmişlerdi ama kimse bu durumdan şikayetçi değildi.
Saate gözleri takıldı henüz gece yarısını yeni geçmişti ringden inme ve üzerlerinde ki teri atma zamanı gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görevimiz Tehlike 《TEHLİKELİ OYUNLAR SERİSİ I 》TAMAMLANDI
Akční- TAMAMLANDI - Korkut Karataş; Gri bulutların arasında saklı kalmış bir adam. Kendinden ödün vermeyen kendi doğrularını yaşayan bir ajan. Onun gözleri içinden çıkmak istemeyeceğiniz bir hapishane. Enver Kandemir; Kan kusturan bir adam. O, adeta bi...